Yıldız Teknik Üniversitesi (YTÜ) Doğa Bilimleri Araştırma Merkezi Başkanı Prof. Dr. Şükrü Ersoy, İstanbulluları uyardı. Ersoy, son günlerde Marmara'da meydana gelen depremlerin, büyük Marmara depreminin öncüsü olduğunu söyledi. Ersoy, yaşanan depremler sonrası 'bölgedeki enerji azaldı' düşüncesiyle rahatlamanın yanlış olacağını vurguladı. Benzer uyarılar Jeofizik Mühendisi Prof. Dr. Övgün Ahmet Ercan ve Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü Ulusal Deprem İzleme Merkezi (UDİM) Müdürü Dr. Doğan Kalafat'tan da geldi.
BÜYÜK MARMARA DEPREMİ
Marmara Bölgesi'nde son birkaç gündür meydana gelen depremler, gerçekleşmesi muhtemel büyük Marmara depremini akıllara getirdi. Geçtiğimiz günlerde Bolu'da meydana gelen 4,8 şiddetindeki depremin ardından bu sabah Tekirdağ'da 4,7 şiddetindeki depremin meydana gelmesi, dikkatleri yeniden deprem gerçeğine çevirdi. YTÜ Doğa Bilimleri Araştırma Merkezi Başkanı Prof. Dr. Şükrü Ersoy, son günlerde meydana gelen depremlerle ilgili çarpıcı açıklamalarda bulundu.
"DEPREMLER ÖNCÜ SAYILABİLİR"
Bölgede yaşanan son depremlerin Marmara beklenen büyük depremin öncüleri olduğunu vurgulayan Ersoy, "Nasıl Bolu'daki 4,8 depremi tehlikeli olabilecek bir yerse, aynı şekilde Tekirdağ açıklarındaki 4,7 büyüklüğündeki deprem aynı tehlikededir. Çünkü bu her iki noktada da belli bir gerilim var. Bu bölgeler gelecek depremlere gebe olabilecek öncüleri sayılabilecek özellikte" dedi.
"DEPREMLER GERİLİMİ AZALTMIYOR"
Yaşanan son depremlerin yaşanması muhtemel büyük depremin şiddetini azalttığı yönündeki inanışın doğru olmadığını aktaran Ersoy, "Bu depremler buraların enerjisini almıyor. Aksine çok canlı, diri, aktif olduğunun göstergesi olarak karşımıza çıkıyor" şeklinde konuştu.
Yaşanması muhtemel büyük depremin Marmara'nın içinde gerçekleşeceğinin altını çizen Ersoy, Kuzey Anadolu Fay Zonu'nun devamı olan pek çok fay parçası bulunduğuna işaret ederek, "Bu fay, tek parça mı kırılacak, yoksa kırılma çok parçalı şekilde mi olacak bunu bilmiyoruz. Marmara'da yaşanan depremler rahatlamanın tam tersine bölgenin canlı olduğunu ortaya koyuyor" ifadesini kullandı.
"MARMARA EREĞLİSİ DEPREMİ ALIŞTIRMA YAPIYOR"
Jeofizik Mühendisi Prof. Dr. Övgün Ahmet Ercan, Marmara Ereğlisi açıklarında meydana gelen 4,7 büyüklüğündeki depremle ilgili olarak, "Marmara Ereğlisi depremi alıştırma yapıyor" dedi.
