Rüşvet ve yolsuzluk operasyonunun TOKİ ve inşat sektörünü ilgilendiren ayağında Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar ve oğlu Abdullah Oğuz Bayraktar’a şok suçlamalar yöneltildi. İmar yolsuzluğu ile alakalı Erdoğan Bayraktar’ın yargılanması için hazırlanan fezleke UYAP’a girerek Meclis’e gönderildi.
USULSÜZLÜĞE GÖZ YUMULDU
Teknik ve fiziki takipte tespit edilen bulgulara göre müteahhitlerin devletten ucuza aldığı arazileri Bakanlığın imara açtırdığı, emsal değerleri yükselterek ya da dikkate almayarak bu arazilerin inanılmaz paralar kazandırdığı belirlendi. TOKİ’nin ihalelerini kazanan bazı inşaat şirketlerinin projelerindeki usulsüzlüklerine göz yumulması yüzünden, müteahhitlerin projelerini yapacakları arsaların imar planlarının istedikleri şekilde hazırlanmasını sağladıkları öne sürüldü. Belediyelerin onaylamadığı ya da onaylanması mümkün olmayan imar planlarını onayladıkları, Kültür ve Tabiat Varlıkları Kurulları’na gelen plan tadilatı dosyalarına müdahale ettikleri, kurullarda görevli komisyon üyelerine baskı yaparak yönlendirerek, rüşvet vererek veya gerçeğe aykırı raporlar düzenleyerek Tescilli Kültürel ve Tarihi Yapıların bulunduğu arazileri, Doğal Sit Alanlarını ve yeşil alanları, Boğaziçi Koruma Kanunu kapsamında bulunan alanları imara açtırdıkları iddia edildi.
HUZUREVİ OTEL YAPILDI
İmar plan notlarına, inşaat şirketlerinin yüksek kâr elde edebilecekleri şekilde işadamlarının talepleri doğrultusunda eklemeler yaptıkları belirlendi. Bu kapsamda “Huzurevi” gibi sağlık donatı alanlarının “Otel” alanına alınmasını sağladıkları, eğitim alanlarının ise konut veya ticaret alanına alınmasına ilişkin fonksiyon değişiklikleri yaptırdıkları, bunların yanı sıra “Turizm” alanlarına “Apart Konaklama yapılabilir” notları ekleyerek bağımsız bir şekilde daire satışlarına imkan sağladıkları iddia edildi.
Soruşturma kapsamında Ağaoğlu Şirketler grubuna ait “Bakırköy 46” projesinin yapılacağı arazi ile Taşyapı İnşaat tarafından Şişli ilçesindeki Bulgar Vakfı Arazisini “Özel Proje Alanı” ilan ettirerek kişiye özel imtiyazlı imar planlarını onaylattıkları öne sürüldü. Ayrıca imar planlarına aykırı olarak yapılan “Ağaoğlu Maslak 1453” ve “Zorlu Center” isimli projelerin usulsüzlüklerine göz yumdukları ve denetimlerden sorunsuzca geçmelerini sağladıkları iddia edildi.
Yine yasa dışı faaliyetlerde rol aldığı öne sürülen Hüseyin Avni Sipahi’nin, örgüt üyesi oldukları gerekçesiyle gözaltına alınan kamu görevlilerine talimat verirken “Beyefendi, Patron, Baba” gibi nitelemelerde bulunarak isteklerinin Bakanın bilgisi dahilin de olduğunu ifade ettiği ileri sürüldü. Örgütün eylemlerinin Çevre ve Şehircilik Bakanı’nın talimatı ve bilgisi dahilinde olduğu iddia edildi. Yine Bakan’ın bazı müteahhit ve zanlılarla yaptığı telefon görüşmelerinin de teknik ve fiziki takip ile kayda geçirildiği öğrenildi.
Yemek işi bakan oğluna
Gözaltına alınan kamu görevlilerinin, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, TOKİ ve Emlak Konut GYO ile herhangi bir şekilde ticari ve resmi işlemleri olan inşaat şirketlerine, enerji ve yemek işlerini Bakan’ın oğlu Abdullah Oğuz Bayraktar’ın gayri resmi ortağı olduğu DAF Enerji ve Pınar Yemek isimli şirketlere vermesi için baskı yaptıkları öne sürüldü. Söz konusu şirketlerin de işlerinin aksayacağından korkarak şüphelilerin isteklerini yerine getirdikleri, bazı şirketlerin işlerini başka şirketlere vermiş olsalar da, şüphelilerin müdahalesi sonucu iptal ederek Daf Enerji ve Pınar Yemek isimli şirketlere verdikleri iddia edildi.
TÜRK VATANDAŞLIĞINI 1 MİLYON DOLAR'A SATTILAR
Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığına istisnai olarak geçecek her bir örgüt mensubu için Bakan Güler, oğlu Barış Güler ve Rıza Sarraf arasında kişi başı 1 milyon dolar rüşvet karşılığı anlaşma sağlandığı belirlendi.
