info@ellidokuz.com
Dolar Alış
:
34.2757
Dolar Satış
:
34.3374
Euro Alış
:
37.3528
Euro Satış
:
37.4201
Aranıyor, lütfen bekleyiniz...

İsrail-İstanbul Hattı Arama Gerginliği

Bayram tatili için Tel Aviv’e giden bir grup Türk, dönüşte havalimanında İsrailli görevliler tarafından iç çamaşırlarına kadar arandıklarını söyledi. AP de Tel Aviv’den İstanbul’a gelen 40 İsrail vatandaşının Türk yetkililerce sorguya çekildiğini iddia etti

BM’nin Mavi Marmara raporunun ardından yaşanan gerginlik sade vatandaşın canını yaktı. Türk kafilesi Tel?Aviv havaalanında iç çamaşırına kadar aranınca İstanbul’da da İsraillilere zorluk çıkarıldı.

Ramazan Bayramı tatili nedeniyle İsrail’e giden Türk turist kafilesi, Tel Aviv Havaalanı’ndaki arama noktalarında özellikle Türk turistlere yönelik yapılan rahatsız edici aramalardan şikâyetçi oldu. Turist kafilesi, bir Türk yolcunun rahatsızlanması nedeniyle Antalya’ya acil inişin ardından aktarmalı olarak İstanbul’a geldi.
Atatürk Havalimanı’nda, Tel Aviv’de gördükleri muameleye ilişkin gazetecilere bilgi veren Mustafa Teke, bayramın 3. günü (2?Eylül) Kudüs ziyareti yapmak istediklerini bu nedenle İsrail’e gittiklerini söyledi. Teke, Tel Aviv Havaalanı’na geldiklerinde alışık olmadıkları bir tutumla karşılaştıklarını belirterek, şöyle konuştu:
“Beni ve birkaç arkadaşımı ayırarak, uzun bir süre beklettiler. Mail adresimiz, cep telefonlarımız, ailemiz, evli olup olmadığımız, kaç çocuğumuz olduğuna kadar bütün bilgileri istediler. 19.45 uçağına binmek üzere havaalanına gittik. Saat 17.00’de sıraya girerek, valizlerimizi verdik. Valizlerimiz en ince noktasına kadar defalarca arandı. Sonra ‘içeri girin’ dediler. İki özel güvenlik odasına girdik. Bu odada bir polis üzerimdeki her şeyi çıkarmamı istedi. Hem elle hem de dedektörle aramaya başladılar. Üzerimdeki pantolonumu da çıkarmamı istediler. Ben de itiraz ettim. ‘Dedektör sinyal veriyor, çıkar’ diye ısrar ettiler. Ben de bir tercüman istedim. Bana elle dokunduklarında ben de onları ittim. Bu sırada havaalanında ne kadar sivil polis varsa benim odaya girdiler.

Neden çıkarmıyorsun?
Perdeyi çektiler. ‘Neden çıkarmıyorsun pantolonu’ dediler. Bende ‘Müslümanım ve pantolonumu çıkarmam’ dedim. ‘O zaman uçamazsın’ dediler. Ben de ‘hiç sorun değil benim ülkem beni buradan alır ama bu haksızlığı ve terörist muamelesini biz hak etmiyoruz’ dedim. Daha sonra zorla pantolonumu açtırdılar.
Ben sinirli bir şekilde dışarı çıkarken Türk kadınların da aynı şekilde bu soyunma odalarına alındığını gördük. Bunu sadece Türklere yaptılar. Bize karşı dünyada hiçbir ülkenin yapamayacağı şekilde küstahça bir tavır içinde terörist muamelesi dahi diyemeyeceğimiz daha kötü bir muameleyle davrandılar. Biz Türkiye olarak bunu kabul edemeyiz.”
Kafilenin rehberi Eyüp Ensar Uğur da bayram vesilesiyle 5 günlük Kudüs-Ürdün ziyareti yapmak istediklerini belirterek, şöyle konuştu: “Türk turistlere belirgin şekilde farklı uygulamalar vardı geçiş noktalarında. Mesela, ‘Biz Türküz’ dediğimiz halde Fatiha okutuyorlardı. Bu aramalar nedeniyle uçağımız yarım saat rötarlı kalktı. Üç tane kadın misafirimiz az daha uçağı kaçıracaktı ki biz direttik onlar gelmeden gitmeyiz dedik. Uçağın rötarlı kalkmasının nedeni, çok fazla aradılar, didik didik ettiler. Benim bir selpak mendilimi üç kez aradılar. Özel odalara aldılar. Kimisinin ayakkabısını defalarca deldiler içinde bir şey var mı diye. Kirli çamaşırlarımıza kadar her şeyi ortaya döktüler.”
Uğur, “Aramaların uzun sürmesi nedeniyle uçağa son anda yetişen Türk vatandaşlarından bir kadın uçakta fenalaştı çok koşarak geldiği için. Bu arkadaşımızın fenalaşması üzerine uçak,

Antalya’ya acil iniş yaptı” dedi.
Bu olayların ardından uçakta gerginliğin had safhaya yükseldiğini anlatan Uğur, “Uçağın içinde ‘bizim hükümet de onlara yapmalı’ gibi bağrışmalar oldu. Bu sırada bazıları itiraz etti ‘bu her ülkede oluyor’ dedi. Bu da ciddi tartışmalara neden oldu” diye konuştu.

