İnsanlık tarihinin büyük bölümünde ölüm, ortak ve sürekli mevcut bir olasılıktı. Beş ya da elli yaşında olmak fark etmez, ölümün ne zaman ve nerede geleceğini kimse bilemezdi. Ancak günümüz tıbbında gelinen noktada insan neredeyse ölüme meydan okuyabileceğine inanıyor ve ölümlü olma gerçeğinden giderek kopuyor. İşte bu kitap günümüzde ölümü tecrübe etmekle ilgili.
Bu kitap, yaşlanmak ve ölmek nasıl bir şey, bu fikre ne kadar hazırız, tıp bizi nereye kadar destekleyebilir ve yolun sonu neresidir sorularına yanıt vermeye çalışıyor. Atul Gawande Ölümlü Olmak’ta empatik ve duyarlı yaklaşımıyla cerrah, hasta, aile üçgeninde gelişen deneyimleri inceliyor.
Gawande insan doğasını değil tıbbın işleyişini değiştirecek bir fikrin peşinden gidiyor. Hastalar ve aileleri tıbbi süreçlerden geçerken ölüm gerçeği üzerinde saplanıp kalıyorlar ancak Gawande’ye göre hedef sonuçta iyi bir ölüm değil iyi bir yaşam – sonuna kadar...