Ömürlere ve ölümlere bedel anlar izliyordum.
Ne ömürlere, ne de ölümlere bedel anlar istemiyordum.
Sessiz ve sedasız yaşamak ne güzel diyordum.
Henüz ömrümün başındayken.
Yıllar geçtikçe anladım ki; yaşamak korkudur, cesarettir, hüzündür, sevinçtir.
Sudur, tuzdur, baharattır, şekerdir.
Ve en önemlisi çok farklı hazlardır, doyumdur.
İnsan doğarken sanki fark edilmek için çığlık atmakta,
Ölürken de, yokluğu fark edilmesin diye sessizce gitmektedir.
Doğum bir coşkudur, yaşamın orta yerine düşmektir.
Ölümse sessizliktir, yalnızlıktır, yaşamın dışına çıkmaktır.
Ölmek de, doğmak gibi bir yaşam hissidir; ama ikisi de henüz tanımlanamadığından.
(Tanıtım Bülteninden)