Sanatçı humanist, ahlaklı olmak; toplumun fikirsel hayatına yön vermek mecburiyetindedir. Bunu yaparken toplumun değerlerine önem verir. Çünkü müzik, resim ve tiyatro vb. Önemli enstrümanları kullanır. Kitap yazar, opera, bale ve tiyatro eserleri sahneye koyar, konser verirler. Kuşkusuz bunları yaparken milli, yerel ve sosyal değerlerimizin gelişmesini gözetmelidir.
Bilindiği gibi, her ideoloji sanat ile desteklenmeden yeterince gelişemez.
Bir milletin dili, estetik anlayışı ve milli zevkleri, adeta onun ruhu gibidir. Varlığını sürdürmek isteyen milletler, bu değerlerine sahip çıkmak zorundadırlar. Tarihte adı geçen bütün toplulukların sanatları olmuştur. Sanata değer vermeyen milletlerin bugün geldiği (veya gelemediği) durumu ibretle izliyoruz.
Sanat, sadece duygudan ibaret değildir. Aynı zamanda düşünce dünyasının ve aklın ürünü olmalıdır. Ayrıca sanat ortamı, hoşgörü, güzellik ve sevgi ortamıdır. Sanatın en önemli işlevi, gerçeği bütün yönleriyle ve samimiyetle anlatmasıdır.
Bu kitabın amaçlarından birinin Türkiye’nin müzik evrimine dayanak oluşturan temel olguları, tarihsel bir süreç çerçevesinde irdeleyerek, çağdaş Türk müziğinin kat ettiği bugünki gelişimin, genel Türk aydınlanması içindeki yerini belirlemeye çalışmak olacaktır.
Atatürk’ün modern Türkiye’yi kurarken belirlediği siyasal programının kültür boyutunu oluşturan müzik alanındaki başlıca hedefleri; öncelikle klasik Batı müziğinin ülkede yerleşmesi, bu müzik türünde Türk sanatçılarının özgün eserler ortaya koyması ve bu müziğin ulusal müzik haline getirilmesi idi.
Ancak onun düşüncesi, evrensel normların ulusal ve yerel ezgilerimizle bütünleşmesi idi.
(Tanıtım Bülteninden)