info@ellidokuz.com
Dolar Alış
:
35.0619
Dolar Satış
:
35.1251
Euro Alış
:
36.4162
Euro Satış
:
36.4818
Aranıyor, lütfen bekleyiniz...

Kusura Bakmayın Tayyip Erdoğan Değişmez

Başbakan Erdoğan partisinin grup toplantısında konuştu.

Başbakan Erdoğan partisinin grup toplantısında konuştu.
 
İşte konuşmasının satır başları:
 
Son iki haftadır Türkiye farklı protestolara sahne oldu. Taksim'deki birkaç ağacın kesilmesi farklı noktalara ulaştı.
 
AK Parti olarak hadiseleri okumak, analiz etmek konusunda her zaman hassasiyet içinde olduk. Sandıktan çıkan sonuçlar tartışmasız zaferi işaret ettiğinde yerimizi kaybetmişlerin yerine koyduk.
 
2009 yerel seçimlerinde netice istediğimiz gibi olmadığında nerede yanlış yaptığımızı tüm boyutlarıyla değerlendirdik. Sandık sonuçları değil 10.5 yıl içinde toplumsal meselelere hassasiyetle yaklaştık.
 
Kendimizi yüzde 100'ün partisi olarak gördük. Etnik, bölgesel dinsel milliyetçiliği ayaklar altına aldığımızı söyledik. Batı ne gördüyse doğu aynısını görecek dedik. 10 yıl önce Hakkari'ye havaalanı yapılacak dense acaba kim inanırdı? 76 milyonu bir ve beraber gördüğümüz millet kavramını en çok biz kullandık. Ötekileştiren çizgiyi hiç bir zaman kabul etmedik. Hep helalleşmeden yana olduk. Her ölçekte insan değerleri güçlü şekilde savunan hareket olduk.
 
Son iki haftadır olayları analiz ediyoruz. Sokağın ne dediğini bazı gençlerin neden tepki verdiğini araştırıyoruz. Bundan sonra dinlemeye empati yapmaya devam edeceğiz.
 
NE TALEP ETTİKLERİ BELLİ DEĞİL
 
Ne talep ettikleri belli mi? Sapla samanın karıştırılmasına kusura bakmasınlar izin vermeyeceğiz. Farklı zeminlerde farklı heseplaşmaya girenlere karşı direyetli duruş sergileyeceğiz.
 
EYVALLAH ETMEYİZ
 
Biz ne kimseye dayatma yaparız ne de kimsenin dayatma yapmasına eyvallah ederiz. Daha ilk andan itiraben farklı bir mecraya akmaya başlamıştır. Yayalaştırma projesi Büyükşehir'den CHP'li üyelerin onayıyla geçmiştir. Kaldırımın genişletilmesi için bazı ağaçların kaldırılması gerekiyordu. Kaldırım taşlarının sökülmesi, kamu araçlarının ateşe verilmesi bunlar çevre katliamı değil mi? Çevre sacede ağaçtan mı ibarettir.
 
4 CANI KAYBETTİK
 
İki haftada yaşanan olayları çevre hassasiyetiyle açıklamak mümkün değildir. Geride 4 can bırakılmıştır. Çoğu polis olmak üzere 600'ün üzerinde vatandaş yaralanmışır. Çevreye saygı nasıl böyle mi yürüyecek. Binalara son derece çirkin yazılar yazarak çevre faciası yaşatılmıştır. Esnafın dükkanları yağmalanmıştır.
 
GÜRÜLTÜ KİRLİLİĞİ
 
Araç kornalarıyla tencere tava sesleriyle evlerinde insanlar rahatsız edilmiştir. Bize çevre kirliği dersini verenler, gürültü kirliliğinin de çevreye karşı olduğunu bilmeliler.
 
DURUM ÖYLE DEĞİL
 
Güç ve itibar hedef alınmıştır. Basın ve çevreler sistematik olarak yanış bilgilendirilmiştir. Masum direniş olarak görmek mümkün değildir. Bir kere bu hataya kimse düşmesin. Gezi Parkı eylemcilerinin masum çevreci olarak yansıtılırken, şiddet içeren eylemcilerle ilgilerinin olmadığını söyleniyor. Durum hiç öyle değil kusura bakmasınlar.
 
GEZİ PARKI NEREDEDİR BİLMEZLER
 
Gösterilere katılanların yüzde 95'i Gezi Parkı nerededir diye sorsasanız bilmezlerdi. Buralar benim doğup büyüdüğüm yerler. Çok iyi bilirim. Çevre hassasiyeti farkıl eylemlere paravan taşımış illegal gösterilere maskeleme olmuştur.
 
