Tüm İnternet Evleri Derneği (TİEV) Başkanı Yusuf Andiç, üyelik gerektiren sistemlerde dışardan takibin zorlukları olduğunu, yasal anlamda kapalı ve şifreli sistemlerin belli yaş üstü kişilere yurt dışında sorunsuz hizmet verdiğini, bu nedenle bazı videoların yurt dışından yüklenerek Facebook gibi sosyal paylaşım siteleri aracılığıyla dünyanın dört bir yanına yayıldığını, bu durumda filtrelemenin de hiçbir etkisinin olmadığını söyledi.
''Sosyal paylaşım sitelerinin çok masum görünse de aslında umuma açık iş yerlerine benzetilebileceğine'' dikkati çeken Andiç, şöyle devam etti:
''Herkesin dilediği gibi girip çıkabildiği ancak, normal yerlerden farkı zaman ve yaş sınırının olmaması sosyal paylaşım sitelerinin en belirgin özelliğidir. Bu da bazı riskleri beraberinde getiriyor. Örneğin, özel hayatın gizliliği yok sayılıyor. Özellikle son dönemlerde Facebook etiketlemeleri rahatsız edici boyutlara ulaştı. Birçok aile masum resimler veya masum yalanlar nedeniyle dağılabiliyor. Aslında bunu hesap ayarlarınızdan kaldırabiliyorsunuz ancak, standart olarak açık geliyor. Bu hesabı kapatmayı bilmeyen kullanıcılar gönderileri de istese de istemese de görüyor.''
Haberin devamı vreklam
Andiç, sakıncalı sitelerden internet kullanıcılarını, özellikle de çocukları korumak amacıyla uygulanan filtrelemenin, Facebook gibi yurt dışı kaynaklı sosyal paylaşım sitelerinde delinmesine karşın ailelerin önlem alabileceğine dikkati çekerek, ''ailelerin çocuklarının arkadaş listesinde yer alarak neleri paylaştığından haberdar olabileceklerini'' belirtti.
Ailelerin filtrelemeye güvendiği için tedbir almadığını vurgulayan Andiç, şunları söyledi:
''Zararlı videoları yükleyen ve farklı isimlerde kullanıcı adı açan kişiler ancak 5 kez şikayet edildiğinde sayfası kapanabiliyor. Bu süre zarfında sakıncalı videolar çocuklara çoktan ulaşmış oluyor. Bu durumda aileler çocuklarının arkadaş listesinde yer alarak çocuğunun neleri paylaştığından haberdar olabilir. Bu sayede aile, çocuğunun kimlerle arkadaşlık ettiğini de görebilir. Aileler, tehlikeli bir durum sezmedikçe müdahale etmesinler ama çocuklarının arkadaş listesinde yer alarak sürekli denetim altında tutsunlar. Çünkü, risk unsurları dikkate alınarak çocuğa interneti tamamen yasaklamak da çözüm değil. Bu durumda çocuk gizli hesaplarla, sahte isimlerle ve biyografi bilgileriyle sanal yaşamına devam edecektir.''
GÜVENLİ İNTERNET EĞİTİMLE OLUŞUR
Güvenli internetin filtreleme ile sağlanamayacağını da savunan Andiç, şöyle devam etti:
''Siz dilediğiniz kadar kapılara kilit vurun, en masum gördüğünüz Messenger, Facebook gibi iletişim araçlarıyla çocuklarımız kandırılıp tehlikeli durumlarla karşı karşıya kalabiliyor. İletişimin olduğu her yerde bu tür sosyal riskler vardır. Bunun da çözümü filtreden çok bilinçlenmedir. Aileleri eğitmeliyiz. İnternetin her türlü riskini ve en önemlisi nasıl kullanıldığını göstererek sorumluluğu ailelere bırakmalıyız.''
Sosyal paylaşım sitelerinde farklı kullanıcı adıyla hesap açan insanların önüne teknik olarak geçilmesinin mümkün olmadığını vurgulayan Andiç, ''İnternet anonim hakkının korunması gereken bir mecra. Biz insanların elinden bu hakkı alırsak zaten internet diye bir şey kalmaz. İnsanlar sadece suça yöneldiğinde bu hakları ellerinden alınmalı. Bunun dışında insanlar internette özgürce dolaşıp fikirlerini paylaşabilmeli'' dedi.
İnternet sitelerini kapatmanın hata olduğuna dikkati çeken Yusuf Andiç, ''Siteler uyarıldığında içeriği çıkartmıyorsa ceza kesilebilir. Sitelerin değil, suçlunun tespiti üzerine yoğunlaşılması gerekiyor. Zararlı video yükleyenler ortaya çıkarılsın ancak internet siteleri kapatılmasın. Bu siteler kapandıkça zararlı içerik yükleyen ve bu işi alışkanlık haline getiren kişiler, yani art niyetli insanlar bayram ediyor, kendilerini zafer kazanmış gibi hissediyorlar. Doğru olan, interneti doğru kullanmaktır. ''