İstanbul Beykoz’da yer alan tarihi Yoros Kalesi kazı deposunun 2 Şubat 2015 günü soyulduğu ortaya çıktı. 2013 ve 2014 yılındaki arkeolojik kazılarla ortaya çıkarılan tam 661 eser hırsızlar tarafından çalındı. Kültür ve Turizm Bakanlığı 3 yıl sonra 2018 yılında konuyla ilgili soruşturma başlattı. Ancak ne hırsızlar ne de 661 eser bulunabildi.
Ömer Erbil'in Hürriyet'te yer alan haberine göre, Anadolu Kavağı sırtlarında bulunan ve yapım tarihi kesin olarak bilinmeyen Yoros Kalesi’nde, Kültür ve Turizm Bakanlığı ile İstanbul Üniversitesi’nin işbirliğinde 2010’dan bu yana arkeolojik kazı çalışmaları yürütülüyor. İstanbul Üniversitesi Sanat Tarihi Bölümü’nden Prof. Dr. Asnu Bilban Yalçın tarafından sürdürülen kazılarda bugüne kadar çok sayıda tarihi eser ortaya çıkarıldı. Prof. Yalçın, 2013 yılında verdiği mülakatta “uluslararası bilim camiasının kazı sonuçlarını beklediğini” ileri sürmüştü. Ancak o çalışmalar bir gece hırsızların kalenin içindeki kazı deposunu soymasıyla sekteye uğradı.
2 yıllık kazı çalışması sonucunda bulunan 661 eser ortadan kayboldu. Kültür ve Turizm Bakanlığı verilerine göre 7 Şubat 2015 gecesi Yoros Kalesi arkeolojik kazılarına ait kazı deposunun kapısının mühürü ve kilidi kırıldı. Bu durum ertesi gün kazı bekçisi tarafından bildirildi. Daha önce 2010 yılında da kalenin Bizans dönemine ait mermer kitabesi çalınmış, bir evin ahırında gömülü olarak bulunmuştu.
HİÇBİR İZ YOK
2015 soygunu emniyet tarafından soruşturuldu ancak hiçbir ize rastlanmadı. Kazı ekibi 2013 yılı kazısına ait 233 eser, 2014 yılına ait 428 eser olmak üzere toplam 661 eserin kayıp olduğunu Kültür ve Turizm Bakanlığı’na bildirdi. Bakanlık, soyguna ilişkin üç yıl boyunca soruşturma başlatmadı. Bakanlık resmi internet sitesinden eserlerin fotoğraflarını paylaşarak koleksiyonerleri uyardı.
Soygundan üç yıl sonra şubat ayında açılan soruşturma sonucunda eserlerle ilgili herhangi bir ize rastlanmadı. Soygunun nasıl olduğu ve içerden yardım alınıp alınmadığı belirlenemedi. Bakanlıktan yapılan açıklamada şöyle denildi: “Kayıp eserler, çeşitli niteliklerinden ötürü etütlük malzeme olarak ayrılan eserlerden olup bazısının çok küçük parçalar halinde formsuz nitelikte, aralarında pişmiş toprak kap (kulp, dip, ağız, gövde, kapak parçaları), kandil parçaları, lüle ve parçaları, sikke, mermi kovanları ve metal objeler şeklinde tanımlanabilen malzemelerden oluştuğu bilinmektedir. Söz konusu kayıp eserlerin bulunabilmeleri için yurtiçinde ve yurtdışında gerekli duyuruları yapılmıştır.”