info@ellidokuz.com
Dolar Alış
:
34.4495
Dolar Satış
:
34.5115
Euro Alış
:
36.2759
Euro Satış
:
36.3412
Aranıyor, lütfen bekleyiniz...

Diyanet İşleri Başkanı Neden Eleştirildi?

Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş`ın Ramazan ayının ilk Cuma günü verdiği hutbede eşcinsellik ve evlilik dışı ilişkiyle ilgili sarf ettiği sözler tartışma yarattı. Ankara Barosu Erbaş`ı "halkı kin ve düşmanlığa tahrik etmekle" suçladı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Diyanet İşleri Başkanlığına yapılan saldırı devlete yapılmış sayılır" dedi.

Ali Erbaş Cuma günkü hutbe sırasında, zina ve eşcinselliğin "hastalıkları da beraberinde getirdiğini" ve kuşakları "çürüttüğünü' söyledi:

"İslam zinayı en büyük haramlardan kabul ediyor. Lutiliği, eşcinselliği lanetliyor. Nedir bunun hikmeti? Hastalıkları beraberinde getirmesi ve nesli çürütmesidir bunun hikmeti.

"Yılda yüz binlerce insan gayrimeşru ve nikahsız hayatın İslami literatürdeki ismi zina olan bu büyük haramın sebep olduğu HİV virüsüne maruz kalıyor. Geliniz bu tür kötülüklerden insanları korumak için birlikte mücadele edelim."

Erbaş'ın bu ifadeleri LGBTİ sivil toplum örgütleri, insan hakları savunucuları, barolar ve bazı siyasetçiler tarafından eleştirildi. Bazı üst düzey yetkililerden ise destek gördü.

'Kan kokan cüret'

Ankara Barosu, Erbaş'ın hutbede sarf ettiği sözlerle "halkı kin ve düşmanlığa tahrik ettiğini" belirtti:

"Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş'ın insanlığın bir kesimini nefretle aşağılayıp kitlelere hedef gösterdiği konuşmayı şaşkınlıkla ve ibretle izledik. Şaşkınlığımız; sesi çağlar öncesinden gelen bu şahsın, bir devlet kurumunun başında oturup söylemini kutsal sayılan değerler üzerine inşa ederek halkı kin ve düşmanlığa tahrik etmesindeki kan kokan cüreti sebebiyledir.

"Görevde olduğu süre boyunca çocuk tecavüzcülerine gözlerini kapatıp kadın düşmanlığının manevi zeminini dini söylemlerle meşrulaştırma çabası karşılığında maaş alan Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş'ın deprem, LGBTİQ+, kadın ve çocuk söylemlerine rağmen halen görevde kalması durumunda, sonraki konuşmasında halkı ellerinde meşalelerle meydanlarda cadı diye kadın yakmaya davet etmesi kimseyi şaşırtmamalıdır."

Diyanet İşleri Başkanlığı, Ali Erbaş'a yönelik açıklama nedeniyle Ankara Barosu yöneticileri hakkında suç duyurusunda bulundu.

'Asıl mücadele edilmesi gereken bu ayrımcı ve nefret dolu anlayış'

İzmir Barosu ise konuyla ilgili yayınladığı açıklamada, "Asıl mücadele edilmesi gereken bu ayrımcı ve nefret dolu anlayıştır" ifadelerine yer verdi:

"Taraf olduğumuz uluslararası sözleşmeler ve kanunlarımız ışığında nefret söylemlerinin cezasız kalmaması gerektiğine inanıyor, Diyanet İşleri Başkanını yaptığı ayrımcı ve nefret içerin konuşması sebebiyle kınıyoruz."

Cumhurbaşkanı Erdoğan ise bugün kabine toplantısı sonrası yaptığı açıklamalarda Diyanet İşleri Başkanı Erbaş'a yöneltilen eleştirilerle ilgili de konuştu:

"Ülkemizde İslam adına konuşacak bir kurum varsa bu Diyanet İşleri Başkanlığı'dır. Ankara Barosu'nun açıklaması direkt İslam'a yönelik bir saldırıdır ve Diyanet İşleri Başkanlığına yapılan saldırı devlete yapılmış sayılır."

"Herkes haddini bilecek. Diyanet İşleri Başkanlığına yapılan saldırı devlete yapılmış sayılır. Diyanet İşleri Başkanımız ilminin, yürüttüğü görevin gereğini yerine getirmiştir. Her sözü doğrudur."

Ankara Barosu hakkında soruşturma açıldı

Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, Ankara Barosu hakkında Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş'ı eleştiren açıklaması nedeniyle, "halkın bir kesiminin benimsediği dini değerleri aşağılama" suçundan soruşturma başlatıldığı duyurdu.

Akabinde Ankara Barosu'ndan yapılan yazılı açıklamada ise Erbaş'ın hutbesindeki ifadelere ilişkin yaptıkları değerlendirmenin, Avukatlık Kanunu gereği baroların insan haklarını koruma görevi ile laik ve sosyal hukuk devletinde yaşamanın gereği olduğu kaydedildi:

"Anılan yazı içeriğindeki 'çağlar öncesine ait' söylemi, İslam temelinde dini değerleri değil coğrafyadan ve tüm dinlerden bağımsız olarak dünya tarihinde çağlar boyunca yaşanan trajedilere vücut veren ayrımcı ve ötekileştirici zihniyeti ifade etmektedir.

