Araştırmacı Aytunç Altındal, 50 yıllık gizlilik kararı 1988’de 25 yıl daha uzatılan Mustafa Kemal Atatürk’ün vasiyetinin önümüzdeki Kasım ayında açıklanacağını söyledi. Altındal, vasiyette Atatürk’ün halifelikle ilgili önemli ifadelerinin olduğunu belirtirken hilafetin aslında kaldırılmadığını iddia etti. Araştırmacı Aytunç Altındal, Hürriyet gazetesinden İzzet Çapa’ya konuştu. Atatürk’ün Hilafet ve Saltanat konusunda bazı fikirlerini, düşüncelerini, görüşlerini içeren notlar olduğunu belirten Altındal, “Zaten bunları Nutuk’ta da dile getiriyor. ‘Bugün (1922) dünyada sadece 3 Müslüman ülke var. Bu sayı ileride 40-50’ ye yükselirse, Hilafet işte o zaman yeniden gündeme gelir’ diyor. Bakın bunları ben demiyorum Mustafa Kemal diyor ve Nutuk’ta söylüyor. Yani ortada bir yalancılık durumu varsa, Nutuk’un yalancısıyım. Dolayısıyla ben Mustafa Kemal’in ‘siyasi vasiyeti’ ile ilgiliyim; yoksa ‘Makbule’ye 50 Lira, Erdal’a bilmem kaç lira verin’ şeklindeki bir vasiyet ne beni, ne de başkasını ilgilendirir” dedi.Altındal, “Hilafet işte tam bu dönemde yani Müslümanların atıştıkları günlerde etkili olur. Ben de zaten bu konuda uluslararası bir çağrı yapıp konferans düzenliyorum. Halife Abdülmecid Efendi 3 Mart 1924 tarihinde hal edilince ailesiyle birlikte İsviçre’de Territet diye bilinen bir kasabaya yerleşti. Territet de hani şu 1910‘lu yıllarda Cenevre’de bir suikast sonu öldürülen Habsburg Hanedanı İmparatoriçesi Sissi’nin (Elizabeth) de yaşadığı yer. Neyse efendim, Mecid Efendi Territet’ye geldikten bir hafta sonra, Halife unvanının Ankara Hükümeti tarafından geri alınışını protesto etmek için ilk kez siyasi bir bildiri yayınladı ve İslam alemini Hilafet konusunda bir konferans düzenlemeye çağırdı. Ben de tam 8 yıldır Territet’de yaşıyorum. Burası Çaykovski, Marx, hatta Scott Fitzgerald’ın da zamanında ikamet ettiği bir ‘bahtı karalar’ diyarı. Şimdi gelelim sorunun cevabına. Mecid Efendinin karşılıksız bırakılan konferans çağrısının tam 90. yılında onun gibi ben de Territet’den aynı çağrıyı yapıyorum” diye konuştu.
11 Mart 2014’de konferansın düzenleneceğini belirten Araştırmacı Altındal, “22 Ekim’de ise Konferansın toplanacağı açıklanacak. Hıristiyan birçok din adamı konferansa katılıp tebliğ sunacaklar. Uluslararası medya da orada olacak. Bu¨tün temaslar yapıldı ve hazırlıklar tamamlanıyor” şeklinde konuştu.Altındal, Atatürk’ün vaziyetinin açıklanmasına Kenan Evren’in yasak koyduğunu belirterek, “Bu 50 yıllık yasağın üstüne Kenan Evren, ‘Halk bunu zor hazmeder’ diyerek bir 25 yıl daha yasak koydu. Gerek darbecilerin, gerekse siyasilerin vasiyetin açılmasını geciktirme hakları yok ama yasak koydurabiliyorlar. Bütün dünyada böyledir bu. CIA’nin İran’da darbe yaptığı bile resmi olarak 60 yıl sonra açıklandı. Ama ben bu darbe hakkında 1980’den beri yazıp konuşuyordum. Türkiye kamuoyunu bu konuda da tam 30 yıl önce Süreç dergisindeki yazılarımla uyarmıştım” dedi.“Evren’in vasiyetnameyi yasakladığı zaman devrin Başbakan’ı Özal’ın tavrı neydi?” sorusu üzerine Araştırmacı Aytunç Altındal,Özal da bunu Menderes’ten ve “Fellah-ı Vatan” ın gizli arşivinden öğrenmiş diye biliyorum ama yanlış olabilir. Aslolan Mustafa Kemal’in çalışma notlarıdır. Hilafet eğer gerekiyorsa, sırf bu sebepten çağdaş şekliyle kurulur, Nutuk’ta olmuş olmamış hiç önemli değildir; buna Müslümanlar karar verirler” diye konuştu.
“TBMM HİLAFETİ GERİ GETİREBİLİR"
Altındal, “Halife’yi halife yapan da, ondan bu görevi alan da Türkiye Büyük Millet Meclisidir. Sonuçta Halife gitmiş, hilafet kalmıştır. Bununla ilgili çıkarılan kanunda; ‘Halife hal edilmiştir’ diyor. ‘Hilafet kaldırılmıştır’ demiyor. Bazı düşüncelerin tam aksine hilafet sayesinde Türkiye’de sekülerleşme güçlenir. Ben Fransız-Jacoben Laisizmi’nin değil, Anglo-Saxon Sekülarizmi’nin öncelikle incelenmesi gerektiğini düşünüyorum. Kısacası devlet laisizmi dediğim Fransız modeli Laisizmi değil, daha civic (yurttaşlarla ilgili) olan diğer modelin geçerli olduğuna inanıyorum” dedi.“Atatürk’ün vasiyetini Evren, Özal, Menderes, Bayar gibi üst düzey politikacılar okumuştur” diyen Altındal şunları söyledi; “Ancak Ecevit’in 2005’den sonra haberi oldu sanıyorum. Ben bir dönem Sayın Ecevitler’in danışmanlarından biriydim. Aramızda bazı ilginç konuşmalar geçmişti. Onlara özellikle ekümenizm ve devlet laisizmi konularındaki görüşlerimi iletmiştim” diye konuştu.