info@ellidokuz.com
Dolar Alış
:
34.2820
Dolar Satış
:
34.3438
Euro Alış
:
37.3363
Euro Satış
:
37.4035
Aranıyor, lütfen bekleyiniz...

Gramofon Baba İle Geçmişe Yolculuk

Müziğin saf halini geçmişten günümüze taşıyan gramofon tamircisi Mehmet Öztekin, Kapalıçarşı’daki dükkanını açtığı her sabah yeniden doğduğunu söylüyor.

Kapalıçarşı’da “Gramofon Baba” olarak bilinen 74 yaşındaki Mehmet Öztekin, gramofonları geçmişten bugüne taşıyor. 60 yıldır gramofon tutkunlarına hizmet veren Öztekin, bu mesleğe hayatını adamış. Mesleğine büyük bir aşkla bağlı olduğunu anlatıyor: “Bu kadar zaman, gramofonları sırtıma aldım. Onlarla çocuklarım gibi ilgilendim, gözüm gibi baktım. Hastalıklarına, sorunlarına çok dikkatli baktım. Onları günümüze taşıdım. Babamın yanında çırak olarak başladım bu işe. Gramofonlara hiç dokunmadan, yerden takımları parçaları toplayarak... Kıymetli bir aletti zamanında. Her evde olmazdı, her semtte olmazdı.

 

Olan insan da parmakla gösterilirdi. Günümüzün televizyonları neyse gramofonlar da geçmişte her ev için o kadar önemli eşyalardandı. Evlerin baş köşelerinde yerlerini alırlardı. O zamanlar gramofonda çalan bir plak ev halkını neşelendirir ya da hüzünlendirirdi. Gramafon ve müzik birbirinden ayrılmayan, geçmişin sosyal yaşamının parçalarıdır.” Aynı zamanda gramafon satışı da yapan Öztekin’e göre gramofon sesin saf halini temsil ediyor. Bu nedenle gramofon yıllarında ses sanatçısı olanların farklı, şimdi CD dolduranların farklı olduğu görüşünde: “Günümüzün teknolojisiyle ses istenilen şekle getiriliyor.

 

Nerede bunun doğallığı? Müziğin bir özelliği vardır; insan duygularını harekete geçirmelidir. Dinlediğin zaman sana bir şeyler vermelidir. Ses sanatçısı dediğin zaman o kişi Allah tarafından özel seçilmiş kişilerdir. Hamiyet Yüceses, Münir Nurettin, Zeki Müren, Mualla Mukadder, Safiye Ayla, Müzeyyen Senar gibi seslerin bir daha gelmesi mümkün değil.” “Ustalar gelişen teknolojiye yenildi” Gramofon ustası Mehmet Öztekin ustaların gelişen teknoloji karşısında mağlup olduğunu söylüyor. “Bizim zamanımızda okul eğitimi ikinci plandaydı” diyen Öztekin o yıllarda ailelerin çocuklarına bir meslek kazandırmak için uğraştığını anlatıyor: “Bir genç okuyup üniversiteyi bitiriyor. Sonra da iş bulamıyor, elinde bir mesleği de olmuyor. İşte bizim annelerimiz, babalarımız bunu önceden gördü. Okul eğitiminin yanına iş eğitimi almamızı sağladılar. Okusak da okumasak da bir meslek öğrenmiş olduk. Günümüzde ustalar azaldı. Bunda günümüzün teknolojisinin de etkisi var tabii. Usta el emeğiyle bir parçayı bir ayda üretirken fabrikalar yüz binlerce çıkarıyor.” “Her gün yeniden doğuyorum” Dükkana girdiği her gün yeniden doğduğunu söyleyen Öztekin bunun nedeni de şöyle anlatıyor: “Gramafonlarımla geçirdiğim her an bana mutluluk ve yaşama sevinci veriyor. Burası benim dünyam. Dükkanıma girdiğimde tüm sıkıntılarımı unutuyorum. Yeniden doğmuş gibi oluyorum. Ama ne zaman dükkanımı kapatıp dışarıdaki dünyaya, gündelik hayata karışsam bu karmaşa ve sıkıntılar içinde kayboluyor, adeta her gün ölüyorum.”