Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, bir televizyon kanalında soruları yanıtladı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "En son yaptırdınız bir anket var mı? Bir de kampanya sürecinde en çok 'Anketlere güvenmiyorum.' cümleniz konuşuldu." şeklindeki soruya şu yanıtı verdi:
"Anket çalışmalarını yaptırmıyoruz, dersek bu doğru olmaz. Anket çalışmalarını yaptırıyoruz. Takip de ediyoruz. Vatandaşımızın nabzını anketlerden çok daha meydanlarda tutuyorum. Halkımın sofralarına oturuyorum. Bunun yanında onlarla beraber ayakta karşılıklı elektrik alıp verme çok daha farklı... Onlarla çay içiyorum, sohbet ediyorum. 'Nasıl gidiyor?' diye sorduğumda aldığım cevaplar var. Bu cevaplarla beraber o ilin nabzını koklayabiliyorsunuz. Artık bazı kamuoyu araştırmaları maalesef sipariş üzerine yapılıyor. Şimdi değişik değişik anket çalışmaları çıktı. Sosyal medya üzerinden yapılanlar var. Telefonla yapılanlar var. Yüz yüze yapılan anketler var. Bunlara baktığınızda çok büyük çelişkiler görüyorsunuz. Oranların çok çok farklı olduğunu görüyorsunuz. Onlara takılıp kalırsanız seçim kampanyası yürütemezsiniz. Bu noktada eski seçim kampanyaların havası yok. Onun için en ideali meydanların dilidir. Meydanlara gittiğiniz de bu insanlar mecbur mu? Neden gelsin meydana? On binler geliyorsa meydanlara burada bir şey var. Ya size güveniyor, inanıyorlar, bunun için oraya geliyorlar. Ama şikayetleri de vardır, sıkıldığı yerler de vardır. Bu meydana 1 milyon 600 bin insan geliyorsa Cumhur İttifakı'nın liderlerini takdir ediyor. Seviyor. Buraya da geliyor. Biz de diyelim arkadaşlarımızla ekibimizle adaylarımızı belirlerken yüzde 100 isabet etmemiş de olabiliriz. Ben şimdi partimin genel başkanı olarak Sayın Bahçeli de partisinin genel başkanı olarak adaylarımızı belirlemede bugüne kadar yapılan yanlışlar zaten ortada, onları zaten bir kenara koymuşuz. Ama bundan sonraki süreçte de oralardan esinlenerek bu yanlışları minimize ederek çok daha vasıflı, kaliteli, bu işi götürebilecek arkadaşlarımızı artık adayımız olarak gösterdik ve bu seçime giriyoruz."
MANSUR YAVAŞ'IN ADAYLIĞI
CHP'nin Ankara Büyükşehir Belediyesi Başkan Adayı Mansur Yavaş'ın "10 puan fark attım." söylemini de değerlendiren Erdoğan, şunları kaydetti:
"Aç tavuk kendini darı ambarında sanırmış. Bu arkadaş böyle birisi. Bu arkadaş, bir defa belediye başkanlığını Ankara gibi büyükşehirde yapacak kapasitede birisi değil. Belediye başkanlığı yapmış. Nerede? Beypazarı'nda. Beypazarı nere Ankara Büyükşehir nere. Burada bir ufuk gerekiyor. Burada böyle bir ufuk yok. İki seçimi kaybetmiş. Şimdi bunu tekrar CHP öne sürmüş. Neden öne sürüyor? Sebebi şu; Bay Kemal yerini kimseye kaptırmak istemiyor. Bunu da kaybedeceğini biliyor. 'Öyle bir aday koyayım ki yarın beni zora sokmasın.' diyerek bunu öne çıkarmış vaziyette. Burada bir de dörtlü mekanizmayı çalıştırıyorlar. Bu dörtlü mekanizmanın içerisinde başta CHP, çatı bu. Onun yanında HDP var. Malum İYİ Parti var. Bir de ne yazık ki Saadet Partisi var. Bu dörtlü mekanizmayla bu işi güçlendirme gayreti içerisindeler."