Rüşvet ve yolsuzluk soruşturması Rıza Sarraf liderliğindeki suç örgütünün İçişleri Bakanı Muammer Güler ve oğlu Barış Güler’in arasındaki kirli ilişkileri gözler önüne serdi. Daha geç yapılması planlanan soruşturmanın Güler’in Sarraf’a hakkında soruşturma yürütüldüğünü ileterek soruşturmanın gizliliğini ihlal etmesi ve delillerin karartılabileceği gerekçesiyle operasyonun erkene alındığına dikkat çekiliyor. Sarraf’ın yakınlarına 5 milyon rüşvet karşılığında “istisnai yoldan” vatandaşlık aldırdığı iddia edilen Sarraf’ın Çin’de hayali işlemlerinde kullandığı paravan firmaların bankalar nezdinde yaşadığı sıkıntıların giderilmesi için İçişleri Bakanlığı adına Çin bankalarına bizzat İçişleri Bakanı olarak “Referans Mektubu” yazdığı öne sürüldü.
SARRAF’A 1.5 MİLYON DOLARA KORUMA
Takip edildiğinden şüphelenen Sarraf’ın Güler’den hakkında soruşturma olup olmadığını araştırmasını istediği teknik takipte belirlendi. Güler’in Sarraf hakkında yürütülen soruşturmanın gizliliğini ihlal ederek soruşturma hakkında bilgi verdiği öne sürüldü. Trafik uygulamalarından durdurulmaması için Sarraf’a 1.5 milyon dolarlık rüşvet karşılığında koruma polisi tahsis edildiği belirlendi. Sarkuysan A.Ş.’nin Genel Kurul Toplantısı için görevlendirilecek Bakanlık Temsilcisi’nin, Rıza Sarraf’ın talebi doğrultusunda belirlenerek görevlendirilmesi ve şirketin yönetiminin Rıza Sarraf tarafından kazanılması için girişimlerde bulunulduğu belirtildi. Soruşturmada Bakan Güler’in oğluna teslim edilen rüşvet miktarının 20 milyon TL’yi geçtiği anlaşıldı. Rüşvet ilişkisine legal bir görünüm kazandırmak amacıyla Barış Güler ve Rıza Sarraf arasında Barış Güler’den Danışmanlık Hizmeti alımı konulu 720.000 dolarlık kontrat imzalandığı da tespit edildi.
SARRAF’A İSTİSNAİ VATANDAŞLIK
Dubai, Çin ve Rusya’da faaliyet gösterdiği belirlenen Sarraf’ın İran vatandaşı olması nedeniyle İran’a ABD, AB ve BM tarafından uygulanan ambargolar dolayısıyla uluslararası bankacılık işlemlerinde hesaplarının bloke olması riski bulunduğuna dikkat çekiliyor. Sarraf’ın bu problemleri ortadan kaldırmak amacıyla “istisnai olarak Bakanlar Kurulu kararıyla Türkiye Cumhuriyeti Vatandaşlığı’na geçmek istediği ve bu isteğini Bakan Güler’e ilettiği anlaşıldı. Soruşturma kapsamında Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığına istisnai olarak geçecek her bir örgüt mensubu için Bakan Güler, oğlu ve Sarraf arasında 1 milyon dolar rüşvet karşılığı anlaşma sağlandığı belirlendi. 5 milyon dolar karşılığında Sarraf’ın yakını ve yöneticilerinden oluşan 5 kişiye Türk vatandaşlığı kazandırdığı öne sürüldü.
İHBAR EDEN MÜDÜRE RÜŞVETLE SÜRGÜN
Yine soruşturmada Sarraf’ın yasadışı faaliyetlerini MASAK’a ihbar eden Emniyet Müdürü Orhan İnce’nin 400 bin dolar karşılığında İstanbul’dan sürüldüğü tespit edildi. Bakan Güler ve oğlu’nun devreye girmesiyle Haziran 2013’de Bakan oluruyla emniyet müdürü İnce, önce Osmaniye’ye ardından da Zonguldak’a tayin edildi. Bakan Güler’in 400 bin dolar karşılığında İstanbul’dan tayinini çıkardığı Emniyet Müdürünün meslekten ihraç edilmesi için de 3 milyon dolar karşılığında Sarraf’la rüşvet anlaşması sağladıkları iddia edildi.
Bakan Güler’in “Defterini düreceğim o pez...in. Sen rahat ol. Ayağını denk alsın, meslekten attırırım. Ben onun terbiyesizin kafasını kopartırım, onda rahat ol” diyerek Sarraf’ın tedirginliğini gidermeye çalıştığı takipte tespit edildi.
BAKAN’IN OĞLUNUN EVi BANKA GiBi
İstanbul Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü ve Mali Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü’nün ortaklaşa gerçekleştirdiği operasyon kapsamında gözaltına alınan İçişleri Bakanı Muammer Güler’in oğlu Barış Güler’in evinde arama yapıldı. Aramada, 6 para kasası ile sahte para kontrolü de yapabilen 1 adet para sayma makinesi bulundu. Kasalardan çıkan çok miktarda döviz ve Türk Lirası’na el konulduğu belirtildi.Barış Güler’in evindeki sadece 2 numaralı kasada ise 1 milyon 421 bin 73 TL civarında dolar, euro ve Türk Lirası bulundu.