Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın açıkladığı güvenlik güçlerinin yetkilerini artırmaya yönelik kanun tasarısı beklenirken, Meclis’e sürpriz bir yargı paketi geldi. Hakim ve savcılara zam öngören kanun teklifi ile birlikte Meclis’e sunulan ve bugün Adalet Komisyonu’nda görüşülmesi beklenen teklifte, geçen şubat ayında çıkarılan yargı paketi ile sınırlama getirilen “arama, el koyma, dinleme, izleme, teknik takip ve avukatların dosya inceleme yetkisi”ne ilişkin düzenlemelerden geri dönülmesi dikkat çekti.
Teklifteki düzenlemelerin Kobani ve Gezi gibi yaygın sokak eylemlerinin yanı sıra “paralel yapıya” yönelik yapılacak soruşturmaları etkileyeceği ve yargıya soruşturmalar sırasında daha geniş yetkiler verilmesinin hedeflendiği belirtildi. Bu yıl şubat ayında yapılan değişiklikle şüpheli veya sanıkla ilgili arama kararları verilebilmesi zorlaştırılmıştı. Ancak yeni getirilen teklif şubat ayından önce olduğu gibi “makul şüphe” olmasının arama için yeterli olmasını düzenliyor.
Teklifin gerekçesinde arama yapılabilmesi için somut delillere dayalı kuvvetli şüphe şartının aranmasının uygulamada çeşitli güçlükler ortaya çıkardığı savunuldu.
Mahkeme reddetmişti
Son olarak Kobani’deki IŞİD saldırılarını protesto için yapılan eylemler sırasında Bingöl’de il emniyet müdürüne yönelik suikast girişiminde bir emniyet müdür yardımcısı ve bir komiserin şehit edilmesi olayının yaşandığı gün Bingöl Emniyeti Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü, il çapında arama tarama kararı çıkarılması talebiyle sulh ceza hâkimliğine başvurmuş, ancak mahkeme talebi reddetmişti. Bu ret kararı Emniyetin, kırsaldan şehir merkezine gelen teröristleri tespit ve takip etme imkânı bulamamasının gerekçesi olarak yorumlanmıştı. Kanun genel nitelikli arama kararlarına izin vermiyor ancak Ceza Muhakemesi Kanunu’nda yapılacak değişikliğin daha kolay arama kararları verilmesinin önünü açması bekleniyor.
El koymanın kapsamı
Mevcut kanunda “silahlı örgüt üyeliği” ve “bu örgütlere silah sağlama” suçlarında mal varlığına el koyma kararı verilirken teklif bu suçların yanı sıra “Cebir ve şiddet kullanarak, Anayasasının öngördüğü düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs, Cumhurbaşkanına suikast, cebir ve şiddet kullanarak TBMM’yi ortadan kaldırmaya teşebbüs suçları ile “Türkiye Cumhuriyeti Hükûmetine karşı silâhlı isyan” ve “Anayasal düzene karşı suçları işlemek için anlaşmak” suçlarında da mal varlığına el koyma kararları verilebilecek. Teklifle telefonla kimin kimi aradığı, ne kadar konuşulduğu, elektronik posta ve internet yoluyla mesajlaşmaların tespit edilmesi için herhangi bir şüphe veya delil şartı aranmayacak. Ayrıca kişilerin iletişimi geriye doğru sınırsızca tespit edilebilecek.
Adli yıl açılışı kalkıyor
Yargıtay Kanunu’nda öngörülen “Adli Yılın Açılışı”na ilişkin düzenleme yürürlükten kaldırılıyor.
Önleme gözaltısının kapsamı genişleyecek
İç güvenlik reformu paketinin önümüzdeki hafta TBMM’ye sunulabileceği belirtilirken, çalışmaya ilişkin Milliyet’in sorularını yanıtlayan bir hükümet üyesi, pakete ilişkin detayları şöyle aktardı: “Önleyici arama ve gözaltının kapsamı genişleyecek. Polis önleme araması ve gözaltısı yapılabilecek. Bu konuda genel anlamda polise yetki vermek yerine vali, emniyet müdürleri gibi dar bir ekibe bu konuda hakim savcı kararı aranmasına gerek olmaksızın talimat verme yetkisi tanınacak. Bu imkanı suistimal eden polis o eylemciden çok daha ağır ceza alacak.” (ŞEBNEM HOŞGÖR /Ankara)
Katolog suçlar
Mevcut kanunda “silahlı örgüt üyeliği” ve “bu örgütlere silah sağlama” suçlarında dinleme ve iletişimin tespiti yapılabiliyorken teklifle bu suçların yanı sıra “Cebir ve şiddet kullanarak, Anayasasının öngördüğü düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs, Cumhurbaşkanına suikast ve fiilî saldırı, cebir ve şiddet kullanarak TBMM’yi veya hükümeti ortadan kaldırmaya teşebbüs suçları da katalog suçlar kapsamına alındı.