info@ellidokuz.com
Dolar Alış
:
34.2757
Dolar Satış
:
34.3374
Euro Alış
:
37.3528
Euro Satış
:
37.4201
Aranıyor, lütfen bekleyiniz...

Tatlandırıcı Kullananlar Dikkat!

Tatlandırıcıların içindeki maddeler aslında bizim şeker algılama organlarımıza hile yapıyor, beyin sistemimizi yanıltıyor.

Türk Gastroenteroloji Derneği (TGD) İkinci Başkanı Prof. Dr. Hakan Şentürk, ''Tatlandırıcının içindeki madde aslında bizim şeker algılama organlarımıza hile yapıyor, beyin sistemimizi yanıltıyor. Tatlandırıcı alan kişi kısa süre sonra şekere karşı bir istek hissetmeye başlıyor. Tatlandırıcıyı da çok fazla kullanmamaya çalışmak lazım'' dedi.
 
Şentürk, insan sağlığı açısından doğru ve sağlıklı beslenmenin çok önemli olduğunu belirtti.
 
Kötü beslenmenin mide kanserinin en önemli nedenleri arasında yer aldığına işaret eden Şentürk, beslenmede sebze meyve ve tahıllar ile baklagillerin vücuda bir zararı olmadığını, asıl zararlı olan gıda ürünlerinin şeker ve yağ miktarı fazla ürünler olduğunu söyledi.
 
Şekerli, yağlı ürünlerin dilin arka bölümünde bulunan lezzet odaklarını uyardığına işaret eden Şentürk, ''Patates kızartması, kızartmalar, tatlılar gibi ürünler, organizmada çok çabuk yağa dönüşüyor. Lezzet çok fazlaysa bu bizim için zararlı bir gıdadır, böyle düşünmek lazım. Çok fazla lezzet peşine düşmemek, gıdaların aslında doğal lezzetlerine alışmak lazım'' görüşüne yer verdi.
 
''Diyet kolanın yanında tatlı yiyorlar''
 
Şentürk, diyet için kullanılan tatlandırıcıların da bazı zararları olduğuna değinerek, şunları kaydetti:
 
''Tatlandırıcının içindeki madde aslında bizim şeker algılama organlarımıza hile yapıyor. Şeker tadında görülüyor ama şeker kalorisi yok. Bunu alan kişi kısa süre sonra şekere karşı bir istek hissetmeye başlıyor ve daha sonrasında bir kişi bilinçli değilse ve fazla miktarda şekerli yerse o tatlandırıcının bütün etkisi ortadan kalkmış oluyor. Diyet kolanın yanında tatlı yiyen insanlar var. Çünkü tatlandırıcı sindirim sistemimizi, beyin sistemimizi yanıltıyor. Yanılan beyin sistemi de bunun öcünü almak için o kişiyi gerçek şekerli şey yemeye zorluyor. Tatlandırıcıyı da çok fazla kullanmamaya çalışmak lazım.''
 
Şişman kişilerin sık ve az yemesi gerektiğini vurgulayan Şentürk, ''Bir kişi normal kilodaysa , şişman değilse günde 2 öğün bile yemesinde hiçbir sakınca yoktur, rahatlıkla yiyebilir. Ancak kişi şişmansa, kilo verebilmesi için sık ve az yemesi şarttır'' şeklinde konuştu.
 
Şentürk, gıdaları mümkün olduğu kadar az pişirme işlemine tabi tutmak gerektiğini ifade eden Şentürk, pişirirken de sağlıklı yolların tercih edilmesi, tütsülenmiş, direk ateşe maruz kalmış ürünlerden uzak durulması gerektiğini söyledi.
 
''Çok susuyorsanız doğru beslenmiyorsunuz''
 
Su tüketimine ilişkin de Şentürk, ''Eğer bir insan çok susuyorsa ve şeker hastalığı gibi bir hastalığı yoksa, bu çok fazla tuz ve şeker aldığının belirtisidir. Tuz ve şekeri az alan insan eğer hastalığı yoksa fazla susamaz. Bu, su içmeyin anlamına gelmiyor ama sık sık hararetiniz var, su içmek ihtiyacındaysanız, şeker hastası da değilseniz, o zaman şekeri veya tuzu veya her ikisini fazla tüketiyorsunuz anlamındadır'' değerlendirmesinde bulundu.
 
Şentürk, organizmanın günlük en az 1-1,5 litre kadar da suya ihtiyacı olduğunu söyledi.
 
Sirkeden, salçaya, ketçap mayonezden baharatlı gıdalara piyasada bulunan birçok üründe katkı maddeleri bulunduğuna işaret eden Şentürk, ''Doğal lezzetlere alışmaya çalışmamız lazım. Ne zaman daha sağlıklı olacağız? Doğaya döndüğümüz zaman, sağlıklı olacağız. Bizim sağlıklı beslenmeden uzaklaşmamızın temel nedeni, doğanın ritminden uzaklaşmamızdır'' dedi.