Bu “armağan” ya da “belgelik” kitabında yer alan anılar, gözlemler, değerlendirmeler de süt sessizliğinin çatlayan hâlidir ve bütünüyle Muzaffer’in hayatımızdaki yerini hatırlatarak, tahayyüllerimizin sınırlarını, sınırsız ve sınıfsız bir dünyaya açıyor.
Muzaffer Oruçoğlu, kendini gerçekleştirme çabasındaki bir 68’lidir. Yazdığı kırka yakın kitap, yüzlerce resim ve heykel, katıldığı konferanslar bunu gösterir. Romanlarının, resimlerinin ve heykellerinin konu-tema bütünlüğü, 68 mücadelesinin devam ettiğinin göstergesidir.
Çok cümleli resimleri, heykelleri; ülkenin geleceğe uzanan toplumsal kazısı olan romanları, Oruçoğlu’nun vicdan çığ- lığıdır. Denebilir ki, hayatın herhangi bir alanında var olmak için bilim yahut sanat alanında söyleyeceği bir sözü olmalıdır 68’linin.
Ahmet Telli