Zirve sonrasında bir basın toplantısı gerçekleştiren liderler şu açıklamaları yaptı:
AB Konseyi Başkanı Donald Tusk:
• Bugünkü AB-Türkiye görüşmeleri her iki tarafın ilişkilere verdiği önemi bir kez daha gösterdi.
• Geçtiğimiz yıl Brüksel’deki son zirvede taraflar arası diyaloğun artırılması kararı alınmıştı. Geçen süre içerisinde AB ile Türkiye arasında sayısız önemli görüşmeler yapıldı.
• Göç ve sığınmacılara yönelik destek konusunda AB ve Türkiye
ortaklığı sıkı bir şekilde devam etmektedir.
• AB üyeliğine aday bir ülke olarak Türkiye, demokrasinin gelişmesi ve en yüksek standartta sürdürülmesi yönünde taahhüdü bulunmaktadır.
• Darbe teşebbüsü ve terör saldırılarının ardından Türkiye’nin güvenliğini sağlamak için atması gereken adımların AB olarak farkında olmakla birlikte, başvurulan bazı yöntemlerin Türkiye’de temel özgürlükler ve hukukun üstünlüğünü göz ardı etmesinden endişe duymaktayız.
• Terör örgütlerine karşı verdiğimiz ortak mücadelede özellikle “yabancı terörist savaşçılar” alanında Türkiye ile işbirliğini
derinleştirmek istiyoruz.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan:
• Türkiye-AB ilişkilerinde zorlu bir dönemi geride bırakmış olmayı umuyoruz.
• Türkiye vize serbestisi konusunda üzerine düşeni yapmış ve AB’li muhataplarından geri dönüş beklemektedir. Şubat ayı başında AB Komisyonu’na sunulan bu konuyla ilgili çalışma
belgesi üzerindeki değerlendirmelerini AB bir an önce tamamlamalıdır.
• Gümrük Birliği’nin güncellenmesi çalışmalarına başlanmalıdır.
Bu tür teknik konular siyasetin meselesi hâline getirilmemelidir. Her iki tarafın da faydasına olan başlıklarda süratle mesafe alınmalıdır.
• AB, serbest ticaret anlaşmaları ile ilgili sorunlar ve karayolu
taşımacılığı konusunda yaşanan sıkıntıların çözümüne katkıda
bulunmalıdır.
• Türkiye’nin teröre karşı operasyonları Avrupa’nın da güvenliğine katkı sağlamaktadır.
• Avrupa’yla tarihî, kültürel ve insani bağlara ilave olarak; ekonomi, enerji, ulaştırma ve göçle mücadele gibi kritik başlıklarda Türkiye ve AB’nin ortak çıkarları bulunmaktadır.
AB Komisyonu Başkanı Jean-Claude Juncker:
• AB ve Türkiye arasındaki güveni tazeledik ve bu nedenden ötürü mutluyum.
• AB ve Türkiye aralarındaki anlaşmazlıkları kamuoyu önünde tartışmakla büyük bir hata yapmaktadır; öte yandan ortak konuları ve ortak hedeflerimizi kamuoyu önünde hiçbir zaman
konuşmamaktayız.
• Biz gerçekten Türkiye’nin Avrupa Birliği’nin gerçek ve stratejik partneri olmasını istiyoruz. Stratejik partner olarak bizler samimi ve dürüst bir diyalog tesis etmeli ve devam ettirmeliyiz. Ancak bu şekilde bizi yakınlaştıran konuları geliştireceğiz ve bizi ayıran konulara da çözüm bulacağız.
• Enerji kaynaklarımızın güvenliğinin sağlanması da dahil olmak üzere Türkiye ile pek çok alanda ortak çıkarımız bulunmaktadır.
• Avrupa Yatırım Bankası’nın da 1,5 milyar Euro’luk kredi ile desteklediği Güney Gaz Koridoru Projesi’ndeki ilerleme büyük
memnuniyet vermektedir; bu proje sayesindeAzeri gazı 2018 yazına kadar Türkiye’ye, 2020 yılına kadar da Avrupa’ya ulaşacak.
• Terör hem Türkiye’yi hem de AB’yi aynı önem derecesinde ilgilendiren ortak bir mücadele alanıdır. Ancak güçlerimizi birleştirirsek teröre karşı verdiğimiz savaşı kazanabiliriz.
• Türkiye’deki mülteci kampları AB-Türkiye dayanışmasının ve Avrupa’nın Türk topraklarındaki mültecilerle dayanışmasının
somut bir örneğidir.
• Zaman zaman dile getirilen Türkiye’yle üyelik müzakerelerinin durdurulması gerektiğini iddia eden, hiçbir derinliği olmayan, demagojik ve popülist fikirlere katılmıyorum.
• Türkiye ve AB gerekli adımları atmalı; Türkiye AB
ülkeleriyle ilişkilerini iyileştirmeli.
• Avrupa Birliği, Türkiye’nin kurumlarını koruması gerektiğini anlamaktadır. Türk kurumlarının güvenliği Türk ve Avrupa kurumlarının güvenliğidir. Alınan önlemler sayesinde bugün
Türk kurumlarının daha da güçlendiğini ve olağanüstü hal durumunun artık kalkabileceğini düşünüyoruz.
• Türkiye ve Avrupa Birliği’nin beraber hareket etmeleri gerektiğine yürekten inanıyorum.
Avrupa Birliği Sayıştayı, AB’nin Türkiye’ye Suriyeli sığınmacılar için yaptığı mali yardım paketini, nasıl
yönetildiği, koordinasyonu, işlevi ve gözetimi ve yapılan insani yardımların ne kadar başarılı olduğu açılarından değerlendirecek. AB Konseyi’nin Türkiye’deki mülteciler için ek mali yardımda bulunulması çağrısından sonra 1 Ocak 2016’da
yardım paketi oluşturulmuştu. 3 milyar Euro’luk yardım paketinin 1 milyar Euro’luk bölümü AB bütçesinden, 2 milyar Euro’luk bölümü ise üye devletlerden karşılanmıştı.
AB Sayıştayı, yardım
paketinin hedeflediği gibi etkin bir destek sağlayıp sağlamadığını inceleyecek. Paketle ilgili daha fazla bilgi almak isteyenler için de Sayıştay ayrı bir belge yayımladı.
Mali yardım paketi hem insani hem de diğer yardımları kapsamakta. Türkiye’deki mülteciler için verilen AB desteğinin hızlı, etkili ve eşgüdüm içinde harekete geçirilmesini sağlamayı amaçlayan mali yardım paketi AB’nin mülteci krizine yönelik en
önemli araçlarından biri olma özelliği taşıyor. AB Sayıştayı yapacağı incelemeyle yardım paketinin kullanım ve işlevini değerlendirecek. Sayıştay raporunun 2018 yılı sonuna doğru yayımlanması bekleniyor.