info@ellidokuz.com
Dolar Alış
:
34.4495
Dolar Satış
:
34.5115
Euro Alış
:
36.2759
Euro Satış
:
36.3412
Aranıyor, lütfen bekleyiniz...

40’ını Geçen Her Erkek Yaptırmalı

Her erkeğin kendisine has bir prostat yapısı olduğunu belirten ürologlar uyarıyor: Şikayeti olsun ya da olmasın 40 yaşından sonra her erkek yılda bir kez prostat taraması yaptırmalı.

 

Prostat bezi ergenlikten itibaren artan erkeklik hormonu testosteronun etkisiyle büyüyor. Kanda testosteron bulunduğu sürece prostat büyümeye devam ediyor. Bu durum ancak erkeğin herhangi bir nedenle yumurtalarını kaybetmesi halinde sona eriyor.

 
Normalin üzerindeki büyüme bazı sorunlara neden olabiliyor. Büyümüş prostatın herkeste aynı şikayetlere yol açmadığını vurgulayan Üroloji Uzmanı Prof. Dr. Cemil Uygur, “Prostatı büyüyen her erkek hekime başvurmuyor. Çünkü vücut yapısına ve testosteronun dengesine bağlı olarak her erkeğin kendine has bir prostat yapısı bulunuyor. Prostat bezi, bir balonu andıran idrar torbasının ağzını yumruk gibi saran bir organ. Burada prostatın büyüklüğü değil, idrar torbasını bir yumruk gibi sararken torbanın ağzını sıkıp sıkmadığı önem taşıyor” diyor.
 
“PROSTAT PORTAKALI ANDIRIR” 
Bu durumu bir örnekle açıklayan Prof. Uygur, “Bazen büyük bir portakalın kabuğunu rahatlıkla soyarsınız ve ortasında parmağınızın gireceği bir açıklık kalır. İşte prostatta önemli olan, büyürken ortasında bu açıklığın kalıp kalmadığıdır. Prostatın da tıpkı portakal gibi dışında bir kabuğu, içinde de tıpkı portakal dilimleri gibi dokusu bulunuyor. Prostat büyümesi bu dilimlerden gelişirken, prostat kanseri ise çoğunlukla kabuk kısmında başlıyor” diyor.
 
 
TUVALETTE TAM BOŞALTIM YAPILAMIYOR 
Şikayetlerin 40’lı yaşlardan sonra başladığını ifade eden Prof. Dr. Uygur, hastaların çoğunlukla idrar akımının zayıflaması, sık sık tuvalete gitme isteği, tuvalette tam boşaltım yapamama, gece idrar sıkıştırmasıyla uykudan uyanma şikayetleriyle hekime başvurduğunu söylüyor.
 
ÖNCE KANSER VARLIĞI ARAŞTIRILIR 
Hangi nedenle olursa olsun hekime başvuran 40 yaş üzerindekilerin muayenesinde ilk önce prostat kanserinin araştırıldığını ifade eden Uygur, “Çünkü kendine has belirtisi bulunmayan prostat kanseri yalnızca ileri evrede, idrar yolunda sıkışmaya neden olabiliyor” diyor. Kansere yönelik taramaların elle muayene (rektal) ile prostat kontrolü ve kanda PSA incelemesinden oluştuğunu ifade eden Uygur, “Bu incelemelerin sonucunda bir risk olduğu düşünülürse, prostat biyopsisi alınarak araştırma tamamlanıyor. Kanser olasılığı ortadan kalktıktan sonra ise hastanın idrarla ilgili şikayetlerinin ne sıklıkta ve şiddette olduğu değerlendiriliyor” diyor.
 
TEDAVİ HASTAYA GÖRE BELİRLENİYOR 
Hangi tedavinin tercih edileceğine hastanın yaşına ve prostatın boyutuna göre karar verildiğini vurgulayan Prof. Dr. Uygur, bugün hastaların yalnızca yüzde 5-10’unda cerrahiye gereksinim duyulduğunu söyleyerek, günümüzde prostatın neden olduğu sıkıştırma hissini ortadan kaldıran ilaçların kullanıldığını belirtiyor.
 
CERRAHİ SONRASI TARAMAYA DEVAM EDİLİYOR 
Cerrahi tedavide üç farklı yöntem (kapalı prostat ameliyatı ‘TUR’, açık ameliyat ve dokuların lazerle buharlaştırıldığı ‘Green Light’) kullanılsa da hepsinde prostat kabuğu yerinde bırakılıyor. Bu nedenle, tedavilerin hiçbiri prostat bezinde kanser gelişme riskini ortadan kaldırmıyor.
 
40 YAŞINDAN SONRA YILDA BİR
Çoğu hastanın ameliyat sonrası kontrollerini ihmal ettiğini vurgulayan Prof. Dr. Uygur, “Oysa her erkeğin 40 yaşından sonra yılda bir kez prostat taraması yaptırması, cerrahi tedavi görenlerin de ameliyattan sonra yine yılda bir kez taramalarına devam etmesi gerekiyor. Çünkü cerrahi tedavi gören hastaların yüzde 15’inde 10 yıl içinde kalan dokular tekrar büyüyüp kanalı sıkıştırabiliyor. Ayrıca bu cerrahi girişimler prostat kanseri riskini de ortadan kaldırmıyor” uyarısında bulunuyor.