“Hayatımın buhranlarla yoğrulduğu bir gün, değişti kaderimin nazik çizgisi. Kırılma noktasının ince damarına bastığımı bilmeden kendimi sokaklara attığım o gün, başıma gelecek ne varsa tesadüftü. Herkes bazen çekip gitmek isterdi. Ben de bunu yaptım. Aldım başımı kaçtım. Nereye mi? Daha önce hiç görmediğim bir şehrin adı sürpriz sokaklarına… Hiç tanımadığım ama bir yerlerde beni bekliyor dediğim adama… Ben kendimi ararken onu buldum! O günden sonra ben yok oldum.” Günlerini fotokopi gibi yaşamaktan bıkan Aden, bu sıradanlığa son verip, hayatına bir farklılık katma isteği ile düşmüştür yollara. Kendini sokaklara atıp başıboş bir avare gibi dolaşırken, aklındaki yaramaz düşünceler ona çılgınlık yapmanın iyi bir fikir olduğunu fısıldarlar. Adımlarının sonunda kendini bir tren istasyonunda bulur. Gişeye gelip ilk bilet alacak kişi nereye gidiyorsa oraya gitmeye karar verir. Ve bütün macera bu oyunla start alır. Bilmediği bir şehrin sokaklarında onu bekleyen eğlenceli, çılgın, enerjik olaylar ve maceralar gizlenmiştir. Ve belki de en büyük aşkı…