Yıllar önce bozulan kısa evliliği neticesinde Bea Nightingale, orta yaşlı, yalnız, 1950’lerin New York’unda fakir bir mahallede öğretmenlik yapan bir kadına dönüşmüştür. Bea’nin uzun süredir görmediği, zor bir karakteri olan ağabeyi ondan New York’tan Paris’e gitmesini ve neredeyse hiç tanımadığı yeğenini oradan alıp eve getirmesini istediğinde, Bea kendisini ağabeyinin ailesinin ve hatta onca yıldan sonra eski kocasının hayatının içinde bulur. Her biri, kaderlerin değiştiği o yılın sadece birkaç ayında yaşanan olaylar yüzünden geri dönülmez biçimde değişir.
New York’tan Paris’e, oradan Hollywood’a giden, yeğenlerine yardım eden ve suç ortaklığı yaparken bir yandan da ağabeyiyle mektuplar üzerinden savaşan, eski kocasıyla yüzleşen ve nihayetinde onun geçmiş onlarca yıl öncesine dayanan küçümsemelerinden kurtulan Bea Nightingale yardım etmeye çalıştığı insanlara istemeden büyük zararlar verir.
Bea’nin çektiği sancıların hikâyesi, aşkın ilginç doğasına cesur ve etkileyici bir bakış sunuyor: İnsan nasıl aynı zamanda buyruk altında tutulur ve istismar edilir; kazanılır ve şefkat gösterilir ya da tamamen kaybedilir.
(Tanıtım Bülteninden)