‘Bükreş’ten gelene geç’
Turist kafilesinden Arif Çınar ise diğer ülke vatandaşlarına yapılan muamelelerden farklı bir muamele gördüklerini ifade ederek, şunları anlattı: “Bizim grubun adının ‘İstanbul’ olduğunu öğrenince ‘Neden geldiniz?’ diye sordular. Ama Bükreş’ten gelen gruba ise hemen ‘geçin’ dediler. Soyunma odalarına aldılar hepimizi. Bu odalarda elbiseler, ayakkabılar çıkarıldı. Elle vücut arandıktan sonra bir de dedektör ile arandık. Benim ayakkabılarım iki defa X-Ray cihazından geçirildi. Ayakkabının 5-6 noktasından numune alındı. Hediye aldığım hurma kutuları delindi ve numune alındı.”

Misilleme mi?
Öte yandan, Tel Aviv’den İstanbul’a gelen 40 İsrail vatandaşının ise, havalimanında Türk yetkililerce sorguya çekildiği öne sürüldü. Amerikan Associated Press’in haberine göre, İsrail Dışişleri Bakanlığı sözcüsü Yigal Palmor, THY uçağıyla Atatürk Havalimanı’na inmelerinin ardından sorgulanan yolcuların daha sonra serbest bırakıldığını söyledi.
Haaretz’e konuşan İsrailli yetkililer, “sıra dışı ve ciddi” bir durum olarak niteledikleri olayın ardından İsrail Dışişleri Bakanlığı’nın Türk Dışişleri’nden açıklama talep ettiğini belirtti. Ancak Türk yetkililerin olaydan haberdar olmadıklarını ifade eden bir yetkili, “Şu aşamada bu olay İstanbul polisinin inisiyatifi dâhilinde gerçekleşmiş gibi görünüyor ama halen bu incelemenin neden yapıldığını anlamaya çalışıyoruz” dedi.
Arutz Sheva, İsrailli yolcuların havaalanında 1.5 saat tutulduğunu söyledi.

‘Türk vatandaşı aşağılanıyor‘
İsrail gazetesi Haaretz’e konuşan bir Dışişleri Bakanlığı yetkilisi, Tel Aviv’deki Ben Gurion Havaalanı’na gelen neredeyse tüm Türk vatandaşlarının rutin olarak aşırı ve aşağılayıcı kontrollerden geçirildiğini söyledi. İsrailli yetkili bu kontrollerin iç çamaşırlarına kadar soymaya zorlamaya kadar vardığını söyledi. Yetkili, “Türk vatandaşları her zaman diğer yolcular arasından seçilir. Bagajları dip bucak arandığında, aşırıya kaçan sorgulamalardan geçtiklerinde bunun güvenlik gerekçesi ile yapıldığını anlıyorlar. Ancak soyunmak zorunda bırakılmaları onları aşağılanmış hissettiriyor. Birçok Türk işadamı ve turist geçen yıllarda bu konuda şikâyetlerde bulundu. Türk vatandaşlarını aşağılama seramonisi rutin olarak gerçekleştiriliyor” dedi. Yedioth Ahronoth gazetesine konuşan başka bir İsrailli yetkili ise İstanbul’da havaalanında yaşanan olaylara şaşırmadığını, ‘Türkiye’nin meydan okumaya çalıştığını’ söyledi.

Livni: Türkiye İsrail’in zayıflığının farkında
İsrail’in muhalefet partisi Kadima’nın başkanı Tzipi Livni, hükümetin, Mavi Marmara raporunun yol açtığı diplomatik krizle baş etme yöntemini eleştirdi. Livni, şöyle dedi: “Türkiye İsrail’in zayıflığını ve kendisine daha önce hiç olmadığı gibi davranılmasına izin verdiğini biliyor. Zor durumlarda bile Türkiye’yi tarafımıza çekmeyi başardık. İsrail vatandaşlarının bir Türk havalimanında tutulması kabul edilemez. Diplomatik kriz havalimanındaki olayla sınırlı kalmayacak.”

‘Karşılık esasına göre uygulama yapıyoruz’

“İsrail değişik tarihlerde giden yolcularımız ve görevlilerimize farklı uygulamalarda bulunmuş. Sorgu adı altında 1-2 saat beklettikleri olmuş. Mesela haziran ayında da bir iki olay bize yansıdı. Yolcular arasından alınıp ‘inceliyoruz’ diyerek 1-2 bekletilme olayları bize yansıdı. Bunun tarihi zamanı yok. Belli dönemlerde. Bunun içinde güvenlik görevlisi de var, sivil vatandaş da var. Dışişleri Bakanlığı’nın misliyet ilkesi var. Hangi ülke bize nasıl davranıyorsa biz de aynı uygulamayı yapıyoruz. Yapılan da sadece aşırı sorgulama. Onlar yaptığı için biz de yapıyoruz. Türk yolcuların maruz kaldığı farklı uygulamaların belli bir tarihi yok. Birkaç olay var böyle. Bize Dışişleri Bakanlığı’ndan yazıda da var ‘Şu tarihte şöyle olmuş, şu tarihte böyle olmuş’ şeklinde. Tüm bu verileri topladığınız zaman eğer o ülke böyle davranıyorsa biz de karşılık esasına göre uygulama yapıyoruz. Kötü muamele veya atlet, pantolon çıkarma falan da yok. Sadece sorgulama 5-10 dakika daha uzuyor. Biz bize yakışanı yapıyoruz.”