Dünya kuruldu kurulalı gücü elinde bulunduranlar diğerlerini kendi egemenliği altına almak, dünyayı kendi belirlediği kurallar çerçevesinde yönetmek, yönlendirmek ister. Geçmişte egemenlik altına alınmak istenilen toplumlara karşı savaşlar kılıç, kalkan, gürz, ok ve benzeri silahlar ile yapılırken barutun icadı ile tüfekler ve toplar devreye girmiştir.
Gelişen ve değişen dünya şartlarında ise silahlar tamamen farklı boyutlara ulaşmış, savaşın tarafları oturdukları yerden koordinatları girerek istedikleri yerlere füze gönderebilmekte, uçakları elektronik sistemlerine girerek etkisiz hale getirebilmekte ve insansız hava araçları ile diledikleri yerleri kontrol altına alabilmektedirler.
“Tüfek icat oldu mertlik bozuldu” diyen Köroğlu, günümüz silahlarını görse acaba ne derdi? Savaşta amaç işgal edilen ülkenin yeraltı ve yerüstü zenginliklerini ele geçirmek, halkını istedikleri gibi yönetmek, kullanmaktır. O zaman savaşmak, işgal etmek için silahlar olmazsa olmaz mıdır? Günümüz dünyası için bu sorunun cevabı elbette hayır! Madem ki amaç maddi ve manevi sömürü, o zaman zihinleri yöneterek istenilen doğrultuda yönlendirme yapılabilir. İnsanlar dünyayı kendi algılarına göre görürler ve davranışlarını ona göre ayarlarlar.
Algılar değiştirilirse davranışlar da değiştirilebilir. Algı operasyonları o kadar çok yönlü yapılmaktadır ki her gün her saat hatta her dakika mesajlara maruz kalıyoruz. Bu eserde temel amaç tüm dünyayı bir virüs gibi saran ve genellikle ekranlar aracılığı ile tehdit eden bilinçaltı mesajların neler olduğunu öncelikli olarak tespit edip, özellikle geleceğimizin teminatı çocuklarımızı bu tehlikelerden koruyabilmemiz adına farkındalık oluşturmaktır.
(Tanıtım Bülteninden)