6 Şubat Cumartesi günü AB aday ülkelerinin katılımıyla Amsterdam’da gerçekleşen Dışişleri Konseyi gayri resmi toplantısında Türkiye, Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu tarafından temsil edildi. Çavuşoğlu toplantı öncesi gazetecilerin sorularını cevaplandırarak, Suriye rejiminden ve Rusya’nın sürdürdüğü hava saldırılarından kaçan Suriyelilere yönelik açık sınır politikasının uygulanmaya devam edeceğini belirtti. Toplantı sonrası AB Dışişleri ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi ve AB Komisyonu Başkan Yardımcısı Mogherini ve AB Dönem Başkanlığı çerçevesinde Hollanda Dışişleri Bakanı Koenders ortak bir basın açıklaması gerçekleştirdi.
Mogherini toplantıda Türkiye’nin yanı sıra diğer aday ülkeler Karadağ, Arnavutluk, Makedonya ve Sırbistan ile göç yönetimi konusunun kapsamlı olarak ele alındığını belirtti. Ortak sorunlara ortak çözüm bulunması yolunda katılım sürecinde olan ülkelerin AB ile entegrasyonunun önemli bir artı değer sağladığına dikkat çekti. Mogherini AB dış politikası kapsamında Türkiye ile ilişkiler, Suriye ve Orta Doğu’ya yönelik çalışmalar, Libya ve güney göç rotası konularının öncelikli olarak ele alındığını ve hafta sonu Türkiye’ye giriş yapmak üzere sınır kapısına akın eden Suriyeliler konusunu Mevlüt Çavuşoğlu ile değerlendirdiklerini belirtti. Uluslararası korumaya ihtiyaç duyan bu kişilere koruma sağlanmasının sadece yasal değil, aynı zamanda ahlaki bir sorumluluk olduğunu dile getiren Mogherini, AB’nin Türkiye’ye sağladığı ek maddi desteğin hedefinin bu gibi durumlarda Türkiye’nin gerekli araç ve kaynaklara sahip olduğunun güvence altına alınması olduğunu hatırlattı.
Geçtiğimiz hafta üye ülkeler tarafından onaylanan 3 milyar €’luk ek yardım ve göç üzerine AB - Türkiye Ortak Eylem Planı’nın uygulamasına yönelik soruyu cevaplandıran Mogherini, Türkiye’nin Suriyeli mültecilere çalışma izini verilmesi ve göç akışlarının daha iyi yönetilebilmesini sağlamak üzere belirli ülkelere yönelik vize rejimi uygulanması kararları ile uygulamada ilerleme sağladığını belirtti. Bu iki önemli somut adımın yanı sıra ortak planın önemli bir parçası olan ve Türkiye’de Suriyeli çocukların eğitimini içeren AB destekli programların uygulanması için çalışmaların da devam ettiğini kaydetti. Eğitim ve gençlere yönelik programların kayıp kuşakların ve radikalleşme riskinin önüne geçilmesi için kritik önem taşıdığını vurguladı.
Mogherini Türkiye’de çalışmaların iki boyutu olduğuna dikkat çekti:
* Türkiye’de bulunan sığınmacılara ev sahipliği ve uluslararası koruma sağlanması,
* Sığınmacı akışı ile giderek daha karmaşık hale gelen göçmen akışlarının yönetim ve kontrolü. Göç akımı kontrolünün vize rejimi uygulamasının yanı sıra insan kaçakçılığı ağları ile etkili mücadele gerektirdiğini hatırlatan Mogherini, Türkiye’nin ülkede faaliyet gösteren suç örgütleri ile mücadeleye yönelik gerekli adımları attığına olan inancını dile getirdi.