CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Çağdaş Gazeteciler Derneği'nin (ÇGD) 2011 yılı Başarılı Gazeteciler Ödül Töreni'ne katıldı.
Burada bir konuşma yapan CHP liderinin üzerinde durduğu konu basın özgürlüğüydü.
İktidarı hedef alan Kılıçdaroğlu, "apoleti olmayan generaller" dedi; ülkede medya özgürlüğü olmadığını belirterek "yürekli birkaç kalem, yürekli birkaç gazeteci kaldı'' şeklinde konuştu.
Kılıçdaroğlu, Mahmut Tali Öngören Televizyon Program Ödülü'ne CNN Türk'ten gazeteci Ayşenur Arslan'ın layık görüldüğü gecede, Türkiye'de demokrasinin kanser olduğunu belirterek şunları söyledi:
''Medyanın özgürlüğü yok. Bağlı olarak gazetecinin özgürlüğü yok. Konuşma özgürlüğü yok, düşünme özgürlüğü yok. Çünkü henüz basılmamış kitaba da imha kararı verdiler. Baktığınız zaman gerçekten çok zor bir süreçten geçiyoruz. Bu süreçte gazetecilik yapanları yürekten kutluyorum. Onlar bu toplumun en cesur insanları. Her şeye karşın, her türlü baskıya karşın bir şeyler yapmaya çalışıyorlar. Ama bunun yanında, bu iktidarla beraber, hiçbir iktidara nasip olmayan bir medya gücü doğdu. Onlara yandaş medya diyoruz.
"APOLETİ OLMAYAN GENERALLER"
Bir gazete 21. yüzyılda nasıl kapatılır? Sıkıyönetim mi var ülkede? Yok. Askeri yönetim mi var ülkede? Yok. Ama apoleti olmayan generaller var. Apoleti olmayan devlet başkanları var. Apoleti olmayan meclis başkanları var. Apoleti olmayan baskıcılar var. Onlar daha tehlikeli.
Öbürlerinin apoletini görüyorsunuz. Bunların apoleti yok, kravat takıyorlar, bizler gibi giyiniyorlar, ama kafaları bizler gibi değil. Özgürlük nedir bilmezler, bilim nedir bilmezler, insan hakları nedir bilmezler, kadın erkek eşitliği nedir bilmezler. Demokrasi, özgürlük dediğimiz zaman sizi farklı gözlerle görmeye başlarlar. Bu tablo 21. yüzyılın Türkiyesi'ne yakışmayan bir tablo. Yürekli birkaç kalem, yürekli birkaç gazeteci kaldı.
"ÖZGÜRLÜK HAVA GİBİ ASLINDA"
Adil toplumda medya özgür değilse özgürlüğü toplumun elinden alıyorsunuz demektir. Toplum özgür değil demektir, haber alma hakkımız kısıtlanıyor demektir. Tek cümle bana haber veriyorlar. Ben dünyayı özgür gözlerle göremiyorum, özgür gözlerimle ben okuyamıyorum demektir. Bana karanlık bir dünyayı veriyorlar ve diyorlar 'Sadece bunu izleyeceksin, sadece bunu okuyacaksın. Başka bir şeyi görme hakkın yok, izleme hakkın yok' diyorlar. O zaman bu toplumda biz özgürlüğü tartışmış olacağız. Her şeye karşın özgürlük güzel bir şey.
Özgürlük hava gibi aslında. Fark etmeyiz onu. Ne zaman ki hava kirliliği başlar, siz havanın önemini anlarsınız, kavrarsınız. Medya da öyledir. Medyanın özgürlüğü elimizin altından ayaklarımızın altından kayıp gittiği zaman 'Ya ülkede ne oluyor, dünyada ne oluyor?' diye birbirimize sorarız. Fısıltı gazetesi çalışmaya başlar. En büyük tirajlı olan gazetedir o...''