GÜÇLERİ YETSE ÇINARLARI YIKARLAR
 
Başbakanlık Ofisi'ne saldıran kitleler, o caddede bir tane yaya kaldırım taşı kalmamıştır, çevre katliamı değil mi? Güçleri yetse o dev çınarları yıkarlardı, ama güçleri yetmedi.
 
TAYYİP ERDOĞAN DEĞİŞMEZ
 
Başbakan geriyor, başbakan sert diyorlar. Ne olacaktı? Hala biz diz çöküp AKM'deki paçavraları indirin mi diyeceğiz. Burada polisin bu işe müsade etmemesi gerekirdi, Kamu kurumunun önüne bunlar nasıl sokulur. Örgüt liderlerinin posterleri nasıl astırılır? Sertlik diyorlarsa kusure bakmayın Tayyip Erdoğan değişmez.
 
VALİ'YE VE POLİSE TEŞEKKÜR
 
Valiye bu sabah yaptıkları operasyon nedeniyle teşekkür ediyorum. Şu anda kültür merkezine sahip çıktılar. Kusura bakmasınlar burası adı üzerinde gezi parkıdır işgal alanı değildir. Eylem yapan vatandaşlara sesleniyorum. Türkiye'de büyük bir oyun oynanmak isteniyor.
 
GEZİ PARKI İŞGAL ALANI DEĞİLDİR
 
Kusura bakmasınlar, Gezi Parkı işgal alanı değildir. Adı üzerinde Gezi Parkı'dır. Gezi Parkı gösterileri, arkasında ölü bırakan şiddet eylemlerini meşru gösteren bir ambalajdan başka bir şey değildir. Asıl hedefi örtmek için kullanılmaktadır. Eylem yaptığını düşünen vatandaşlarıma seslenmek istiyorum. Taksim Gezi parkı kılıfıyla Türkiye'de büyük bir oyun oynanmak isteniyor.
 
TAYYİP ERDOĞAN MI ÇEVRECİ BUNLAR MI?
 
Taksim'de şu an eylem yapanlar, Türkiye'nin yatırım ortamına darbe vurmak isteyenler tarafından kullanılıyor. Onlar eğer samimi iseler bu ağaçlar, bir başka yere dikilecek. Biz İstanbul'a 180 km'den suyu getirdiğimiz zaman. Tünellerden suyu getirirken bazı yerlerde de ağaçları söktük. Ama biz o zaman 70 bin ağaç söktüysek, 780 bin fidan diktik. Şimdi bunu görmeyecek misiniz? İnsanlar susuz. Bidonla sudan evlere su taşınıyor onlarla yıkanılıyordu. 180 km'den dağları delerek İstanbul'a suyu getirdik. Şimdi soruyorum bunlar mı çevreci, Tayyip Erdoğan ve ekibi mi?
 
"BAŞBAKAN OLARAK ÇEKİLMELERİNİ İSTİYORUM"
 
Oradaki tüm eylemcilerin büyük fotoğrafı görerek oynanan oyunu anlamalarını, ve samimi olanları oradan çekilmeyi istiyorum. Kendilerinden, onların başbakanı olarak bunu bekliyorum.
 
BİRA SATANLAR HARİÇ
 
Özgürlük ve yaşam tarzlarına müdahale gerekçe oldu. Başkalarının özgürlük alanına tecavüz etmişlerdir. Taksim çevresinde oteller yüzde 80 boşalmıştır. Esnaf büyük zarar etmiş, bira satanlar hariç. Ben sizi Allah için seviyorum. Sizler 20 yaşındasınız. Ben belediye başkanı olduğum zaman 19 yıl geçti.
 
YAKINIMIN GELİNİNİ YERDE SÜRÜKLEDİLER
 
Bunlar mı özgürlükçü? Bunlar mı özgürlükten yana? Bir genç kızın başörtülü olduğu için okuma hakkı yok mu? Okumayacak mı? Bunları yaşayan bir baba olarak ben de çok iyi biliyorum. Başörtülü kızlarımızı, başörtülerinden tutmak suretiyle onları yerlerde sürükleyenler bunun hesabını nasıl verecekler? Bu olaylarda bile çok önemli bir yakınımın gelinini, Başbakanlık ofisimin yanında, yerlerde süründürdüler, kendisini çocuğunu taciz ettiler. Bu mudur özgürlük, çevrecilik? Bütün bunlara sabır sabır sabır dedik. Ben bütün bunlara karşı halkımın duyarlılığı adına, Kuzey Afrika'dan dönerken iki saatte toplanan İstanbullu bir şey dile getirdi aslında. Asıl özgürlük budur dediler.
 