Uluslararası Jeofizik Kurultayı için Antalya'da bulunan Prof. Dr. Övgün Ahmet Ercan, Tekirdağ'ın Marmara Ereğlisi ilçesi açıklarında meydana gelen 4,7 büyüklüğündeki depremle ilgili yazılı açıklama yaptı. Prof. Dr. Övgün Ahmet Ercan, "Dünkü tartışmalarda ortak kanı Kuzey Marmara'nın batı kolu olan Marmara Ereğlisi'nin gerginliğinin Sivriada koluna göre daha da arttırmış olmasıydı. Ötesi, jeofizik belirtilerin sanki Gölcük depremi öncesindeki belirtileri andırmasıydı. Bu bilimsel tartışmayı ince eleyip sık dokuyarak, ayrıca titizlikle tartarak aramızda sürdürdük. Derken, bugün 27 Kasım 2013 sabahında 06.13'de Marmara Ereğlisi deniz içinde, M=4,7 büyüklüğünde bir küçük deprem oldu. Ardından bir deprem de M=4,0 büyüklüğünde yakın yerde 06.21'de oldu. Bu alıştırma depremlerin odak konumu, tıpı tıpına M=7,0 ile 7,2 büyüklüğünde deprem beklediğim gevrek granit katmanı içinde, d=7 ile 10 km derinde oldu. Granit katmanı oldukça gevrek, ayrıca kırılgan" dedi.
"BUGÜNE DEK TAHMİNLERİMDE ŞAŞMA OLMADI"
Bu depremlerin jeofizik bilimcilere beklenen Marmara Ereğlisi depremi için ön bilgilendirme yaptığını kaydeden Ercan, "Şimdi soru şu; Marmara Ereğlisi depremi Sivriada depreminden önce mi olacak? Ben bunu pek beklemiyorum. Ancak nasıl önce batıdaki Gölcük depreminden 2 ay sonra izci deprem doğuda Düzce'de olmuş ise, Sivriada-Marmara Ereğlisi sırası, Marmara Ereğlisi-Sivriada depremleri olarak değişirse şaşırtıcı olur, ancak olasılığı vardır. Bilimsel çalışmalarıma göre deprem kapının önünde değil. Bugüne dek kestirimlerimde şaşma olmadı. Ancak bu hiç olmayacağı anlamına da gelmez" açıklamasında bulundu.
"MARMARA'DA KIRICI GERİLİM BİRİKİYOR"
Büyük deprem gelinceye değin arada bir 4, 4.5, 5, 5.5 büyüklüğünde depremlerin olmasının şaşırtıcı olmayacağını 14 yıldır dile getirdiğini anlatan Prof. Dr. Övgün Ahmet Ercan, "Bu onlardan 2'si olmalı. Kandilli Gözlemevi jeofizik bilgilerine göre, 1970'den beri Marmara'da depremcik (öncü deprem) sayımları yılda 2 bin tane iken, 1999 Gölcük depreminden sonra 2000 yılında 3 bin 500'ü aşmıştır, 2004'de 7 bini bulmuştur. Gerilen ortamlarda bu beklenen bir durumdur. Bu duruma artçı depremlerin katkısı olsa bile Marmara'da kırıcı gerilimin birikmekte olduğunun önemli bir jeofizik göstergecidir" dedi.
GECİKMENİN NEDENİ
Prof. Dr. Ercan, Marmara'da yılda gerilme biriminden oluşan yamulmanın 2 ile 3 santimetre olduğunu belirterek, "Marmara'da depremlerde atım 2 ile 3 metredir. Son yıkıcı depremler, Adalar 1894'den beri 119 yıl, 1912'den beri 101 yıl geçtiğine göre, yer kabuğu 2 ile 3 metrelik kırılma gerginliğine 2004'de ulaşmış olmalı. Buna bakarak bu yıllarda İstanbul depremi olabilir denilebilirdi. Ancak gecikmesinin nedeni 1999'da M= 7,5 olan depremde boşalan gerilmenin beklenenden üç kat çok olması, Marmara'da aşırı dinginliğe neden olmuştur. O nedenle Marmara yeni bir deprem üretip, yerin kırılma direncini yenmesi için henüz kendini toparlayamadığı kanısındayım. Beklenen deprem beni şaşırtmazsa 2045'den önce olmaz. Ancak yerin gerginlik birikimi doğrusal çalışmıyor" ifadelerini kullandı.
"BU ŞİDDETTE BİR DEPREMDE CAN KAYBI OLMAZ"
Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü Ulusal Deprem İzleme Merkezi (UDİM) Müdürü Dr. Doğan Kalafat, Marmara Denizi'nde meydana gelen 4, büyüklüğündeki depremin hasara ve can kaybına neden olmasının beklenmemesi gerektiğini belirtti.
