Şimdi değerli okurlarımın bu fikre nereden kapıldığımı sorduklarını duyar gibiyim.
İzah edeyim.
-Rahmetli Osman Tabak döneminde, bu kiraz festivalleri ayrı bir güzellikteydi. En önemli etken de, sanatçı faktörüydü. roman vatandaşları ve Bulgaristan göçmenlerinin yoğunlukta olduğu Tekirdağ’da, Kibariye’den tutun, Sibel Can ve daha bir çok halkı coşturan sanatçı portföyü yer almaktaydı.
Adem Dalgıç, bunu daha da anlamlı kılarak, son döneminde Neşe Karaböcek gibi nostalji devlerini getirerek bir çığır açtı. Şimdi ise tamamen siyasi konserlere dönüştü. Engelli olduğu halde, engelliyle fotoğraf çekilmeye bile yanaşmayan, sahneye çıkarken, “Eşkıya Dünyaya Hükümdar Olmaz” diye parça söyleyerek çıkan sanatçıya kaldıysak, vay halimize…
Eşkıya Dünyaya hükümdar olmaz nedir yahu?
Savaşa mı gidiyoruz.
Bu Tekirdağ Kiraz festivali, militarist bir gösteri değil.(bu arada bahsettiğim durumlar, Muratlı Hıdrellez şenliklerinde oldu ama sanatçı yine aynı sanatçıdır. Eminim aynı parçayı söylemiştir. Çünkü bu tür insanların repertuarı hep aynı parçalarla sınırlıdır)
O şenlikte her türden her görüşten insan var.
- Tekirdağ Uluslararası Kiraz Festivali, CHP olsun, MHP olsun Ak Parti olsun, her siyasi görüşten Tekirdağlının ortak festivalidir. Dolayısıyla her parti temsilcisinden katılım olmalı, konuşmacılar bu üslupla konuşmalıdır. Kadir Albayrak, Faik Öztrak, Kaan Gaytancıoğlu, Vali Mehmet Ceylan hep festivalin tarihçesi ve güzelliklerinden bahsederken, milletvekili Dr. Candan Yüceer kendisini Halk Tv’de zannedip hükümeti eleştiren bir konuşma yaptı.
Orası, birlik, beraberlik ve dayanışma içinde, bir milyonluk Tekirdağ halkının kardeşçe bir festival kutlamasıdır. Siyasi şov alanı değildir. Ayrıca bir diğer konu da, eğer diğer parti milletvekilleri veya temsilcileri katılmamışsa, bu tür konuşmaların polemiğinde bulunmamak içindir. Bir dahaki Kiraz festivalinde Sayın Vali Mehmet Ceylan’ın da katılmayacağını düşünüyorum.
- Uluslararası festival diyorsunuz, sadece Macarlar gelmişti. O da özellikle Macar günleri etkinliği programı olduğu için geliyorlar. Fakat artık onların da eski değeri verdiğini düşünmüyorum.Çünkü bu kez,sadece konsolosluktan bir temsilci ile İstanbul’dan Macar bir kütüphaneci katıldı.
Bu da Adem Dalgıç dönemindeki şaşalı dönemin sona erdiğini gözler önüne serdi.Ayrıca,yine Adem başkan döneminde,Bulgar,Yunan,Alman(Mennan Yıldırım’ın büyük desteğiyle)Makedon ve daha bir çok ülke temsilcisi katılırken bu yıl Macar dostlar sayesinde ulusal olmaktan kurtulup uluslararası sıfatını korudu.
- Festival çadırları ve esnafın, firmaların hali her yıl hüsran. Denize akan fosseptiği görüntülerken, kokusu eve gidene kadar burnumdan gitmedi. Bir de orada gıda satışı yapılıyor. Millet B.K kokusundan nasıl bir şey yiyebilsin? Tuvalet bile yok.
Arkadaş, o alana biraz meyilli beton döküp, denize akan rögarlar yapmak bu kadar mı zor?
Bir günde hepsi biter. Bir de bu insanlar çok yüksek kira veriyorlar.
- Gelelim organizasyona; Sizin bu konuda çok zeki hiç mi elemanınız yok?
Yine söylüyorum, Adem Dalgıç zamanında,3 gün boyunca, birbiriyle çakışmayan her saat diliminde ayrı bir organizasyon olan çok güzel programlarla günler dolu dolu geçerdi.
Bu yıl hiçbir şey yok. Sanat yok, edebiyat yok, milli ve kültürel sergiler yok, yarışmalar yok.(pardon, geleneksel kiraz yarışması hariç. Gerisi hikâyedir)
Sanat konusunda Edebiyat kültür sanat derneği bir şeyler yapıyordu, bir dernek ofisi vermediler, kapandı.
KISACA BIRAKIN ULUSLARARASI, ULUSAL TEKİRDAĞ KİRAZ FESTİVALİ U GİDİŞLE TARİHE KARIŞACAK.
YARIM ASIRLIK FESTİVAL THE END.
HEP ATASÖZÜ OLMAZ. ULUSLARARASI FESTİVALDE İNGİLİZCE OLSUN AMA İNGİLİZİ RÜYANIZDA BİLE GÖREMEZSİNİZ.
YOLUNU ŞAŞIRIP TEKİRDAĞ’A GELİRSE BELKİ…