Ergene Marmaracık Gölü Temizleniyor
Video Bilgileri
Açıklama
Sevindirici bir haber, inşallah sonuçlarıda iyi olur.
Trakya Platformu Bilim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Osman İnci, hastalıkların son noktası ‘kanser’in bölgede göreceli olarak artığına dikkat çekerek, “Bu düzeyde kirlilikten utanmalıyız “dedi… Ergene Platformu Dönem Sözcüsü Av. Bülent Kaçar da, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ile Orman ve Su İşleri Bakanlığı’nın Ergene’yi kirleten sanayi tesislerine söz geçiremediklerini, kirletenler ve göz yumanların yargılanmadığı sürece Ergene’nin hayata dönmeyeceğini söyledi…
Uzunköprü’de karanlık sularında kaybolan liseli gencin aranamaması nedeniyle en acı biçimde gündeme gelen Ergene Nehri’ndeki aşırı kirlilik ilçede düzenlenen “Ergene Kirliliğinde Son Nokta” konulu toplantıyla masaya yatırıldı.
Trakya Platformu Bilim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Osman İnci, hastalıkların son noktası ‘kanser’in bölgede göreceli olarak artığına dikkat çekerek, “Bu düzeyde kirlilikten utanmalıyız “dedi. Ergene Platformu Dönem Sözcüsü Av. Bülent Kaçar da, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ile Orman ve Su İşleri Bakanlığı’nın Ergene’yi kirleten sanayi tesislerine söz geçiremediklerine dikkat çekerek, kirletenler ve göz yumanların yargılanmadığı sürece Ergene’nin hayata dönmeyeceğini söyledi.
Edirne Tabip Odası ve Uzunköprü Belediyesi’nce düzenlenen toplantı Ege Düğün Salonu’nda gerçekleştirildi. Uzunköprü Belediye Başkanı Av. Enis İşbilen toplantının açılışında yaptığı konuşmada, 2 ayda bir yaptırdıkları analizlerden Ergene’deki suyun 4’üncü derece kirli olduğunun ortaya konulduğunu belirterek, “Bu yüzden içimizden su demek gelmiyor” dedi.
Nehrin sanayi kanalizasyonu olarak akmaya devam ettiğini anlatan İşbilen, liseli gencin olayı ile ilgili, “Önce şaka zannettik. Sonra birkaç gün bekledik. Sonra gördük ki, görevliler adımlarını atamadı, parmaklarını sokamadı” dedi. Edirne Tabip Odası Başkanı Dr. Ertuğrul Tanrıkulu da, Ergene’deki durumun çevre sorunu olmadığını, felaket olduğunu belirterek, “Bu felaket karşısında daha güçlü beraber olmak zorundayız. Çünkü, ciddi zararlar görüyoruz” diye konuştu.
Trakya Platformu Bilim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Osman İnci¸ “Ergene kirliliği nedeniyle nehre girerek nehirdeki can kayıplarımızı arayamıyoruz” diyerek başladığı konuşmasında, bazı işletmelerde biyolojik arıtma suyunun dezenfekte edilmeden nehre verildiğini, yargı kararlarının uygulanmadığını, kimyasallar ve ağır metallerin sofralarda ve dokularda olduğuna dikkat çekti.
Prof. Dr. İnci, şöyle konuştu: “Çözünmüş oksijen değerlerinin çok düşük, nehirdeki canlı hayatının bitmiştir.
Nehre deşarj, nehrin taşıma kapasitesinin çok üstünde, nehir taşıyamıyor. Aerobik biyolojik arıtma yapılan çoğu işletmeler bu bakterilere dezenfeksiyon uygulamadan nehre vermekte, Ergenedeki kirlilik ve koku öylesine ürkütücü ve sağlığı etkileyici düzeydeki nehre düşen insanlarımızı arayamıyoruz. Bu düzeyde kirlilikten utanmalıyız. Kirlettiğimiz doğa kirliliği bize sunmakta. Ancak kirletenler ve yasal görevini yapmayanlar değil de bölgede yaşayan, kirletmede hiç sorumluluğu olmayan halkımız hastalıklara yakalanmakta. Hastalıkların son noktası ‘kanser’ göreceli olarak artmakta. Kendi tarım topraklarını koruyamayan Türkiye, Sudan’da 99 yıllığına tarım arazisi kiralayarak ‘kolonicilik’ yapmaya heveslendi. Trakya’da amaç dışı kullanımla kaybedilen tarım toprağı Sudan’da kiralanan arazinin 7 katıdır. Burada Avakado, Kanola, Ananas, Mango yetiştirecekmiş. Sonuçlar ağır metallerle ağır derecede kirlenen Ergene nehri yakınında yaşayan böbrek, mesane ve prostat kanserli olguların ağır metallere uzun süre maruz kaldıklarını göstermektedir. Bölge yaşayanları genellikle kendi tarımsal üretimini tüketmektedir. Bitkilerde, sebze ve tahıllarda standart değerlerin üstünde bulunan ağır metallerin insan sağlığını ciddi olarak etkilediği açıktır. Ağır metallerin besin zinciri yoluyla insana ulaştığı ve ‘metal yükü’ oluşturduğu kanısındayız. Bu coğrafyada ağır metal kirliliği nedenleri arasında tarımsal sulamada da kullanılan Ergene nehrinde önde gelmektedir.
