Dünyanın tümüyle tecimsel bir pazar haline geldiği andan itibaren nesnelerin ve şeylerin birbirine karıştığı, kabaca modernitenin mirası sayılabilecek, dağınık, belirsiz bir estetik kavrayışı doğdu. Bu arada, maddi gündelik yaşantıyı inşa eden bildik nesneler de edebiyattan sinemaya, mimariden fotoğrafa kadar farklı sanat disiplinlerinin ayırıcı vurgularıyla işlev, anlam ve boyut değiştirdi. Tanınmış sanat tarihçisi Francalanci, sandalyeden masaya, pencereden kapıya dek birçok nesneyi, maddi varoluşlarının ötesine geçen bir referans ağı içinde yeniden çözümlüyor. Bu yolla da maddi hakikatin sadece algısal değil, politik boyutunun da yeniden tanımlandığı bir estetik okuması öneriyor.
Estetik, varolanla ilişkinin yapısal değil, görüngübilimsel özüdür. ( ) Çünkü bilgi yalnızca işe karışan bütün öznelerde ortak bir antropokültürel boyutta öğretilebilir; aksi durumda misyonerce bir kendini beğenmişlik olur. Nitekim, kültür bir bilginin kökleşmesinden önce gelir.
Ernesto L. Francalanci