Regaip kandili 3 Şubat Perşembe günü idrak edilecek. Regaip, beş kandil gecesinden biri olup, hicrî sıralamaya göre kandiller zincirinin ikinci halkasıdır. Allah’ın rahmet, bağış ve yardımlarının dağıtıldığı inanç ve ümidiyle bu gecede Allah’a ibadet edilir.
Regaip kandili, halk dilinde “üç aylar” olarak anılan rahmeti, bereketi ve mağfireti bol manevî bir mevsime girişimizin habercisidir.
Duaların çevrilmeyeceği beş geceden biri olarak da Regaip kandili adlandırılır. Diğerleri ise Şaban'ın ortasında bulunan gece, cuma gecesi, Ramazan Bayramı ve Kurban Bayramı geceleridir.
Regaip gecelerinde dua etmek, tevbe ve istiğfarda bulunmak, bu geceyi kutsal kabul ederek çeşitli ibadetlerle geçirmek, genel olarak âlimler arasında kabul görmüştür. REGAİP KANDİLİ NE ZAMAN? Din Hizmetleri Genel Müdürlüğü’nün 2022 dini günler listesine göre Regaib Kandili bu yıl 3 Şubat tarihinde idrak edilecek.
REGAİP KANDİLİ’NDE NELER YAPILMALI?
1) Kur'ân–ı Kerim okunmalı; okuyanlar dinlenmeli; uygun mekânlarda Kur'ân ziyafetleri verilmeli; Kelamullah'a olan sevgi, saygı ve bağlılık duyguları yenilenmeli, kuvvetlendirilmeli.
2) Peygamber Efendimiz (sas)'e salât ü selâmlar getirilmeli; O'nun şefaatini ümit edip, ümmetinden olma şuuru tazelenmeli.
3) Kaza, nafile namazlar kılınmalı; varsa o geceye ait nakledilen namazlar, onlar da ayrıca kılınabilir; kandil gecesi, özü itibariyle ibadet ve ibadette ihsan şuuruyla ihya edilmeli.
4) Tefekkürde bulunulmalı; “Ben kimim, nereden geldim, nereye gidiyorum, Allah'ın benden istekleri nelerdir” gibi konular başta olmak üzere hayatî meselelerde derin düşüncelere girmeli.
5) Geçmişin muhasebe ve murakabesi yapılmalı; ve şimdinin ve geleceğin plân ve programı çizilmeli.
6) Günahlara samimi olarak tevbe ve istiğfar edilmeli; idrak edilen geceyi son fırsat bilerek nedamet ve inabede bulunulmalı.
7) Bol bol zikir, evrad ü ezkarda bulunulmalı.
8) Mü'minlerle helalleşilmeli; onlarla irtibatımız cihetinden rızaları alınmalı.
9) Küs ve dargın olanlar barıştırılmalı; gönüller alınmalı; kederli yüzler güldürülmeli.
10) Kişi kendine ve diğer Mü'min kardeşlerine hattâ isim zikrederek dualar etmeli.
11) Üzerimizde hakları olanlar aranıp sorulmalı; vefa ve kadirşinaslık ahlâkı yerine getirilmeli.
12) Yoksul, kimsesiz, öksüz, yetim, hasta, sakat, yaşlı olanlar ziyaret edilip, sevgi, şefkat, hürmet, hediye ve sadakalarla mutlu edilmeli.
13) O gece ile ilgili âyetler, hadîsler ve bunların yorumları ilgili kitaplardan ferden veya cemaaten okunmalı.
14) Dini toplantılar, paneller ve sohbetler düzenlenmeli; va'z ü nasihat dinlenmeli;
15) Kandil gecesinin akşam, yatsı ve sabah namazları cemaatle ve camilerde kılınmalı.
16) Sahabe, ulema ve evliya türbeleri ziyaret edilmeli; hoşnutlukları alınmalı; ve manevî iklimlerinde vesilelikleriyle Hakk'a niyazda bulunulmalı. 16) Vefat etmiş yakınlarımızın, dostlarımızın ve büyüklerimizin kabirleri ziyaret edilmeli; iman kardeşliğine ait sadakati yerine getirilmeli.
17) Hayattaki manevî büyüklerimizin, anne ve babamızın, dostlarımızın ve diğer yakınlarımızın kandilleri bizzat giderek veya telefon, faks yahut e–mail çekerek tebrik edilmeli; duaları istenmeli.
