info@ellidokuz.com
Dolar Alış
:
34.4321
Dolar Satış
:
34.4941
Euro Alış
:
36.3227
Euro Satış
:
36.3881
Aranıyor, lütfen bekleyiniz...

Ozon Deliği Mazi Oluyor

80`li yılların kabusu olan ozon deliğine karşı mücadelede önemli yol kat edildi. Bilim insanları, ozon deliğinin maziye karışacağı görüşünde.

Böyle giderse gelecek nesiller ozon deliğinin ne olduğunu tarih kitaplarından öğrenecek. Kloroflorokarbon (FCKW) adlı zararlı bir madde vardı ve on yıllar boyunca sanayide kullanılmıştı. Aynı zamanda buzdolaplarında da soğutucu gaz olarak kullanılan FCKW’nin 10 ila 25 kilometre yükseklikteki stratosfere muazzam zarar verdiği bilinmiyordu. FCKW, ozon tabakasını deliyor ve güneşin ultraviyole ışınları o boşluktan yeryüzüne ulaşıyordu. Kloroflorokarbon felakete yol açabilirdi ama korkulan başa gelmedi. Alfred-Wegener Enstitüsü uzmanlarından Markus Rex ‘eşi görülmedik bir başarı öyküsünden’ söz ediyor. Kutup ve oşinografi araştırmaları uzmanı Rex, “Küresel bir çevre probleminin Birleşmiş Milletlerin uluslararası koordinasyonuyla kontrol altına alınıp, uzun vadede de olsa çözüme kavuşturulabileceği kanıtlanmıştır”, diyor. Markus Rex ozon deliğinin yüzyılımızın ikinci yarısında tamamen kaybolacağını tahmin ettiğini belirtiyor.

OZONUN İKİ YÜZÜ

Bundan 30 yıl önce ise panik havası esiyordu. Güney Kutbu ile ilgili ürkütücü haberler âlimleri ve politikacıları alarma geçirmişti. 1980’li yılların başlarında her yıl, aylarca süren ve güneşin ışımadığı uzun karanlık gecelerin ardından ozon (O3) tabakasının haftalar boyu kaybolduğu saptandı. Ozon deliği her yıl biraz daha büyüyordu. Jeofizikçi Joe Harman “1985 yılında on yılın, hatta bütün yüzyılın en önemli çevre keşfinde bulunmuş olabileceğimizi fark ettik”, diyordu. 2013 yılında ölen Harman ozon tabakasının delindiği teşhisini koyan ilk bilim adamlarındandı.
Alman Meteoroloji Dairesi’nde görevli rasathane müdürü Christian Plass-Dülmer ozonun madalyon gibi iki yüzü olduğunu, ozon değerinin yeryüzüne yakın hava tabakasında düşük, yüksekteki hava tabakalarında ise yüksek olması gerektiğini söylüyor. Yaz mevsiminde güneş belli hava koşullarında hidrokarbon ve nitrik asit gibi zehirli gazları ozona dönüştürünce, meydana getirdiği bileşik, insan ve hayvan sağlığına zarar veriyor. Stratosferdeki ozon tabakası ise yeryüzündeki bütün canlıları güneşin hücre tahribatı yaratan ultraviyole (UV-B) ışınlarından koruyor.

Geçen yıl 16 Eylül Ozon Tabakasının Korunması gününde konuşan Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Ban Ki Moon da ‘başarı öyküsünden’ söz ederek, "Stratosferdeki ozon tabakasının 2050'ye kadar iyileşme yoluna sokmayı hep beraber başardık. Bunun sonucu olarak her yıl iki milyon kadar cilt kanseri ve ondan da fazla katarakt vakasının önüne geçilebilecek" diye konuşmuştu.

FCKW OZON TABAKASININ TEK DÜŞMANI DEĞİL

Ozon felaketi ucuz atlatıldı. Aynı zamanda Birleşmiş Milletlerin ozon statüsü paneli üyesi de olan Markus Rex, “Neyse ki ozon deliği kimsenin yaşamadığı ve güneş ufka paralel seyrettiği için cilt kanserine yakalanma riskinin düşük olduğu Güney Kutbunda ortaya çıktı”, diyor.

Uzmanlar ve politikacılar ozon tabakasının geleceğine güvenle bakarken, fizikçi Plass-Dülmer temkinli konuşuyor. Plass-Dülmer, “Hep kloroflorokarbondan kaynaklanan ozon probleminin 2050 ile 2080 yılları arasında çözülmüş olacağını ve ozon tabakasının, insanoğlunun bu gazı kullanmadan önceki durumuna döneceğini söylüyoruz. Ancak ozon tabakasını tahrip eden tek zararlı madde, kullanılması bütün dünyada yasak olan kloroflorokarbon değil. Ozon deliğine kıyasla çok daha karmaşık bir gelişme gösteren iklim değişikliğine ve yarattığı sera etkisiyle stratosferdeki ozon tabakasına zarar veren karbondioksit emisyonuna da çare bulunması gerekiyor" diyor.