"BİZE ZENCİ MUAMELESİ YAPTILAR"
 
Bütün bunlarla hem geleceğe gençliğimizin adını taşıyoruz , hem de marifet iltifata tabirdir diyoruz.
 
Kimseyi etnik kökeni yüzünden dışlamadık, ama bu ülkede çoğuları horlandı. "Selamünaleykum" demenin aşağılama sebebi olduğu dönemler yaşadık. Sakal bırakmanın ağır mücadele gerektirdiği dönemler yaşadık. Nice başörtülü kızımız okullardan atıldı. Nice gençlerimizin hayatlarında silinemeyecek travmalar oldu. İşten atılan hatta bunalıma girip intihar eden gençlerimiz oldu. Uzak diyarlarda eğitimini tamamlamak zorunda kaldı.
 
Bunları bize yaşatan sadece devlet değildi. Bu ülkenin bazı sanatçılarından bazı medya kuruluşlarından bazı STK'lardan biz her daim bu muameleyi gördük. Biz onlara göre verilenle yetinmesi gereken, alt tabakadan gelen zenci bir güruhuz. Bugün de aynı şekilde bakıyorlar. O zaman da böyle bakıyorlardı.
 
Hani "bidon kafalı, göbeğini kaşıyan adam" diyorlar ya bu bakış sadece bugünün değil 10 yılların bize bakışı halka bakışıdır. Onlara göre biz sanattan anlamayız, okumamış cahil alt tabaka gözüyle bakıldık. Kendi yaşam tarzını kabul etmeyenlere hep bunu yaptılar.
 
Anlayış göstermediler. Bunu sadece bize yapmadılar. Mamak zindanlarının şahidiyiz.
 
PİS KOKUDAN GEÇİLMİYOR
 
Birbirimizin yaşam alanlarına müdahale etmeden, hassasiyetleri kaşımadan Türkiye'yi birlikte büyüteceğiz. Sanatçı sıfatı olanlar, gazeteci yazar sıfatı olanlar, on yılların refleksiyle bu milleti aşağılamaktan lütfen vazgeçsinler. Gençlerin arkasına saklanarak imtiyazları için mücadele verenler bu çirkin oyunlarına derhal son vermelidir. Gençlerimiz de bu çevrelere karşı çok dikkatli olmalıdır.
 
Bakın Gezi Parkı'ndan aldığım haberler, orası pis kokudan geçilmiyor. Herhalde ne demek istediğimi anlamışsınızdır. Bunlar çevre adına yapılıyor değil mi?
 
CAMİDE İÇENLERİN GÖRÜNTÜLERİ VAR
 
Camide içeceksiniz ve bu ülkenin mabedinde saygısızlık yapacaksınız. Ne adına çevre adına. Müezzini tehdit edip farklı konuşturacaksınız. Bütün görüntüler elimizde. Bütün bunları milletimize sunacağız.
 
Bu olayların zamanlaması elbette son derece dikkat çekicidir. Taksim'de başlayan gösteriler büyütülerek çok tehlikeli bir seviyeye çekilmeye çalışılmıştır. Bazı medya kuruluşlarının bu olayları büyütmek adına sorumsuzca yayınlar yaptıklarını hep birlikte görüyoruz. Gazetecilerin ve sanatçıların süreci tahrik ettiklerini gördük. Toplumun büyük bir kesimini terörize ettiler. Birtakım sermaye çevrelerininin bu sürece aleni dahil olarak süreci tahrik ettiklerini yaşadık.
 
AKİL İNSANLARI KONUŞTURMAYANLAR İFADE ÖZGÜRLÜĞÜNDEN BAHSEDİYOR
 
Bugün Taksim'de ifade özgürlüğü diye bağrıanlar, akil insanların toplantılarını basmaktan geri durmadılar. Neden onları tehdit ettiniz? Neden burada konuşmasını istemediniz. İşte akil insanlar, karşınıza geldiler neden konuşmaya çalışmadınız?
 
Bu statüko bloğu demokratikleşmeye karşı en büyük direnci göstenlerdir. Polisime küfreden milletvekili ana muhalefet partisinden... Bunların hepsi polis teşkilatımızın kayıtlarında var.
 
