Mizgin Bulut, ilk kitabı Yokuş Aksanı`ndaki öykülerle okuru şaşırtmayı ve oyun oynamayı seven bir yazar olduğunu müjdeliyor bize. Bireyi, aileyi ve toplumu ele alışındaki sahicilik, kendi sesini gizleyip karakterleri işitmemizi sağlayan dil mahareti ve sıradan görüneni tuhaflaştırmaktaki yeteneği ilk bakışta fark ediliyor. Yokuş Aksanı, uzun süre sizinle gezecek ve unutulmayacak bir kitap.
"İki metalin birbirine sürtünmesindeki kıyıcı ses, nasıl da anlatıyor kendini. Kendinden böyle haber veren, aslı gibidir, diyebildiğimiz çok az şey kaldı. Bu ses bana, ‘Hadi,’ diyor, ‘kalk da Allah’a teşekkür et, ölmedin acından.’
Kırk gün kırk asır gibiydi ama işte günü geldi. Zaman hep böyle geçmez umarım. Diriyim. Aynaya baktım bu sabah, duruyor yüzüm hâlâ. Şöyle sese doğru yürüyen iki bacağım da var şükür. Birazdan daha neler edeceğim o bacaklarla neler… Yürüyüp şu kapıdan çıkacağım. Asansör yerine merdiveni kullanacağım. Binadan çıkana kadar yığılmazsam yolu hatırlıyorum demektir. Yığılmayacağım."
(Tanıtım Bülteninden)