Sanayi tesislerinde yalnızca biyolojik arıtma yapılmaktadır. Arıtma sonrası dezenfeksiyon olmadığından nehre bakterili su veriliyorsa çok riskli. Alınan yargı kararları uygulanmamakta. Bakanlık 1/100.000 ölçekli planın iptal edilen 26 maddesini 1/25.000 ölçekli planlarda uygulamamakta ısrarlı. İllerin 1/25.000 ölçekli planlarını iptal için tekrar yargıya gidildi sonuçlananlar kazanıldı. Sürdürülebilir kalkınmadan yana olanları bezdirmek için her şey yapılıyor:Bilim insanları ile üretici, köylü ve çiftçi karşı karşıya getirilmekte. Bilimsel veri ve sonuçlar şüpheli gösterilmek istenmekte ve cehalet devrede.”
Ergene Platformu Dönem Sözcüsü Av. Bülent Kaçar da, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ile Orman ve Su İşleri Bakanlığı’nın Ergene’yi kirleten sanayi tesislerine söz geçiremediklerine dikkat çekerek, kirletenler ve göz yumanların yargılanmadığı sürece Ergene’nin hayata dönmeyeceğini söyledi. Çevre korumacı uygulamalar yerine çevre tahribatının azgınca gelişmesi karşısında Çevre hakkı ve yaşama hakkı birbirlerinin vazgeçilmezi haline geldiğini belirten Kaçak şunları söyledi: Ergene havzasında bizlere yaşatılan bu vicdansızlıktan dolayı sadece Uzunköprü değil tüm Trakya mağdurdur. Kimse bu kirlilikten dolayı çiftçiye üreticiye fatura çıkarmasın. Sorumluluk ekmeği için üretim yapanlara değil insafsızca yaşam hakkımızı çalan sanayi tesislerine, kirletici idarelere ve kirletenlere gözyuman yetkililere çıkarılmalıdır. Bölgesel mağduriyeti merkezi ve yerel yetkililer Anayasanın 56.maddesi, Çevre Yasasının 15.maddesi, Türk Ceza Kanununun 181. maddesi, Su Kirliliğini Kontrol Yönetmeliği hükümleri kapsamında acil tedbirlerle yani savcılık şikayeti, geçici veya süreli faaliyet durdurma, izin ve ruhsat iptali gibi yasal tedbirlerle çözüm üretebilir. Oysa açıklanan eylem planı, bölge planı ve çevre mevzuatına rağmen Ergene havzasının kirlenmesi artarak devam etmektedir.
Bu gelişme karşısında kamu görevlilerinin TCK 257.maddesi kapsamında görevi kötüye kullanma ve kamu görevinin gereklerini yerine getirmemekten doğacak yasal sorumlulukları bulunmaktadır. Edirne İdare Mahkemesi’nin 1998 yılından beri Danıştay 6. Dairesinin 1999 yılından beri verdiği tüm kararlarda Çevre Bakanlığının ve bölgemiz kamu görevlilerinin etkin idari tedbirler almaması sonucu kusursuz sorumluğu vurgulanmıştır. Bölge Planlamasının hukuksuzluğuna dair verilen yargı kararlarında da Ergene nehri kirliliğinin önlenmesine ve nasıl giderileceğine dair somut önlemlerin alınmadığı tespit edilerek kamu idareleri hukuken uyarılmışlardır. 18 sivil toplum kuruluşu ve kamu idaresinin imzaladığı Uzunköprü STK Sonuç Bildirgesi bu vicdansızlığa karşı çok önemli bir girişimdir. Bu ortaklaşmanın Tüm Trakya il ve ilçelerde gerçekleşmesi somut çözümlerin başlaması için örnek teşkil etmektedir. Trakya’da başta üretici birlikleri, odalar, kooperatifler olmak üzere herkes vicdansızlığa karşı hukuksal ve idari olarak etkili bir mücadele ortaya koymadıkça, kirletenler ve göz yumanlar yargılanmadıkça Ergene hayata dönmeyecektir.
İlgilinizi çekebilir...