Sıradan bir yemek kaşığı, ama sapı bir metre uzunluğunda. Konuklar eğer çorbayı içebilirlerse ardından enfes yemekler servis edilecek ama içemezlerse hiçbir yemek servis edilmeyecek. Çorbayı içmeleri için verilen kaşık, ‘sevgi kaşığı’.
Konukların karınları aç.
Çorba nefis!
Ardından gelecek yemekleri hayal etmek bile güç.
Fakat çorbayı nasıl içecekler?
Çorbayı içmeye güçleri yetecek mi?
Adına inat, kaşık büyük bir engel olarak duruyor önlerinde.
Nereden baktıklarına göre değişecek her şey: Kaşıklar engel mi, imkân mı?
Sait Edip Akdağ, sevgide söze değil öze kilitlenmeyi anlatıyor; sevgi sarmalında satır harmanlıyor; okura yürek mevsimi sombaharlardan, kutlu cemrelerin düşüşünden dem vuruyor.
yüreğim gökçül bir edip kuş,
dün ve bugün her şey daha değişik daha hoş.
düşleri kuşandım, zamanın özengisinden asılıp,
heybeme sevgi doldurdum.
yarınlar atlas yokuş.
(Tanıtım Bülteninden)