Kalafat, yaptığı yazılı açıklamada, Marmara Denizi'nde Marmara Ereğlisi açıklarında saat 06.13'te aletsel büyüklüğü 4,7 olan orta şiddette bir deprem meydana geldiğini hatırlattı.
Deprem'in başta Tekirdağ, Marmara Ereğlisi, Silivri, İstanbul ve Marmara Denizi'ne kıyısı bulunan yerleşim birimlerinde hissedildiğini aktaran Kalafat, "Deprem, vatandaşlar arasında paniğe ve tedirginliğe neden olmuştur. Bu büyüklükte bir depremin hasara ve can kaybına neden olması beklenmemelidir" ifadelerini kullandı.
DEPREMİN NEDENİ
Kalafat, depremden hemen sonra büyüklükleri 2,3 ile 4,0 arasında 4 artçı deprem meydana geldiğini bildirerek, şöyle devam etti:
"Depremin meydana geldiği yer Kuzey Anadolu Fay Zonu'nun Marmara Denizi'nden geçen kuzey kolu içerisinde yer almaktadır ve zonun içerisinde tali bir fay parçasının kırılması sonucu meydana gelmiştir. Bilindiği gibi Kuzey Anadolu Fay Zonu'nun kuzey kolu İzmit Körfezi-Adalar açıklarından Marmara Denizi'nden geçerek Mürefte-Şarköy'e bağlanmakta ve oradan Saroz Körfezi'ne uzanmaktadır. Enstitümüz tarafından yapılan hızlı faylanma mekanizması çözümü, depremin ters bir faylanma sonucu meydana geldiğini göstermektedir."
Bölgede birkaç yılda bir bu tür orta şiddette depremler olduğuna işaret eden Kalafat, şunları kaydetti:
"1. DEPREM BÖLGESİ"
"Kuzey Anadolu Fay Zonu'nun Batı Marmara'dan geçen uzantısı, Marmara Denizi içerisinde en yoğun deprem aktivitesinin gözlendiği yerdir. Marmara Denizi ve çevresi, I. Derece Deprem Bölgesi içerisinde yer almaktadır. Dolayısı ile bölgede yaşayan vatandaşlarımızın depreme karşı her zaman hazırlıklı ve bilinçli olması, depreme dayanıklı binalarda oturmaları veya satın alacakları konutların depreme dayanıklı olarak inşa edilmiş olması, olası afetlere karşı alınacak en güvenli tedbir olacaktır."
Doğan Kalafat, cep telefonlarına Deprem Bilgi Sistemi'ni yükleyen 259 kişinin, depremi nasıl hissettiklerini Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü'ne bildirdiğini belirterek, vatandaşlardan alınan bilgiler sayesinde, depremin merkezi çevresinde nasıl hissedildiği konusunda bir ön çalışma gerçekleştirildiğini aktardı.
"BÜYÜK BİR DEPREMİN AYAK SESLERİ"
Prof. Dr. Okan Tüysüz Marmara Ereğlisi açıklarında bu sabah meydana gelen depremi değerlendirirken, "Büyük bir depremin ayak seslerini veya öncüklerini duyuyoruz gibi ama ne kadar zaman sonraki depremin habercisidir bunu bilemeyiz" dedi.
Marmara Ereğlisi açıklarında bu sabah meydana gelen depremi NTV yayınında değerlendiren Prof. Dr. Okan Tüysüz, "Bugünkü depremin işaret ettiği önemli bir şey, fayın aktif olduğu ve önemli bir deprem üretme potansiyeline sahip olduğudur" dedi. Tüysüz, "Büyük bir depremin ayak seslerini veya öncüklerini duyuyoruz gibi ama ne kadar zaman sonraki depremin habercisidir bunu bilemeyiz" diye konuştu.
