Ama başta Sayın Kadir Albayrak ağabeyim olmak üzere, gerçekleri görüp, bana hak verdiklerini biliyorum. Çünkü bazıları kafalarını kuma gömmüşler, ağabeylerinin ablalarının izni olmadan hiçbir şey yapmıyorlar.
Artık siz buna Biat kültürü mü dersiniz, parti içi gruplaşma mı dersiniz, kültür, memleket, mezhep ayrılığı mı dersiniz bilinmez ama ben tamamen ayrımcılık, iç çekişme, koltuk sevdası ve gruplaşma demek istiyorum.
Düşünce özgürlüğünü savunan CHP düşünce özgürlüğüne muhalefet ediyor ama olsun.
Ben hepsini seviyorum(şaka şaka sevmediğim ikiyüzlüler ve art niyetliler de var ama çoook az.)
Sayın Çiğdem Tarar, Tekirdağ’ın göbeğinde harika bir festival organizasyonu yaptı. Daha ilk günden Sayın Gülferah Güral, “personelim için yorucu olur” diyerek çadır vermek istemedi.
Bu ayıbı, Tekirdağ Büyükşehir Genel Sekreter Yardımcısı Kaan Gaytancıoğlu, Genel Sekreter Yardımcısı Tamer Dodurga ve Basın Daire Başkanı Ahmet Poyraz müdahale ederek önledi.
Şimdi soruyorum; Tekirdağ Kent konseyi kadın meclisi başkanı Çiğdem Tarar’ın başkan olması için çalışanlar, mevcut belediyelerin üst düzey yetkilileri, belediye başkan ve başkan yardımcıları, milletvekili aday adayları değil miydi?
BU ETKİNLİKTE NEREDEYDİLER?
- Bu etkinliğin davetiyesi, Kadir başkanın kalemini geçip Kadir başkana neden ulaşmıyor?
Neden başkanın bu etkinlikten haberi olmuyor?
- Çorlu Kent konseyi başkanı Ramadan Cesur ve kadın meclisi başkanı Şefika Koca bir telefonla Ünal başkana ulaşıp bire bir her konuyu konuşurken, neden Kadir başkanın kalemini geçip Çiğdem hanım başkanla konuşamıyor?
- Hani nerede BELEDİYE BAŞKANLARI, BAŞKAN YARDIMCILARI, KADIN KOLLARI BAŞKANLARI?
- Hani nerede İL BAŞKANI RECEP ÖKTEN, İLÇE BAŞKANLARI, TEŞKİLATLAR?
- SAYIN FAİK ÖZTRAK GELSEYDİ, BU ETKİNLİĞE KATILSAYDI(GERÇİ TEKİRDAĞ MİLLETVEKİLİ OLARAK REFERANDUMDA GENEL BAŞKANIN TALİMATIYLA YA DA GENEL BAŞKAN ZİYARETİ HARİCİNDE GELDİĞİ YOK YA NEYYYSE. HAA BİR DE ADAY ADAYLIĞINDA GELİR) O ZAMAN HERKES ORADA OLURDU.
- SAYIN CANDAN YÜCEER GELSEYDİ, (O DA TELEVİZYON TELEVİZYON GEZMEKTEN FIRSAT BULAMADIĞINDAN MURATLI CEMEVİ AÇILIŞINA DAHİ GELMEYE TENEZZÜL ETMEDİ YA YİNE GELMEZDİ) YİNE HERKES BURADA OLURDU.
Artık elinizi başınızın arasına alın ve sesinizi yükseltin. Partiniz içten içe kaynıyor. Gruplaşmalar, kutuplaşmalar almış başını gidiyor.
Herkes eş dost sohbetinde, işyerlerinde veya rakı masalarında partililerini eleştiriyor, bazen ağır söz ve ithamlarda bulunuyor, kimse çıkıp açık yüreklilikle sesini yükseltip konuşamıyor.
Kendi seçtikleri başkanın organizasyonuna bile gelmiyorlar. Amaç, safı ve tarafı belli olmasın.
Olmuyor, yanlış yapıyorsunuz.
Çıkın konuşun.
Eğer bir etkinlikte dahi bir araya gelemiyorsanız, milletvekilleri bile birbirlerini haksız yere itham ediyor, bunda gazeteciye bile seviyesizce iftira atmaya cüret ediyorsa, siz bitmiş, okeye dönüyorsunuz. Ama unutmayın ki, okeyin bile sahtesi var. Gerçeği oyun kazandırır, sahtesi yer doldurur.
Size bir fıkrayla örnek vereyim; Temel ile Dursun tarlaya tuz ekmişler.(tuz mahsul vermez ya, fıkra işte)Malum yaz ayı olduğu için tuz erimiş ve sinekler üşüşmüş.
Dursun’un alnına sinek konduğunu gören Temel, çekmiş silahı Dursun’u alnının çatından vurmuş. Bunu gören Temel, “uyy sineğu furdim, bir sizden bir bizden oldik bir kilo tuzdan” demiş.
Ey CHP’Lİ dostlar, bir kilo tuz için bir sineği vurayım derken dostunu vurmak yerine, oturup o tuzdan neler yapabilirim diye düşünün.
YANLIŞLARI ÇIKIN AÇIKÇA SÖYLEYİN. “KRAL ÇIPLAK” DEMEYEREK SUSMAK DEĞİL, GERÇEKLERİ AÇIKÇA SÖYLEMEK HER ZAMAN KAZANDIRIR.
TAKDİR SİZİN