"Uluslararası ve ulusal düzenlemelerle yasal güvence altına alınmış bulunan en temel insan haklarını savunmaya dönük ve hiçbir suç unsuru içermeyen bu açıklamamız nedeniyle Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hakkımızda soruşturma başlatıldığını öğrenmiş bulunuyoruz. Ankara Barosu tarihinde hiçbir zaman dini değerleri aşağılamadığı gibi, görevi gereği Anayasa ile güvence altına alınan din ve vicdan hürriyetinin her zaman savunucusu olmuştur."

Erbaş'a destek verenler ne dedi?

Ankara Barosu'nun Erbaş'ı eleştirdiği açıklamaya ilk tepki gösterenlerden biri Adalet Bakanı Abdulhamit Gül oldu.

Bakan Gül Twitter'da konuyla ilgili ilk paylaşımında, "Çağlar öncesinden diyerek küstahça küçümsediğiniz o ses, İslam'ın kıyamete dek sürecek çağlar üstü sesidir. Kulakları var duymazlar..." dedi.

Gül bir sonraki paylaşımında ise "Hukuk, demokrasi ve özgürlükleri savunmak yerine faşizan bir dille Diyanet İşleri Başkanımızın şahsında toplumun inanç dinamiklerine saldıran Ankara Barosunun basın açıklaması, asla kabul edilemez" ifadelerini kullandı.

Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın da Twitter hesabından yaptığı paylaşımda, "Zamanı ve mekânı yaratan Allah'ın hükmüne dil uzatanlar bu dünyada da ahirette de hüsrandadır. İlahi hükmü dile getiren #AliErbaşyanlızdeğildir" yazdı.

Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun ise, "İnsana kâinatta hak ettiği değeri göstererek, evvelimizi ve ahirimizi kul olmanın idrakiyle aydınlatan yüce dinimiz İslâm'ın kaideleri, Ali Erbaş hocaya münasebetsizce saldıranların keyiflerine göre sorgulanacak kaideler değildir" dedi.

İlahiyat ve İslami İlimler Fakülteleri Dekanlar Konseyi tarafından yapılan açıklamada ise "Tartışma konusu edilen hutbede dile getirilen görüş ve kanaatler bizatihi İslam'ın hükmüdür. Başkanlığın bu vazifesini yerine getirme çabasını nefret söylemi olarak algılamak ve buradan hareketle toplumda bir gerilime yol açmak, dini duygu ve düşünceyi tahfif edici tutum ve davranışlar içerisinde olmak asla kabul edilemez" ifadeleri kullanıldı.

'HIV pozitifler olarak Erbaş'ı derhal özür dilemeye çağırıyoruz'

Öte yandan, Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkan Yardımcısı Gökçe Gökçen, Diyanet İşleri Başkanı'nın hutbesine tepki gösterenler arasındaydı. Gökçen, "Böylesi bir sözün salgın döneminde ne kadar çok kişiyi hedef haline getireceğinin farkında olunmaması felaket" dedi.

Çok sayıda sivil toplum örgütü ve insan hakları savunucuları Erbaş'ın sözlerinin "eşcinsellere yönelik kin ve nefret barındırdığını" vurguladı.

İnsan Hakları Derneği, Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş hakkında suç duyurusunda bulundu.

Lambdaistanbul LGBTİ Dayanışma Derneği, "Bu söylemler, halkı kin ve düşmanlığa tahrik etmekte ve aşağılamaktadır. Ayrıca HIV statüsü üzerinden kişilerin kriminalize edilmesini ve HIV fobik söylemleri nedeniyle Ali Erbaş'ı kınıyoruz!" açıklamasını yaptı.

Pozitif Dayanışma ise Erbaş'ı HIV pozitif kişilerden özür dilemeye davet etti:

"Koronavirüs pandemisiyle tüm dünyanın mücadele ettiği bugünlerde Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş, eşcinselleri ve HIV ile yaşayanları hedef gösterdi! Yanlış bilgiler ve nefret dolu ifadeler barındıran bu açıklamayı, insan haklarına aykırı ve ayrımcı buluyor; kendisinin nefretle değil bilimsel, doğru ve güncel bilgilerle hareket etmesini talep ediyoruz.

"Açıklamada belirtilenin aksine HIV, eşcinsellikle, nikahsız ilişkiyle değil ancak korunmasız cinsel ilişkiyle ve/veya kan yoluyla aktarılabilmektedir. Hatta günümüzde HIV ile yaşayanlardan düzenli tedavi ile korunmasız cinsel ilişkiyle bile HIV aktarımı söz konusu olmamaktadır. Bu nedenle Erbaş'ın açıklamalarını bilimden yoksun ve talihsiz buluyoruz."

"Toplumun her kesiminde, her meslekte, her yaşta, her cinsiyette ve cinsel yönelimdeki HIV pozitifler olarak Erbaş'ı derhal özür dilemeye çağırıyoruz. Salgınlarla mücadele insanları ötekileştirip, hedef göstererek değil doğru ve güncel bilimsel bilgilerin yaygınlaştırılmasıyla ancak mümkün olur!"

Pozitif-iz Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Çiğdem Şimşek, "HIV ahlaki değil sadece tıbbi bir durumdur" diyerek ekledi:

"Diyanetin nefret söylemleri ile LGBTİ+ bireyleri hedef göstermesini ve her fırsatta HIV ile ilişkilendirmelerini de üzüntüyle karşılıyoruz.

"Halka güncel bilgiyi ulaştırmak ve yaygınlaştırmak, tüm devlet kurumları ile konunun tüm paydaşlarının bir arada olması ile mümkün olacaktır. Hem HIV yayılımını hem de HIV ile yaşayan bireylere yönelik ayrımcılıkları ancak; bilimsel ve önyargısız bilgiler ışığında açıklamalar yaparak durdurabiliriz.