Gündüzleri bilgisayar kurdu, geceleri romans bağımlısı Island Chaptal , New York ‘taki darmadağınık dairesine girdiğinde Bay Doğru ile karşılaşacağından bihaberdir.
Şey.. Aslında Bay Titiz desek daha doğru.
Hem son derece kibar ve yakışıklı hem de Obsesif Kompülsif Bozukluk hastası profesyonel bir tetikçi olan March’ın , Island’ın hayatına girdiğinde onu öldürmeye niyeti yoktur,en azından bir süre.
Yalanlar kadar , dağınık çamaşır çekmecelerine de tahammül edemeyen March , Island’ın annesinin gizli bir örgütten yıllar önce çaldığı elmasın peşindedir. Başlarda Island annesinin sırlarına ışık tutmak için March’e yardım ediyor gibi yapar. Ancak ‘önce parçala sonra sorgula’ mantığını benimsemiş başka bir tetikçinin önüne düşünce bir tek March’a güvenebileceğini anlar. March iyi ki vardır… ve yanında taşıdığı ipleri, silahları, bıçakları..
Kendi halinde bir hayat süren Island birdenbire Paris’ten Tokyo’ya uzanan nefes nefese bir kovalamacanın içine düşer. Annesinin vasiyetinde bıraktığı ipuçlarını takip ederek elmasın yerini bulmalıdır. Bu sırada bir erkeğe hayatında hiç olmadığı kadar yakınlaşacaktır. Ama bir tetikçiye aşık olmak kelimenin tam anlamıyla tehlikenin kendisiyle flört etmek demektir.
(Tanıtım Bülteninden)