İŞTE ÖCALAN'IN MEKTUBU
"Yüreği Nevruz ateşiyle tutuşan bütün dostlar merhaba. Medeniyetlerin beşiği olan Mezopotamya’da bir uyanış şölenine dönüştüren halkımızı selamlıyorum. Sizlerin şahsında ülkenin bütün gençlerine ve kadınlarına sevgi ve selamlarını gönderiyorum. Yüreğinde barışa bir yer açan sesimize kulak veren herkesi, tüm Türkiye’yi bir olmaya çağırıyorum. Dünya medeniyetler tarihine beşiklik etmiş kardeş Ortadoğu ve asya halkının da bayramını canı gönülden kutluyorum. Hepinize yürek dolusu selamlarımı gönderiyorum merhaba.
Bizler gencecik fidanları canları, aşkları kül eden savaş ateşini yine böyle bir günde geçtiğimiz nevrozda söndürmüş ve barış için meşaleyi yakmıştık. Sevgili Türkiye halkı tarih bize göstermiştir ki kararlı bir barış sergilenmezse tarih yine bildiğini okur. Çok kayıplı dönüşümlerle cevaplarını üretirler. Önümüzdeki en yakıcı şekilde cevap bekleyen şey tekrarlanan darbelerle mi, demokrasilerle mi yola devam edeceğiz soru budur. Bütün ara yollar ve geçici biçimler artık miyadını doldurmuştur.
Şu ana kadar yürütülen bir diyalog süreciydi ve önemliydi. Bu süreçte iki tarafta da birbirini iyi niyetini, yeterliliğini test etmiştir. Bu testten hükümetin ağır alma, tek taraflı yürütme ve uzatma tutumuna rağmen iki taraf da barış arayışından belli bir kararlılıkla çıkmıştır. Türlü biçimlere bürünerek karşımıza çıkan komplolarla başa çıkmak sorumluluğumuzdur. Bir çok ırkçı psikolojik harp metodlarını boşa çıkaracaktır.
Bu barış başta Rojava olmak üzere tüm bölgede ancak demokratik anayasal çözümlerle pekişecektir. Kadınlar biriktirdikleri büyük özgürlük potansiyelinin demokratik gelişmeyle birlikte ekledikleri etik değerlerle bu barışın asıl taşıyıcısı olacaklardır.
Hareketimiz bir gençlik hareketi olarak başlamış ve hep genç kalmıştır. Bu barışa yönelik saldırılara karşı barışın yılmaz savunucuları da yine gençlik olacaktır. Başta Avrupa olmak üzere dünyanın dört bir yanına savrulmuş halkımız sesimiz olacaktır. Umudun tükenmeye yüz tuttuğu her yerde her zaman emsalsiz iradelerle özgürlüğünü ve sağlığını gözünü kırpmadan veren bütün yoldaşlarımız en temel dayanağımız olacaktır.
Türlü biçimlere bürünerek karşımıza çıkan komplolarla başa çıkmak sorumluluğumuzdur. Bir çok ırkçı psikolojik harp metodlarını boşa çıkaracaktır.
Kadınlar biriktirdikleri büyük özgürlük potansiyelinin demokratik gelişmeyle birlikte ekledikleri etik değerlerle bu barışın asıl taşıyıcısı olacaklardır.
Bütün inançların halkların kültürlerin ve emeğin kendisini özgür hissedeceği en devrimci duygularımla hepinizi selamlıyorum.
Kendini insanlığa karşı sorumlu sayan herkesi büyük barışımızın yapı taşı olmaya çağırıyorum. Selam olsun halkların kardeşleri için sorumluluk üstlenene. Yaşasın Nevroz yaşasın kardeşlik."