Marksizm’in bıraktığı boşluğu doldurmaya İslâmiyet’in aday olduğu bugün, emperyalizm ve anti-emperyalizm sorunsalının neresindeyiz? Küresele muhalefet taktik veya konjonktürel mi, gerçekten anti-sistemik mi? Başka deyişle, kalıcı ve inandırıcı bir düşünsel platformu var mı? Kurulabilir mi? “Dış” hep kötü ve “iç” hep iyi mi? “Yerli ve millî”lik kolay tanımlanabilir bir şey mi?
Ne kadarı realize edilebilir? Değişmez bir formülü var mı? “Biz” kimiz ve neyiz, zamanın sonsuz akışı içinde? Müslümanlık, örneğin, ya da Müslüman Türkiye, ya da Türkiye Müslümanlığı, alternatif bir medeniyet veya net bir medeniyet alternatifi sunuyor mu?
Olayları bağımsız ve eleştirel bir aydın sorumluluğuyla gözleyen Halil Berktay, son üç yıl içinde verdiği mülâkatlarda yukarıdaki sorulara yanıt arıyor.
Prof. Berktay, bu kitapta yer alan tahlil ve tespitlerinin yalınlığı, soğukkanlılığı ve hesap gütmezliğiyle, gerçekliğe olabildiğince yaklaşmaya çalışıyor.
(Tanıtım Bülteninden)