"BİZİM ADAYIMIZ ONUNLA MUKAYESE EDİLMEZ"
Cumhurbaşkanı Erdoğan kendilerinin durumunun öyle olmadığını belirterek, sözlerini şöyle sürdürdü:
"MHP ile AK Parti birlikte giriyoruz. Bizim adayımızın bir defa kimliği, kişiliği ve gücü onunla mukayese edilmez. Bizim adayımızın 5 dönem Kayseri gibi bir vilayette büyükşehir belediye başkanlığı var. Ondan sonra kendisini Ankara'ya çektim. Ankara'da milletvekilliği süreci başladı. Bu süreçte de biliyorsunuz devlette yönetimin tavan yaptığı yer neresidir? Çevre ve Şehircilik Bakanlığı. Yerel yönetimle Çevre Şehircilik Bakanlığı iç içedir. Bakan yaptık. Daha sonra bu yeni yönetim sistemine geçince bu defa ben Mehmet Bey'i parlamentoda bir milletvekilinin eksik olmasını istemem. Genel başkan yardımcısı olarak yanıma aldım. Genel başkan yardımcısı olarak da kendisini yerel yönetimlerden sorumlu olma görevini verdim. Mehmet Bey'in bir özelliği var. Mehmet Bey, elif gibi dürüsttür dimdiktir. Öyle bunun gibi sahte senet yaz. Ondan sonra kalk çeşitli şeylerle yargıda her şeyle artık kesinleşmiş. Böyle bir durum var. Bu zatın zaten seçim öncesi ya da seçim sonrası ne olacağı belli değil. Ankara şu anda bir belirsizlik içinde olan bir durumda."
"CHP KENDİNE YARAŞIR BİR ANKARA ADAYI BULMUŞ"
Yavaş'ın seçilmesi durumunda ne olacağı hususunda gelen soruyu da yanıtlayan Erdoğan, şunları aktardı:
"Şu anda yasal olarak duruma bakıldığı zaman seçimden sonra zaten yargı kararı da belli olduğuna göre gereken kararı... Bu kovalanacaktır. Bu şekilde devam etmez. Nitekim şu anda bu senetle ilgili adı geçen şahıs, 'Benim böyle bir şeyle yakından uzaktan alakam yok.' diyor. Günlerdir televizyonlarda her yerde... Üstelik bir de bu adam, Yavaş, vergi noktasında da vergi kaçakçısı. Bir de bu var. Şu anda Maliye Bakanlığı kayıtlarında bu durum da geçiyor. Neresinden tutarsanız elinizde kalıyor. Böyle bir insanın Ankara gibi bir yere belediye başkan adayı olması hazmedilemez. Düşünün 'Bizim sözümüz senet.' Böyle demekle bu işi savuşturamazsınız. Böyle siyaset de yapılmaz. Bir defa sözünün eri olacaksın. 'Sözümüz senet.' diyeceksin ama senedi sahte çıkan adamı da aday yapacaksın. Bu nasıl iş? Böyle bir şey olabilir mi? Şu anda bunun hesabını Bay Kemal veremez. Bay Kemal zaten akşam yalan sabah yalan. Hayatı bu. Şahsım ve ailemle alakalı Mann Adası hikayesi var. Şimdi yargı bununla ilgili kararını verdi. 2,5 milyona mahkum etti. Bu 2,5 milyona mahkum olan bu zattan üst mahkemeden de onayı aldıktan sonra, 2,5 milyonu tahsil edeceğiz. Bay Kemal bakıyor ki 'Nasılsa benim cebimden çıkmıyor.' Milletvekilleri bir yardım sandığı kurmuşlar. Oraya beşer bin lira ödüyor hepsi. Ondan sonra bu parayı orası ödeyecek. Biz de o parayı tahsil ettiğimizde adres belli. İnşallah biz de o parayı Mehmetçik Vakfı'na bağışlayacağız. CHP kendine yaraşır bir Ankara adayı bulmuş. Kendilerine hayırlı olsun."
