Bilbao, İspanya
Harvard’da semboloji ve dini ikonoloji profesörü olarak ders veren Robert Langdon önemli bir açıklamanın, yani “bilimin tüm perspektifini sonsuza dek değiştirecek bir keşfin” duyurusunun yapılacağı Bilbao’daki ultramodern tarzda inşa edilmiş Guggenheim Müzesi`ne geldiğinde heyecanlı olduğu kadar düşüncelidir de. Geceye ev sahipliği yapan Edmond Kirsch kırk yaşında bir milyarder ve yüksek teknoloji ürünü keşifleri ve gözüpek öngörüleriyle dünyanın dört bir yanında adından söz ettiren bir fütüristtir. Yirmi yıl kadar önce Langdon’un Harvard’daki ilk öğrencilerinden biri olan Kirsch dudak uçuklatan bir keşfi ilan etmek üzeredir. Öyle ki bu keşif insanın varoluşuyla ilgili iki temel soruya yanıt olabilecektir.
Gece ilerlerken Langdon ve orada bulunan yüzlerce konuk son derece orijinal bir sunuma kendilerini kaptırırlar. Langdon bu sunumun beklediğinden de tartışmalı boyutları olduğunu düşünmeden edemez. Ama en ince ayrıntısına kadar planlanmış gece birdenbire bir kaos ortamına dönüşür ve Kirsch’in eşsiz buluşu sonsuza dek kaybolmanın eşiğine gelir. Çok yakın bir tehdidin etkisini hisseden ve iliklerine kadar sarsılan Langdon ümitsizce Bilbao’dan kaçmanın yollarını aramak zorunda kalır. Bu sırada ona, bu çarpıcı geceyi düzenlemede Kirsch’e yardımcı olan, müzenin son derece zarif direktörü Ambra Vidal eşlik etmektedir. Birlikte, Kirsch’in sırrını ortaya çıkaracak esrarlı bir şifre arayışı içerisinde Barselona’ya kaçarlar.
Gizli tarihin ve mutlak dinlerin gizli koridorlarında yollarını bulmaya çalışan Langdon ve Vidal’ın, kökleri İspanya Kralı`nın Sarayına dayanan ve Edmond Kirsch’i susturmak için elinden geleni ardına koymayacak azap içindeki ve alim bir düşmanı atlatması gerekecektir. Modern sanat ve gizemli sembollerle bezeli bir yolda Langdon ve Vidal, onları Kirsch’in şoke edici keşfi ve çok uzun bir süredir kendisini bizlerden saklamayı başarmış nefes kesici gerçekle yüz yüze getirecek ipuçlarını birer birer keşfederler.