Bu kitapta etnik ve dinî farklılıklar sonucunda birden fazla tarihsel anlatımın mümkün olduğu, Hatayda yapılan etnografik bir çalışmayla ortaya konulmaya çalışılmıştır. Hatayın Türkiyeye 1939da gerçekleşen ilhakı, Birinci Dünya Savaşıyla başlayan bir dizi olayın son noktasıdır. Türklerin, Fransızların ve Arapların bölge üzerindeki hak iddiaları, devletler seviyesinde diplomatik ilişkilerle bir arada yürümekteydi. Bu olaylar devam ederken Hatay halkı da kendisi için en iyi sonuçları elde etmek için kendine has stratejiler geliştirmiştir. Bu yüzden de her grup, geçmişi farklı bir biçimde deneyimlemiş ve hafızaya almıştır. Hatıralardaki ve geçmişi yorumlamadaki bu farklılıkları görmek için sözlü görüşmeler yapılmış ve yazılı kaynaklar da eleştirel bir gözle değerlendirilmiştir. Sözlü tarih anlatımlarının yazılı kaynaklarla birlikte kullanılması, geçmişin sunumunda çok önemli farklılıklar olabildiğini göstermiştir. Kolektif belleğin aktarım biçiminin yanı sıra bugün içinde yaşanılan sosyal, ekonomik ve siyasî koşullar, geçmişin yeniden yapılandırılmasını etkilemiştir. Dolayısıyla farklı etnik ya da dinî kökenlere sahip grupların ya da bireylerin, tarihî olayları anlatım biçimleri farklılıklar göstermektedir.