Kızıl saçlı güzel Minu ile yele gibi saçları olan yakışıklı Refik, saf ve temiz yaşamlarında aşkı tadarken, bazen şeytanın oyunlarına, bazen de Tanrının lütfuna kapıldılar. Sürprizlerle dolu fırtınalı hayatlarında inanılmaz badirelerden geçerken bir yaşamın kenarına tutundular, bir ölüm ile kol kola girdiler. İçlerindeki aşk hiç sönmeden, beraber veya ayrı oldukları zamanlarda birbirlerinin kalplerini duyumsayarak çılgın bir çağlayan gibi hep birbirlerine aktılar. Aralarında açan güzel, bakmaya kıyılmayan çiçekleri zehirli bir bitki oluverdi: Acımasız, sert ama üzerlerine yağan yağmur ile gevşeyip bereketlenen, esen kasırgalarda sıkı kökleriyle köşelerinde durmaya çalışan zakkum çiçekleri gibiydiler. Onların aşkı Vesta rahibelerinin kutsadığı ateşten bir aşktı adeta... Yakıcı, ölümcül, günahkâr ve de saf. (Kitaptan) Delikanlı, Minunun güzel gözlerinde akamayan yaşlar gördü. Bu gözyaşları güzel gözlerinin ızdıraplı bir hal almasına, yüzünde de tarifsiz acı bir güzelliğin dolaşmasına sebep olmuşlardı. Tedirginlikle, Bu portreyi çizsem, diye zihninden geçirdi. Deniz Kurbanzade İstanbulda doğdu. Güneş Kolejini (şimdiki Işık Lisesi) bitirdi. Mahir İz ve Züleyha Münif gibi hocalarla Türkçe ve İngilizce öykü yazma çalışmaları yaptı. Münih Goethe Enstitüsünde Almanca ve iç mimari kurslarına devam etti. İstanbulda eşiyle beraber yaşayan yazarın bir kızı ve iki erkek torunu var. Dünyayı bir çelebi gibi gezen Deniz Kurbanzade, yardım cemiyetleri için çeşitli sergiler de düzenlemiştir. Yazmayı çok sevmekte, halihazırda iki kitabını daha tamamlamaktadır. Yazarın Geçmiş Suadiyede Aşktı adlı romanı 2007 yılında Sosyal Yayıncılıktan çıkmıştır. (Tanıtım Bülteninden)