Üçü Kırgız memleketinden, ikisi de Kafkasya’dan idiler. Bu efendilere kemal-i hulûs ve memnuniyetle kendi ikametgahımda gizlice ve fahrî olarak ders verir idim.
Şu Hukuk-ı Esasiyeye Medhal namıyla neşrolunan makale, o efendilere ale’l-acele imla edilmiş bir derstir.
“Feylesof” Rıza Tevfik (Bölükbaşı, 1869-1949), felsefe ve edebiyat alanlarındaki eserleri, geniş kültürü, derin bilgi birikimi ve selîs Türkçesiyle meşhur yazarlarımızdandır. Rıza Tevfik, II. Meşrutiyet’in ilanından önce, Gaspıralı İsmail Bey’in tavsiyesiyle İstanbul’a gelen beş öğrenciye anayasa hukukuna giriş dersleri vermişti. II. Meşrutiyet’in ilk günlerinde ateşli bir hatip olarak adını geniş kitlelere duyurdu, kısa bir süre sonra İttihat ve Terakki Cemiyeti saflarında Edirne mebusu olarak Meclis-i Mebusan’a girdi ve hukukla ilgili yazı dizileri yayımladı: John Stuart Mill’in hürriyet anlayışı, Herbert Spencer’ın devlet ve hürriyet felsefesi, anayasa hukukuna giriş dersleri. Rıza Tevfik, II. Meşrutiyet yıllarında, ceza hukuku felsefesi ve kadın haklarıyla ilgili kısa yazılar da yazdı, mahkemelerle ilgili bir mülakat verdi. Elinizdeki kitap, Feylesof’un pek bilinmeyen bu hukuk metinlerini gün yüzüne çıkarıyor.
Yazar Hakkında:
Rıza Tevfik Bölükbaşı
1869 yılında babasının kaymakamlık yaptığı Edirne’ye bağlı Cisr-i Mustafa Paşa’da doğdu. Üsküdar-Bağlarbaşı’ndaki Sion Mektebi ile Davutpaşa Rüştiyesi’nden sonra girdiği Galatasaray Sultanîsi ile Mekteb-i Mülkiye’deki öğrenimini tamamlayamadan ayrılmak zorunda kaldı. Çeşitli olaylarla geçen tahsil hayatının sonunda ancak otuz yaşlarında Mekteb-i Tıbbiye’den mezun oldu. Karantina İdaresi’nde çalışırken İttihat ve Terakkî Cemiyeti’ne girdi (1906). II. Meşrutiyet’in ilânından sonra Edirne mebusu seçildi (1908). 1918’de Maarif Nâzırı, 1919’da Şûrâ-yı Devlet Reisi oldu; bu arada Dârülfünûn’da felsefe ve estetik dersleri verdi. 1920’de, Sevr Antlaşması’nı imzalayan heyette yer aldı. Millî Mücadele’nin zaferle sonuçlanması üzerine, Kasım 1922’de bazı arkadaşlarıyla memleketi terk etti; daha sonra 150’liklere dahil edildi. Emir Abdullah’ın daveti üzerine Ürdün’e gitti; orada on yıldan fazla Sıhhiye ve Âsâr-ı Atîka Müzesi müdürlüğü yaptı. 150’likleri affeden kanunun yürürlüğe girmesinden beş yıl kadar sonra, 1943’te İstanbul’a döndü. 29 Aralık 1949’da vefat etti; Zincirlikuyu’da Asrî Mezarlık’a defnedildi. Gazete ve dergi sayfalarında kalan edebî, felsefî ve siyasî muhtevalı yüzlerce makalesinden başka kitap hâlinde yayımlanan eserleri şunlardır: Felsefe Dersleri (1914), Ömer Hayyam ve Rubâileri (1945), Tevfik Fikret (1945), Tekke ve Halk Edebiyatı İle İlgili Makaleleri (haz. Abdullah Uçman, 1982), Biraz da Ben Konuşayım (haz. Abdullah Uçman, 1993), Şiiri ve Sanat Anlayışı Üzerine Rıza Tevfik’ten Ali İlmî Fânî’ye Bir Mektup (haz. Abdullah Uçman, 1996), Rıza Tevfik’in Sanat ve Estetikle İlgili Yazıları (haz. Abdullah Uçman, 2000), Rıza Tevfik’ten Eşi Nazlı Hanım’a Mektuplar (haz. Abdullah Uçman, 2012), Rıza Tevfik’ten Kızı Mûnise Hanım’a Mektuplar (haz. Abdullah Uçman, 2016), Rıza Tevfik’in Mektupları (haz. Abdullah Uçman, 2016), Türk Dili ve Edebiyatı Üzerine Makaleler (haz. Abdullah Uçman, 2022).
Yasin Yılmaz
Necmettin Erbakan Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nde araştırma görevlisidir, İstanbul Üniversitesi’nde doktora eğitimine devam etmektedir.
Mehmet Kiremitci
Necmettin Erbakan Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nde araştırma görevlisidir, Selçuk Üniversitesi’nde doktora eğitimine devam etmektedir.
(Tanıtım Bülteninden)