Yüksek Seçim Kurulu'nun gelecekte bu işi çok daha farklı ele alması gerektiğini belirten Erdoğan, "GBT sisteminin ben doğru çalıştığına inanmıyorum. GBT sisteminin çok daha doğru çalışması lazım. Bu tür adamların bir defa adaylıklarının daha baştan silinip atılması lazım." diye konuştu.
"BU ÜLKENİN TERÖRİSTLERLE YÖNETİLMESİNE MÜSAADE EDEMEYİZ"
Erdoğan, "Bu ülkenin teröre bulaşmış teröristlerle yönetilmesine müsaade edemeyiz, bunların önünde duracağız." dedi.
HDP'nin İstanbul, Ankara ve İzmir'de adayının olmamasının manidar olduğunu belirten Erdoğan, şunları kaydetti:
"HDP'nin niye İstanbul'da, Ankara'da, İzmir'de adayı yok? Manidardır. Demek ki CHP, bütün umudunu oraya bağlamış."
"CHP'NİN İZMİR'DEKİ LİSTELERİNDE PKK İLE İLİŞKİLİ 27 KİŞİ TESPİT EDİLDİ"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, İzmir'in sadece 14 ilçesindeki CHP listelerinde terör örgütü PKK ile ilişkili 27 kişinin tespit edildiğini belirterek, "Bunların 19'u direkt dağ kadrolarıyla bağlantılı. Bundan daha güzeli olur mu ispat için? Sadece bu örnek bile CHP ile PKK arasındaki ittifakı göstermesi açısından çok çarpıcıdır." ifadelerini kullandı.
"YENİ ZELANDA'DAKİ SALDIRI ÖRGÜTLÜ BİR TERÖR EYLEMİDİR"
Erdoğan, Yeni Zelanda'nın Christchurch kentinde, 15 Mart'ta cuma namazı sırasında iki camiye düzenlenen ve 50 kişinin hayatını kaybettiği terör saldırısına ilişkin, "Bireysel bir terör eylemi değil, örgütlü bir terör eylemidir." diye konuştu.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nın Yeni Zelanda'daki terör saldırısına ilişkin yaptığı açıklamalarla ilgili, şu ifadeleri kullandı:
"'İslam dünyasından kaynaklanan terör' diyemezsin arkadaş, haddini bil. O zaman sen, kendinden şüphe etmen lazım."
"ADINI MÜZE DEĞİL AYASOFYA CAMİ OLARAK KOYARIZ"
Ayasofya'nın Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarına ücretsiz olup olmayacağına ilişkin soruyu Erdoğan, şöyle yanıtladı:
"O, anormal bir teklif değil. Olabilir. Olmayacak bir şey değil, rahatlıkla olabilir. Hatta hatta bunun üzerinde öyle dururuz ki bunun (adını) müze değil, artık Ayasofya Cami olarak koyarız. Nasıl Sultanahmet Camisi'ne turistler geliyorlar, herhangi bir ödeme yapıyorlar mı? Ziyaretini Sultanahmet Camisi'nde, Süleymaniye Camisi'nde, Fatih Camisi'nde yapıyor. Aynı şeyi Ayasofya'da da yapar. Müze statüsünden çıkar. Zaten daha sonradan buraya böyle bir statü verildi. Bu da yine CHP zihniyetinin bir adımıdır. CHP zihniyetinin attığı bu adımı değiştiririz."
Bedelli askerlik ücretinin düşürülmesine ilişkin beklentilerin olduğunun hatırlatılması üzerine Erdoğan, "El insaf. Burada bu kadar harcamalar yapılacak ki bu bedel ta nerelerdeydi biliyorsunuz. Düşürdük, düşürdük, düşürdük şu anda geldiği yer 5 bin avro. Bu şimdi o günün kuru üzerinden değerlendirilecek. Ücretler orada TL olarak neye tekabül ediyor, o parayı ödeyecek. Bir şöyle olsun, bir böyle olsun böyle bir durum söz konusu olmayacak." dedi.