18) Bu kandil gecelerinin gündüzlerinde mümkün olduğunca oruç tutulmalı
Dinî açıdan güneşin batmasıyla önceki gün sona erer ve yeni bir gün başlar. Gece gündüzden önce gelir (Kurtubî, el-Câmi', XIV, 15). Nitekim Ramazan ayı, Şaban ayının son gününde güneşin batışıyla başladığı için, o gece teravih namazı kılınmakta ve Ramazan'ın son gününde güneşin batışıyla Şevval ayı başladığı için, o gecede teravih namazı kılınmamaktadır. Cuma günü de Perşembe günü akşam vaktinin girmesiyle başlar, Cuma günü akşam vaktine kadar devam eder. Mesela “Recebin ilk Cuma gecesi” dendiği zaman perşembeyi ilk Cumaya bağlayan gece (akşam vaktinden sabah vaktine kadar olan süre) anlaşılır. Yine “Şaban'ın 15. gecesi” bu ayın 14. günü 15. güne bağlayan gece, “bayram gecesi” de arefe gününü bayrama bağlayan gecedir. Bu itibarla kandil geceleri için tutulan nafile oruçların asıl zamanı, geceyi takip eden gün olmakla birlikte, daha önceki günle birlikte oruç tutulabilir.
Hz. Peygamber (s.a.s.), “Şaban'ın ortasında (Berat gecesi) ibadet ediniz, gündüz oruç tutunuz. Allah, o gece güneşin batmasıyla dünya semasına (rahmeti ile) tecelli eder ve fecir doğana kadar, ‘Yok mu benden af isteyen onu affedeyim, yok mu benden rızık isteyen ona rızık vereyim, yok mu bir musibete uğrayan ona afiyet vereyim, yok mu başka bir şey isteyen…' buyurur.” (Bkz. Tirmizî, Savm, 39; İbn Mâce, İkâmet'u-Salat, 191) demiştir. Diğer taraftan Hz. Peygamber (s.a.s.), Zilhicce'nin ilk dokuz günü (Ebû Dâvûd, Savm, 62; Tirmizî, Savm, 52), pazartesi ve perşembe günleri, âşûrâ ve arefe günü oruç tutar (Müslim, Sıyâm, 196, 197; İbn Mâce, Sıyâm, 41,42), pazartesi orucunu soranlara; “Bugün benim doğduğum, Peygamber olarak gönderildiğim ve Kur'an'ın bana vahyedildiği gündür.” (Müslim, Sıyâm, 198) diye cevap verirdi. Bu ve benzeri rivayetlere dayanarak bazı İslam alimleri dini açıdan faziletli sayılan diğer gün ve gecelerin ibadetle ihyasının müstehap olduğunu söylemişlerdir.
Regaip namazı konusuna gelince; bu geceye mahsus “Regaip Namazı” adıyla bilinen ve bazı kimselerce kılınan bu namazın Kur'an ve sünnetten dinî bir dayanağı yoktur. Regaip namazı hakkında Kur'an'da bir emir veya nehiy bulunmamakta, sünnette bulunan rivayetlerin ise mevzu olduğu muhaddisler tarafından belirtilmektedir. Temel kaynakların çoğunluğunda yer verilmeyen rivayet konusunda Gazalî Ihya'da “ahad” olduğunu belirtip, Kudüs halkının bu namaza muva- zebetinden dolayı bu konuya eserinde yer verdiğini belirtmektedir. (İhya, I/203) Regaib namazı konusunda M. Cemal Sofuoğlu “Regaib Namazı Hakkında Bir Münazara” başlığıyla yayınlanan makalesinde Izzu'd-din bin Abdülaziz b. Abdüsselam (ö.660/1261) ile Takıyyud'din Ebu Amr ibnu's- Salah (ö.643/1245) arasında gerçekleşen münazarada özet olarak Regaip namazı hakkında- ki hadisin mevzu olduğu ve bu uygulamanın ilk kez H. 4. asırda Şam'da ortaya çıkarak diğer yerlere yayıldığı zikredilmektedir. Zira ne Hz. Peygamber (s.a.s.) böyle bir namaz kılmış, ne de ashap ve tabiin bu ad ile bir namaz kılmışlardır. Bunun yanında bu geceleri vesile ederek kaza ve nafile namaz kılmak, Kur'an okuyarak üzerinde düşünmek, tezekkür ve tefekkür etmek yararlı olur, (tdv Isam İlmihal, 1/322) el-Mebrûk eş-Şeybânî el- Mansûrî, ise “Islâm Hukukçuları arasındaki tartışmanın ana noktasını Regaip namazı olduğunu belirtmiştir. Bu ve benzeri uygulamaların, bayramlardaki kutlamaların özellikle paganizm olarak adlandırılan Cahiliyye ve Mecusîlikte olduğu gibi Islâm'a diğer inançlardan geçtiğini açıklamıştır. Söz konusu makalede Regaip namazının tarihi çerçevesinin analizi yapılarak, onun sosyo-ekonomik, kültürel ve psikolojik motivasyonları üzerinde durulduğu belirtilmektedir. (el-Mebruk el-Mansûrî, Ibla 12, s. 29-66)