Bölücü Terör Örgütü daha önce Ege Üniversitesi şimdi de Dokuz Eylül Üniversitesi Yabancı Diller Yüksek Okulu’nda sahneye çıkmıştır. Yüksekokulu’nun bahçesine gece yarısı atılan el yapımı 4 patlayıcıdan 3’ü infilak etmiş çok şükür ki her hangi bir can kaybı yaşanmamıştır. PKK üyesi eli kanlı canilerin bu saldırıyı gerçekleştirdiği bilinmektedir.
Bölücü terör örgütünün, üniversitede ki öğrenci görünümlü eli kanlı canilere yaptırdığı ve yaptıracağı hain saldırıları en başta üniversite yönetimlerine, İzmir Emniyet Müdürlüğü’ne ve tüm yetkili mercilere bildirmemize rağmen üniversite içinde ya da dışında teröristlere yönelik hiç bir önlemin alınmadığını büyük bir öfke ve üzüntüyle seyretmekteyiz.
Kahpe terör örgütü pkk’nın gençlik yapılanması olarak adlandırılan örgütlerde aktif faaliyet gösteren ve bombalı saldırıyı gerçekleştiren şahıslar, diğer tüm terör örgütü mensubu kişiler eminiz ki emniyet teşkilatımızın takibindeydi. Emniyet Müdürlüğümüz terör olaylarına, teröristlere tıpkı Başbakan Davutoğlu’nun söylediği gibi ‘eylem yapmadan tutuklayamayız’ diyerek mi yaklaşmaktadır?
Üniversite öğrencilerinin fişlendiği, hedef gösterildiği, saldırılara maruz kaldığı, can güvenliğinin ortadan kalktığı, güneydoğu Anadolu bölgemizde vahim hadiselerin yaşandığı bu günlerde Üniversite’de ve Emniyet Müdürlüğünde koltuk işgal eden yöneticiler ne tür işlerle meşgul olmaktadır?
İzmir Ülkü Ocakları olarak bölücü terör örgütünün yuvası haline getirilmeye çalışılan, bombalar patlatılan, kardeşlerimizin canına kast edilen Üniversitelerimizin rektörlerini ve güvenlik güçlerimizi açıkça bir kez daha uyarıyoruz.
Çözüm süreci denilen zırvalığın başladığı süreçte pkk’ya tavizler verildiğini, şehirlerde, üniversitelerde yuvalanan katillere kucak açıldığı bariz net bir durumdur.
Eğitim Öğretim faaliyetleri yürütmesi gereken kurumlarımızda bu tür vahim hadiselerin yaşanmasının baş müsebbibi bu süreçte ses çıkarmayan, terör yapılanmalarına çanak tutanlardır.
Bizler Ülkücüler, Türk Milliyetçileri olarak, ülkemizin her yerinde olduğu gibi dün nasılsa bugün de; güzide şehrimiz, Ege’nin incisi İzmir’imiz de; ülkemizin ve Türk Milletinin bölünmez bütünlüğünü savunmaya, bu kutlu yolda her türlü şiddet ortamından kaçınarak önceliğimiz olan eğitim öğretim hayatımızı tamamlayacak ve memleketimize hizmet etmeye gücümüzün yettiği son zamana kadar devam edeceğiz.
Ülkücü Şehidimiz Fırat Yılmaz Çakıroğlu’nun şehadetinin üzerinden daha bir yıl geçmemesine rağmen İzmir’imizin Üniversitelerinde yaşanan hadiselerde tek bir kardeşimizin kılına dâhi zarar gelmesine artık müsaade edemeyiz ve müsaade ettirmeyiz.
Sorumluların hesap vermesi için her türlü hukuki yolu kullanacağız.
Üniversitelerimizde yaşanan her türlü hadisenin takipçisi olacağımızdan,, yetkililere yönelttiğimiz soruların her platformda arkasını bırakmayacağımızdan kimsenin şüphesi olmasın.
Yüce Türk Milletine ve İzmirli Hemşerilerimize Saygıyla Duyurulur.”Dedi.
