Kandilli Rasathanesi eski müdürü Prof. Dr. Ahmet Mete Işıkara'dan ürperten deprem hesabı. İşte Işıkara'nın yorumları:
Marmara'da bir deprem tehlikesi var. Bir öngörüm var. İşte o zaman İstanbul, depremi yaşayacak. 17 Ağustos'un bittiği yer ile 1912 depreminde Mürefte, Şarköy'ün bittiği yer arasında kırılmamış bir parça var. Bilim adamlarının konuştuğu hep o parça. Adaların güneyine düşüyor ve Tekirdağ'a doğru uzanıyor. 'Weiibl Olasılık Fonksiyonu' adı verilen bir fonksiyonla bazı hesaplamalar yaptım. Yaparken de Marmara'da meydana gelen 9'un üzerindeki depremleri aldım. Bu yaklaşık 7 şiddetinin üzerine tekabül de edebilir. Fonksiyonun çalışma prensibi şu. Olaylar arasındaki zaman farkları alınır. Sabit olmayan, yani iki deprem arasında kaç yıl varsa örneğin 50-60 yıl, takip eden süreçte 70 ila 80 ya da 90 ila 100 sene vardır.
1900'den önceki verileri de alarak bu olasılık dağılımını uyguladığınız zaman karşıma çıkan manzara şu: 2014. Yani Marmara'da beklediğimiz büyük depremin olma olasılığının en yüksek olduğu zaman.
Bu olasılık dedim. Olma da var olmama olasılığı da var. Ama böyle bir gerçek var.
Bir de ikinci yer var İstanbul'u etkileyecek. Kuzey Anadolu Fay'ının güney kolu. Adapazarı'nda, İzmit'te daha olay bitmedi. Adapazarı Geyve'den başlıyor, Mekece'den İznik Gölü'nün güneyinden, oradan da Gemlik Körfezi'nden Marmara'ya giriyor. 17 Ağustos depremi Kuzey Anadolu Fay Zonu'nun kuzey kolunda gerçekleşti. Güney kol çok sessiz. İyi bir sessizlik değil. En son 1750 ya da 1780'lerde deprem üretti. 250-300 yıldır sessiz. Hayra alamet değil. Bu deprem olduğu zaman hem Marmara'nın bütünü hem de İstanbul çok etkilenecek. Hepimizin bu konuda önlem alması gerekir. Marmara ve çevresi Türkiye'nin kalbidir.
1996'da bir çabaya girmiştik. Deprem mühendisliği hocalarıyla birlikte Sakarya Valisi ile görüşmüştük. 1968 Adapazarı depreminden sonra büyük bir depremi bekliyorduk. Çünkü Kuzey Anadolu fayının bir diziliş düzeni vardı. Erzincan'dan başlayarak batıya doğru hareket söz konusuydu. Adapazarı Mudurnu'nun batısında büyüklüğü 7'nin üzerinde deprem olacağını telaffuz ettik. Vali ile de paylaştım. Vali Bey 'Panel yapalım, depremden nasıl korunmalı, binalar nasıl olmalı orada anlatın' dedi. Panele vali ile belediye başkanı da katıldı. Önce vali, başkan, inşaat mühendisleri başkanı konuştu. Baktık ki 8-9 kişi kaldı dinleyen. 17 Ağustos'tan önce İstanbul'un durumu da bu. İstanbul ne zaman uyandı? 17 Ağustos depremini hissettiği zaman. İnsanlar soruyorlardı, 'Sen bu işi neden daha önce yapmadın' diye. 'Yaptım da siz neredeydiniz' dedim.
Ben Bakan olsaydım önce Zeytinburnu'nu yıkardım
ŞEHİRCİLİK Bakanı olsam İstanbul'da yıkacağım ilk ilçe Zeytinburnu olurdu. Müdürlüğüm zamanında İstanbul'un risk haritası Deprem Mühendisliği Ana Bilim Dalı tarafından çıkarılmıştı. Deprem master planını yaparken nereler daha riskli nereler risksiz çıkarılmıştı. Büyükşehir Belediyesi de bunu desteklemişti. Kandilli Rasathanesi'nin web sayfasında risk haritaları mevcut. Vatandaşlar semtlerini incelesin.
Vatandaş 'İlla iki daire isterim' diyor
Devlet iradesini koymuş. Bir mahalle düşünün, depreme karşı güvenli değil. Devlet diyor ki 'Ben sana bu evinin karşılığında depreme dayanıklı dört dörtlük daire vereceğim. Sen bu daireyi vereceksin, ben yaşadığın binayı yıkacağım, güvenli bir yapı yapacağım. Adam diyor ki. 'Bana iki daire ver'. Aç gözlülüğün alemi yok.
YÜKSEK KATLI KORKUTMASIN
İstanbul'da, Marmara'da deprem tehlikesi var. Bakıyorsunuz derli toplu mühendislik görmüş binalar. Yüksek katlı olması da önemli değil. Yeter ki mühendislik görmüş olsun. Yüksek katlı binalar bazen vatandaşı korkutuyor. İnşaat mühendisi gökdelen de yapabilir, yüksek katlı da. Yeter ki deprem yapı şartnamesine göre yapsın. Çarpıcı örneği Japonya depremidir. Orada tsunami etkili oldu. Gökdelenler dahil binadan kaynaklı hiçbir kayıp söz konusu değil. Tsunamiden oldu. Onun da önlemini almışlar. Ancak gelecek dalgayı 6 metre olarak öngörmüşler. 10 metre olarak öngörmüş olsaydı tsunami de zarar vermeyecekti. Hiç panik haberi aldınız mı? 18 bin kişi can verdi. O da sırf hesabı yanlış yapmalarından.
2007'den bu yana cumaları camileri gezdim. 2012'ye biraz talihsiz başladım. Kalp krizine yakın bir şey geçirdim. Ama Qdevam edeceğim. 'İşte cuma bu' diyenler var. Depremle ilgili bilgilerin cumada paylaşılması lazım. Mümin vatandaşlara 'söylediğim bu bilgiyi, eşinle, yakınlarınla paylaş' diyoruz. Bir yanlış anlaşılma var. Bazı vatandaşlarımız 'Bu, Allah'ın gazabı' diyor. Onu bu müftüler ile paylaştığımız zaman anlatıyoruz.
Televizyonlarda, sabah programlarında tıp öğretileri var. Bu formatta bir program için birkaç televizyona başvurduk. Deprem nedir? Ne değildir? Halkın anlayabileceği bir dille yayın haline getirmek istiyoruz.