“Nasıl olsa yapar” diye testiyi kırmadan önce çocuğu şamarlayan Nasrettin Hoca ne kadar haklıdır bilmiyoruz ancak burada biz de en az onun kadar temkinliyiz. Hasta olduktan sonra değil, hasta olmadan önce alıyoruz önlemimizi. İyileşmek, daha da önemlisi hastalık bizi bulmadan harekete geçmek için kendi değişimimizi sağlayabiliriz. Bu değişim için önümüzde hiçbir engel yok. Tabii kendimizi saymazsak…
Şimdi çözüm yollarını ve umut kapılarını aralayıp yüzümüze bir gülümseme kondurabiliriz.
Zeynep Dizmen ve Eray Hacıosmanoğlu fiziksel sebeplerle geliştiğini düşündüğümüz bazı hastalıklar ile duygusal sebepler arasındaki bağı ortaya koyan bir çalışma ile "her şey için geç olmadan" yapabileceklerimizin peşine düşüyorlar.
Ruh-beden-zihin üçgenin olağanüstü etkileşiminin izini sürerek sevgisizliğin, değersizlik hissetmenin bizi nasıl içten içe hasta ettiğini, tam tersine sevginin, iyi hissetmenin ve inancın mucizevi iyileştirici gücünü bilimden beslenen bir bakış açısıyla ortaya koyuyorlar.
Hastalıkların Duygusal Sebepleri: Her Şey İçin Geç Olmadan hemen bugünden itibaren başlayabileceğiniz ümide ve iyileşmeye dair yolculuğunuz için bir rehber kitap.
(Tanıtım Bülteninden)