info@ellidokuz.com
Dolar Alış
:
35.0619
Dolar Satış
:
35.1251
Euro Alış
:
36.4162
Euro Satış
:
36.4818
Aranıyor, lütfen bekleyiniz...

“Eskiden Türk Gibi Sigara İçmek Deyimi Vardı”

Türkiye nin sigarayla mücadeledeki başarısına dikkat çeken Sağlık Bakanı Recep Akdağ, Eskiden Türk gibi sigara içmek deyimi vardı; artık dünya Sigarayla Türk gibi mücadele etmek deyimini öğrendi dedi.

Bakan Akdağ, Ulusal Kanser Haftası Sempozyumu'nun açılışında, kanserin son yıllarda en önemli sağlık sorunlarının başında geldiğini söyledi.

Dünya Sağlık Örgütü'nün sağlık alanında mücadele edilecek unsurlarla ilgili yol haritasına göre, alkol ve sigarayla mücadele, sağlıklı beslenme ve hareketli yaşamın önem kazandığını ifade eden Akdağ, bu unsurların gözetilmesi halinde hastalık yüklerinin azaltılabileceğini dile getirdi.

Yaşam süresinin uzamasıyla toplumlarda yaşlı nüfusun arttığını, bununla birlikte hastalıklarda artışlar görüldüğünü anlatan Akdağ, bazı hastalıklardan erken ölümlerin koruyucu önlemlerle önlenmesinin mümkün olduğuna işaret etti.

''Herkes için sağlık'' kavramının büyük önem taşıdığını vurgulayan Akdağ, ekonomik gücü yetersiz kişilerin de sağlık imkânlarından yararlanmasının önemli olduğunu söyledi.

Dünyada ''sağlık promosyonu'' adı altında sağlığın korunması ve geliştirilmesine yönelik önlemlerin ağırlık kazandığını, bu çerçevede kişilerde doğru algılı davranış değişikliklerinin oluşturulması gerektiğini ifade eden Akdağ, Türkiye'nin sigarayla mücadelesinin dünyada örnek olduğunu anlattı.

Akdağ, ''Eskiden Türk gibi sigara içmek deyimi vardı; artık dünya 'Sigarayla Türk gibi mücadele etmek deyimini öğrendi'' diye konuştu.

Dünya Sağlık Örgütü'nün Tütün Kontrol Sözleşmesi'nin bu mücadeledeki işlerini kolaylaştırdığını kaydeden Akdağ, bununla ilgili kanun yaptıklarını, ancak oluşan sigara karşıtı hareketin de mücadeleye katkı sağladığını belirtti.

'ALKOLE KARŞI MÜCADELEDE CESUR KARARLAR ALINMALI'
Aynı mücadelenin alkole karşı da yürütülmesi gerektiğini dile getiren Akdağ, ''Dünya Sağlık Örgütü'nü bu konuda daha cesur davranmaya çağırıyorum. Bu konuda cesur ve hızlı kararlar almalılar'' dedi.

Alkolün sigara gibi birçok kanserin nedeni olduğunu hatırlatan Akdağ, Dünya Sağlık Örgütü'nün tütün kontrolü çerçeve sözleşmesi gibi bir programı alkol için de uygulamaya koyması gerektiğini belirtti.

Türkiye'nin kanser durumuyla ilgili de değerlendirmelerde bulunan Akdağ, akciğer kanserlerinin ülke açısından ciddiyet arz ettiğine dikkat çekti. Kapalı alanlarda sigara içilmesinin tehlikelerine işaret eden Akdağ, bu alanda faaliyet gösteren işletmelere sigara yasağına uymaları çağrısında bulundu.

Kanserin erken tanısında tarama programlarının önemine de değinen Akdağ, KETEM'lerde birçok kanser türüne karşı ücretsiz tarama programı yürütüldüğünü hatırlattı. Türkiye'de kanser tedavisinin tamamen ücretsiz olduğunu, özel hastanelerde bile bu tedavide fark alınmadığını anlatan Akdağ, Türkiye'deki sistemin birçok ülkeye yön verdiğini bildirdi.  Akdağ, Türkiye'de kanser alanındaki araştırmaların geliştirilmesi için ABD ve Avrupa ülkeleri başta olmak üzere başka ülkelerle işbirliğine hazır olduklarını sözlerine ekledi.

'SİGARAYLA MÜCADELE ÇOK ÖNEMLİ'
Hacettepe Üniversitesi Rektörü ve eski Sağlık Bakanlığı Kanserle Savaş Dairesi Başkanı Prof. Dr. Murat Tuncer de Türkiye'deki kanser vakalarıyla ilgili bilgi verdi. Kanser vakalarının Türkiye ve dünyada artış gösterdiğini anlatan Tuncer, sigarayla mücadelenin kanser vakalarının artışını önleyeceğini ifade etti.

Avrupa Jinekolojik Onkoloji Derneği Başkanı Nicoletta Colombo, servikal kanserlerin Avrupa'da hala önde gelen ölüm nedenleri arasında bulunduğunu söyledi. Bazı gelişmiş ülkelerin tarama programlarıyla bu kanserlerin aşağı çekilebildiğini dile getiren Colombo, yürütülen programlar sayesinde daha fazla sağ kalım beklendiğini ifade etti.

Dünya Sağlık Örgütü Temsilcisi Gauden Galea da bulaşıcı olmayan hastalıklarla ilgili bilgi verdi. Gauden Galea, Batı Avrupa'da kardiyovasküler hastalıklardan kaynaklı ölümlerde azalma olduğunu, alkol, tütün ve hareketsiz yaşamın bütün hastalıklar için risk faktörü olduğunu anlattı.