YENİ ANAYASA
 
Bunlar yeni anayasa falan da istemiyorlar. Sadece oyalama derdinler. "Süre koyamazsın diyorlar", bu ne demek? Her şeyin bir zamanı ve belli süresi var. Geri kalan ülkeler 5 ayda anayasa yapıyor, biz ise 1,5 sende 45'inci maddedeyiz. Biz zaten mevcut anayasayla devleti yönetiyoruz, yönetmeye de devam ederiz. Ama halka verilmiş bir sözümüz var, gelin bunu yerine getirelim.
 
ANTİ KAPİTALİSTLER DİNLESİN
 
Daha fazla özgürlük diye bağıranların, daha fazla statüko diyenlerle iç içe geçmesi garip bir durumdur. Anti-emperyalist olduğunu iddia eden gençlerimizin bu rakamlara dikkat etmelerini rica ediyorum. 2002 yılında görevi devraldığımızda gösterge faiz %63 seviyesindeydi. Benim vatandaşımın verdiği her verginin 100 lirada 45 lirası faiz lobisine gitti. O zaman toplanan verginin %85'i faize gidiyordu ama bugün %15'i faize gidiyor. Türkiye bütçesi şu anda 404 milyar lira. Faiz harcaması 53 milyar lira.
 
10 yılda milletimin 642 milyar lirası yine milletim için harcandı. Eğer 2002 yılındaki gibi kalsaydık bu para faiz lobisine gidecekti. Biz bu parayı tasarruf ettik, okullar, hastaneler, konut, emniyet sarayları yaptık; yoksulun elinden tuttuk. Bu durumdan faiz lobisi çok rahatsız. Bu dönemde yine de faiz lobisi acayip kazandı. Tüyü bitmemiş yetimin hakkını hortumlayan bu çevreler 10 yılda 642 milyar liradan olmuşlar. Biz bu hortumu kestiğimiz için bazıları rahatsız olmuşlar.
 
Türkiye çok uzun yılların ardından IMF'ye olan borcunu sıfırlıyor. Bunlara tabii dayanamıyorlar.
 
Son olaylar merhum Menderes için kurulan senaryonun aynısıdır. Toplumda gerilimi yükselten CHP bu olaylarda da başrol oynamak istemiş ama becerememiştir. İllegal eylemcilere CHP belediyeleri kucak açmış, koruma sağlamıştır.
 
CHP Genel Başkanı'nı istifaya davet ediyorum. 'Orada kalmasında fayda var' diyeceksiniz ama biz bir taraftan da demokrasilerde güçlü muhalefete ihtiyacımız olduğu için bunu istiyoruz.
 
KİMSENİN KARŞISINA YÜZDE 50'Yİ ÇIKARMAYIZ
 
Millet egemenliğine dil uzatmak kimsenin haddi değildir. Bu millet merhum Menderes, Özal ve Erbakan'ı unutmadı unutmacak. Bugün de en güçlü şekilde kendisine hizmek edenlere sahip çıkıyor, bağrına basıyor. Kimsenin karşısına yüzde 50'yi çıkarmayız. Ne yaparsak hukuk içinde yaparız. Biz kırıp dökenlerden asla olmadık.
 
HESAP SANDIKTA
 
Edep ve adap içinde mitinglerimiz yapar hesabımızı sandığa saklarız. Bugün Ankara'da Ankara Sincan'da dev bir miting yapacağız. Sabır içinde dişlerini sıkarak gelişmeleri izleyenler, sokakları alt üst edenlere karşı edep adap içinde nasıl miting yapılırın dersini vereceğiz.
 
KİMSENİN YANINA BIRAKMAYIZ
 
Bugün ne yaptığını bilen bir kadro iş başında. Haddini, hududunu bilmeyenlere de had ve hudud bildiren bir hükümet iş başında. Bu teröristlerin de ensesinde olacağız. Polisimize dil uzatanların, el uzatanların hatta polis katledenlerin bunu yanına bırakmayız.
 
SAMİMİ OLANLARIN GÖZLERİNDEN ÖPÜYORUM
 
Bu vesileyle şehit polisimiz Mustafa Sarı'yı yadediyorum. Gösteri yapan ve samimi duygularla oralara gittiğini kabul ettiğim gençleri özellikle buralardan uzak tutup bu işi bitirin diyorum. Gözlerinizden öpüyorum... Bundan sonra bu iş sona ermiştir. Sizleri itidale davet ediyorum.