"DEPREM BEKLENTİMİZ OLAN BÖLGELERDEN BİRİ"
Prof. Okan Tüysüz "Marmara Denizi ve onun içinden geçen Kuzey Anadolu fayı; 17 Ağustos 1999 depreminden sonra çok defa dile getirdiğimiz gibi deprem beklentimiz olan bölgelerden birisi" derken şunları kaydetti:
"Bu fay, İzmit Körfezi''nden çıktıktan sonra Adalar önünden geçiyor ve doğuya doğru uzanıyor. Ve bugün üzerinde deprem gerçekleşen bölgeden geçtikten sonra karaya çıkıyor. Bu bölgede büyük bir depremin olma beklentisi defalarca dile getirildi. Bu açıdan, bugünkü depremin işaret ettiği önemli bir şey, fayın aktif olduğu ve önemli bir deprem üretme potansiyeline sahip olduğudur.
"7 ŞİDDETİNDEKİ DEPREME HAZIRLIK YAPILMALI"
Bu sabah 05.00 civarlarında biraz küçük depremler yaşandı, Daha sonra 4.7'lik deprem ve ardında giderek küçülen bir deprem dizisi ölçüldü. Bu açıdan başka bir depremin öncüsü olduğu gibi bir yoruma gitmek doğru değil. Yapılacak şey Marmara çevresinde 7'nin üzerinde bir depreme hazırlıktır. Büyük bir depremin ayak seslerini veya öncüklerini duyuyoruz gibi ama ne kadar zaman sonraki depremin habercisidir bunu bilemeyiz.
Bu orta büyüklükte bir deprem ama bunun oluştuğu fayın üzerindeki deprem beklentimiz hala sürüyor. 4.7'nin bir şeyi tetiklemesi söz konusu değil ama bu fayın üzerindeki hareketliliğin beklentilerimizin gerçek olduğunu hatırlatması açısından önemli."
"BU DEPREMLER BİRBİRİNİ ETKİLİYOR"
Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi (ÇOMÜ) Mühendislik Fakültesi Jeoloji Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Doğan Perinçek, Marmara Denizi'nde 4,7 büyüklüğünde yaşanan depreme ilişkin, "Bölgede sürekli bir hareketlilik görüyoruz. Bu depremler birbirini etkiliyor, birbirini tetikliyor" dedi.
Perinçek, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Tekirdağ, Bozcaada ve Gökçeada'da geçen yıl haziran ayından itibaren büyük oranlı depremler yaşandığını söyledi.
Bunların tamamının hem birbirleriyle hem de Kuzey Anadolu Fayı ile ilgili olduğunu dile getiren Perinçek, şöyle devam etti:
"BU DEPREM SÜRPRİZ DEĞİL"
"Bölgede sürekli bir hareketlilik görüyoruz. Bu depremler birbirini etkiliyor, birbirini tetikliyor. Tetikleme bazen 2-3 ayda bir olabiliyor bazen de 8-9 aya hatta bir yıla çıkabiliyor. Aslında Marmara'daki bu deprem, geçtiğimiz cuma, cumartesi ve pazar günleri de benzer şekilde aynı bölgede meydana gelmiş, haber vermiş zaten. 2,1-2,7 oranlarındaki bu depremler bana göre Marmara Ereğlisi'ndeki sarsıntının öncü depremleriydi. Şimdi 4,7 ile ana depremi yaşadık. Hemen arkasından 4,0 ile 2,3 ve 2,7 var. Şu anda da artçı depremleri yaşıyoruz. Bu deprem bir sürpriz değil. Bundan sonra da bölgede belli aralıklarla depremler yaşayacağız."
Duyulmayan ve hissedilmeyen yüzlerce deprem olduğuna dikkati çeken Perinçek, bunun hem Marmara hem de Ege'de yaşandığını anlattı.
Çanakkale'nin de deprem yoğunluğu görülen bölgede bulunduğu bilgisini veren Perinçek, "Edremit Körfezi civarında ve kuzeyde Saros Körfezi'nde birer fay zonumuz var. Çanakkale tam ortasında. Bozcaada'dan gelen bir fay zonu da var" diye konuştu.