"ARKADAŞLARIMIZ HALKIMIZA HİZMET DERDİNDE"
Türkiye'nin beka mücadelesi verdiği bu dönemde yeni bir siyasi oluşumdan ziyade güçlü bir birlikteliğe ihtiyacı olduğunu bildiren Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Davamıza baş koyan arkadaşlarımız koltuk değil, halkımıza hizmet derdinde. Bu derdi olmayanlar, bu anlayışa sahip çıkmayanlarla yol yürüyemeyiz, yoldan çıkanları da zorla yola sokmak gibi bir zaman israfına girmeyiz."
Erdoğan, erken emekliliğe ilişkin, "Bu erken emeklilik olayını kimler tahrik ediyor, muhalefet. Eğer biz vatanseversek, milletimizi seversek niçin erken emeklilik diyoruz?" ifadelerini kullandı.
ERKEN EMEKLİLİK
Bir diğer konunun da erken emeklilik olduğuna işaret eden Erdoğan, şunları söyledi:
"Burada rahmetli Demirel bir yanlışın içerisine düştü. Erken emeklilikle bu ülkede adeta bir çift ücret anlayışı geldi. Düşünün 38 yaşında bir insanın emekli edilmesi demek, hem o insana saygısızlık, hakarettir, hem de bu devletin hazinesine, kasasına. Çünkü bu insan 38 yaşında emekli olduğu zaman boş mu durur? Ne yapacak? Gidip kendisi bir yerde bir iş bulacak. Oradan da bir ücret alacak. Çift maaşla çalışacak. Şu anda dünyada başta İskandinav ülkeleri olmak üzere, artık onlar erken emekliliği yapan ülkeler olmasına rağmen, şimdi onlar 60-65 üzerine çıktılar. Daha da geliştiriyorlar ve emekliliği oralarda 70'e doğru taşıyorlar. Böyle bir durumun olduğu dünyada şimdi bizde bu erken emeklilik olayını kimler tahrik ediyor? Muhalefet. Eğer biz vatanseversek, milletimizi seversek ne için erken emeklilik diyoruz? Çalışıyorsun, çalıştığın yerde çalışmana devam et. Maaşın sürekli zaten orada artıyor, artmaya devam edecektir. Boşta kalmaktansa orada çalış. Ne için ayrılmayı, ne için emekli olmayı düşünüyorsun?"
Emekli olmanın insanı çok farklı yollara tahrik edebileceğini vurgulayan Erdoğan, "Bunlar muhalefetin desteğini alıyorlar. Türkiye geçmişte bu tür popülist politikalardan çok çekti. Yönettikleri dönemde Türkiye sosyal güvenlik sistemi bir batağın içindeydi. İşte Bay Kemal'in SSK Genel Müdürü olduğu zaman o hastanelerimizin durumu neydi? Şimdi ise hastanelerimizin durumun ne? Bizim dönemimizde sistemde infiale yol açabilecek şeyler nispeten düzeltildi. Geçmişte yaşanılanlardan hiç bir ders alınmadı. Buna bir bakmamız lazım. Ben burada popülist bir şeyle verdim gitti diyebilirim. Ama ben böyle bir şey diyemem. Bunu dersem ben milletime saygısızlık yapmış olurum." diye konuştu.
"MANİPÜLASYON YAPANLARIN GÖZÜNÜN YAŞINA BAKMAYIZ"
Döviz kurlarındaki hareketliliğe ilişkin, Erdoğan, şunları söyledi:
"Gelebileceği yere geldi. Seçimin arkasında bu manipülasyonları yapan bankaların üzerine çok sert bir şekilde gideceğiz. Bunların gözünün yaşına bakmayız. Şu anda BDDK'nın attığı adım bunu bir örneğidir. Uluslararası camiada da bunu yapanların üzerine gideceğiz. Bu noktada onlara da gerekli darbeyi SPK da indirdi. BDDK da indirdi."