Tekirdağ mitingine giderken uçakta soruları yanıtlayan Kılıçdaroğlu, asgari ücreti 2002 seçimleri öncesinde Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın yaptığı gibi simit ve çayla kıyaslayarak şu mesajları verdi:
Vahşi bir büyüme modeli uyguladılar. Asgari ücret en tipik örneği. Net 1500 lira yapacağız, koro halinde itiraz ediyorlar. Maliyle Bakanı da ‘Bu işçiye yapılan bir zulümdür’ diyor. Hesap basit. Asgari ücret 949 lira, simit ve çay 1’er lira. 3 çocuklu bir aile 3 öğün çayla simit yese günde 30, ayda 900 lira yapıyor. Geriye kalan 49 lira, okul, ulaşım, giyim masrafları için... Bu tablo karşısında bize kaynak soranlarda acaba vicdan var mı?
Türkiye’de hakkında mahkûmiyet kararı verilmiş, cezaevine girmek için sıra bekleyen 550 bin vatandaş var. Taahhüdü ihlal nedeniyle... 550 bin kişiyi polis de yakalamıyor çünkü yakalasa hapishanelerde yer yok ki. Taahhüdü ihlal suçunu kaldıracağız, ekonomik suça ekonomik ceza gelecek. Ben ‘550 bin kişiyi hapisten kurtarıyorum’ derken, Davutoğlu ‘Hapishanelerde yerimiz var’ diyecek mi?
Zenginin varlığı züğürdün çenesini yorarmış. Alın teri ile zengin olan kişilere hep saygı duydum. Ama hortumcuların da karabasanı olduk. Onlar 13 yılda 17 milyon yoksul yarattılar. Önce bunun hesabını versin. Malvarlığını da açıklamadı, bekliyoruz. Normalde benim yaptığım gibi internet sitesine koyması lazım. Biz açıklıyoruz çünkü her kuruşun hesabını veriyoruz. Bu açıklaması kendisinin de zenginliğini itirafıdır.
Hükümet yolsuzlukla mücadele etmedi, çünkü yolsuzluğun parçası olan onunla mücadele edemez. Eğer kul hakkı yemek en büyük günahsa hesabı sorulmalı. Kendine Müslümanım diyen herkes de bunu sormalı.
Yalanla uğraşamayız
SAYIN Cumhurbaşkanı bizim için 400 milletvekili istiyor vatandaşlardan... Ama ben kendisinden ‘Gölge etmesin başka ihsan istemeyiz, tarafsızlığını korusun’ diyorum. Namus ve şeref kavramı çok önemlidir. Başbakanlık görevlendirmesi için belki kendisi gelir. Sayın Erdoğan ‘çok alçak gönüllüdür’ derler, yalnız bunun sonuna parantez içinde ünlem işareti koyun.
Ben Çanakkale’ye hiç gitmemişim. Çanakkale’ye beraber gittik, bu kadar yalan olmaz. Bari danışmanlarına sor ‘Gitti mi, gitmedi mi’ diye.
Ortadoğu’ya barış getireceğiz
TEKİRDAĞ Cumhuriyet meydanını dolduran kalabalığa hitap eden Kılıçdaroğlu, 2 milyon Suriyeli’nin geri gönderilmesiyle ilgili Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun sözlerini yanıtladı. Kılıçdaroğlu şunları söyledi: “Müslümanın kan dökmesini engelleyeceğiz. İyi duy Sayın Davutoğlu. Bu Ortadoğu’ya barışı getireceğiz. Oraya silah değil gıda göndereceğiz. Demokrasiyi güçlendireceğiz, demokrasiyi destekleyeceğiz. Kanı engelleyeceğiz Müslümanın Müslüman kanı dökmesine son vereceğiz. İşte o zaman 2 milyon da huzur içinde ülkesine dönecek. Kim ülkesine dönmek istemez. Üstelik barış gelince Türk işadamları da iyi iş yapacak.
KİMSENİN İNANCINA KARIŞMAYACAĞIZ
Ha bire kaynak soruyorlar. Askeri ücreti bin 500 lira nasıl yapacakmışız, emekliye nasıl iki maaş verecekmişiz? Vereceğiz. Yandaş medyanın genel yayın yönetmeni kamu bankasını arıyor, ‘iki milyon ver Süleyman, maaş veremiyoruz’ diyor. Yok böyle bir şey. Bunu yapamayacaklar. Bu hortumu keseceğiz. Yok CHP imam hatipleri kapatacakmış. Buradan da söylüyorum hiç kimsenin inancına karışmayacağız.”