Akaryakıt fiyatları hızla artıyor. Bir taraftan ham petrol fiyatları diğer yandan kurdaki hareketler tüketicinin, sanayicinin, belediyelerin özetle herkesin cebini yakıyor. Bu yükseliş trendi devam ederse, bir süre sonra ekonomiyi zorlayacak. Ulaştırma ve diğer sektörlerdeki maliyetleri olumsuz etkilemeye başladığında kâr marjları azalacak. Üreticiler maliyetlerdeki artışları tüketiciye yansıtmak için uygun zamanı kollayacak. İlk fırsatta zamlar birbirini takip etmeye başlayacak.
DEVAMLILIK
Kurlardaki hareketleri Merkez Bankası’na bırakalım. Tamamen bizim kontrolümüz dışında olan petrol fiyatlarındaki olasılıklara dönelim.
IMF petrol fiyatlarındaki ani ve yakıcı yükselişlere dikkat çekmeye başladı. Basra Körfezi’nde istenmeyen bir hareketlilik olursa petrol fiyatlarının 160 dolarlara çıkacağını, bunun küresel ekonomiye negatif etkilerinin olacağını belirtiyor.
Önceleri sadece bir veya birkaç ülkedeki siyasetçilerin gündeminde olan sorunların, artık uluslararası gündeme tırmandığı anlaşılıyor. Uluslararası kuruluşların bu tür uyarıları, konunun ciddileştiğinin bir göstergesidir. Diğer bir deyimle, eğer siyasetçiler nükleer silahlanmayı durdurmaya yönelik hızlı kararlar alamazlarsa, petrol fiyatlarının yönü yukarı doğru olacak.
İŞTE ÖNERİ
Eğer dışarıda bu öngörü doğru ise, içeride akaryakıt fiyatlarındaki artışın etkilerini hafifletmek için önlem almak lazım. Etki önce enflasyona olacak. Ardından faizler hareketlenecek. Tüketim azalacak. En sonunda ekonominin büyüme hızı yavaşlayacak.
Dışarıdan gelecek bu şoku hafifletmek için petrolden alınan KDV ve ÖTV’yi indirmeyi düşünmenin tam zamanı. 2011 tüketim gamına göre yapılan hesaplar bize yüzde 1’lik indirimin, KDV’de yaklaşık 110 milyon lira, ÖTV’de 350 milyon liralık kayba yol açacağını gösteriyor. Kapatılamıyacak kadar büyük bir rakam değil.
Bilindiği gibi benzin pompaları bu ülkenin en iyi vergi tahsilat araçları. Bütçe gelirlerinin yapısı malum. Çoğu dolaylı vergilerden oluşuyor. O zaman petrol ürünlerinden alınan dolaylı vergilerde indirime gitmek, özellikle cari açığın bu kadar yüksek olduğu dönemde, ne kadar sağlıklı bir öneridir?
Bu bakış kısmen doğrudur. Düşük akaryakıt fiyatlarının tüketimi tetikleyeceğini, petrol ithalatını ve cari açığı artıracağını söyleyebilirsiniz. Ancak yükselen fiyatlar, özellikle sanayide akaryakıt tüketimini ne kadar azaltabilir, ulaştırma sektörünü nasıl etkiler, çok iyi araştırmak lazım. Ancak, indirimler kalıcı bütçe açıkları yaratmamalı. Bu nedenle oluşacak gelir kaybını kapatmanın yöntemleri düşünülmeli. Bu bağlamda iki seçenek akla gelebilir. İlki harcamalarda indirime gitmektir. Ancak bütçenin yapısına bakınca, esnek harcamaların azaldığını görüyoruz. Toplam harcamaların neredeyse yüzde 80-85’i; sosyal güvenlik yardımları, maaş ödemeleri, faiz ödemeleri vb. yapısal reform yapmadan azalması mümkün olmayan kalemler. İş harcama kısıntısına kalırsa, akaryakıt fiyatlarında yapılabilecek indirim çok sınırlı kalır.
O zaman gelir tarafına bakalım. Burada da hareket kabiliyeti sınırlı. Eğer ekonomi OVP’de öngörüldüğü gibi yüzde 4 büyüyemezse, gelirlerde kayıplar olabilir. Dolayısıyla yeni gelir kalemleri bulunmadan benzin, motorin ve LPG’den alınan vergileri düşürmek pek akılcı olmaz. Bütçeye ek gelir yaratacak iki vergi dışı kalem var. Birisi bedelli askerlik. Diğeri 2B Arazilerinin satılması. İlkine ilişkin yasada gelirler belli amaçlara tahsis edilmişti. İkincisi henüz tasarı olduğu için her iki gelir kalemine yönelik gerekli düzenlemeleri yapma şansı var. Tahmin edilen toplam gelir tutarı, kesin olmamakla beraber onlarca milyar olarak konuşuluyor. Bu gelirlerin bir bölümün akaryakıttan alınan KDV ve/veya ÖTV’nin indirilmesinde kullanılabilir.
Başta tarlasını sürmekte olan çiftçiler olmak üzere üreticileri ve tüketicileri mutlu etmek için ne kadar acele edilirse, ekonomi o kadar ivme kazanmış olur.
ÖTV’DE YÜZDE 10’LUK İNDİRİM BENZİNİN LİTRESİNİ 25 KURUŞ DÜŞÜRÜR
4.62 lirayı bulan benzinin litresinde sabit ÖTV tutarı 1.89 lira. KDV’si de bugünkü fiyattan hesaplandığında yaklaşık 70 kuruş seviyesinde. Yani 4.62 liralık benzinde yüzde 57 vergi yükü var bugün. Bu oran geçmişte yüzde 70’ler mertebesini bile görmüştü. Peki ÖTV tutarında yüzde 10’luk bir indirim benzin fiyatına nasıl yansır? Bu hesap tabii ki dağıtıcı ve bayi fiyatının sabit kalması şartıyla yapılabilir. Bu indirim sabit ÖTV tutarının 1.70 liraya inmesini sağlar. KDV tutarı da 66 kuruşa geriler. Toplam fiyatta vergi tutarı 23 kuruş geriler. Perakende satış fiyatına da yansıma 22 kuruş ila 25 kuruş arasında değişebilir. Yani 5 lirayı gözleyen fiyat 4.35 lira düzeylerine gerilemiş olur.