Üretim ilişkilerinin karşı konulmaz varlığı, teori ile pratiğin diyalektik ilişkisini vurgulayan Marksist felsefeyle aydınlığa ulaşmıştır. Felsefenin bu ilişkiden yoksun bir düşün tarzıyla ilerleyemeyeceği açık bir gerçektir.
Tarihin sonsuzluğa varışı insansal olanın usunda bir ütopya olarak kalmaya devam edecektir. Buna engel olamayız.
Özne diyalektik süreçte nasıl isyana bağlı ise aynı şekilde yine isyanın bir getirisi olarak “eksiklik” içinde sonsuzluk arayışına bağlıdır.
Hiçbir devrimci “ben”in hiçleştirilmesinden yana olmamalıdır çünkü “ben”in yüceltilmesi kadar hiçleştirilmesi de ussal olanın olgusallığına tepki, itiraz ve nefrettir. Gerçek teori de pratik de insanın boşluğa değil “eksiğe” hükmetmek istemesinin sonucu ortaya çıkan diyalektik maddeci ilerleyiştir.
(Tanıtım Bülteninden)