Düşman işgalinden Kurtuluşu gerçekleşen yerlerde emniyet görevini jandarma birlikleri, mülki görevleri kaymakam, nahiye müdürü, vali veya vekili, nüfus memuru, iskan memuru, mal memuru veya defterdar ile varsa memuru vs. yükleniyordu.
İdaresi T.B.M.Meclisi hükümetine bağlıydı.13 Kasım 1922 günü sabah namazı vakti Tekirdağ’ın devir teslim töreni için bir araba hazırlanmış ve Tümen Komutanı Salih Omurtak, Jandarma Müfettişi Orgeneral Cemil Cahit Toydemir, Trakya Paşaeli Cemiyeti Temsilcisi Şakir Yorulmaz Bey (o zaman üsteğmendi), Tekirdağ Paşaeli Cemiyeti Temsilcisi Av.Hüseyin Rahmi Ertin Tekirdağ’a doğru yola çıkmışlardı.
Üç gün önce ise; Yunanlılar ve Ermeniler, yerli Rumlar 10 Kasım’dan itibaren Tekirdağ’ını terketmeye başlamışlardı. Terkedenlerin bir kısmı Muratlı üzerinden trenle, bir kısmı arabalarıyla Malkara, Keşan istikametine, bir kısmı ise demir iskeleye yanaşan gemilerle eşyalarını alıp gidiyorlardı. Karayolu ile gidenlerin bir kısmı burada yaşayan Türk’lerden araba ve hayvan gaspetmişlerdi. Türk gençlerinden kurulu düzensiz çetelerde bunları geri almaya çalışıyorlardı.
Yunanlıların işledikleri suç sayısını azaltmak için İngiliz ve İtalyanlar beraberce devriye geziyorlardı. 12 Kasım gecesi yerli milislerden Paşa Halid’ın Osman, Ermeni ve Rumların çoğunlukta bulunduğu Peştemalcı Caddesi köşe kahvesine bir Türk bayrağı asmış ve halkın galeyanına sebep olmuştu. İngilizlerin ısrarına rağmen Paşa Halid’ın Osman bayrağımızı indirmiyordu. İngilizler Osman’ı müftüye şikayet ettiler.
Müftü Peştemalcıya geldi; “- Oğlum Osman, heyecanını anlıyorum. Bak kurtuluşumuza bir akşam kaldı rica ediyorum. Sabırlı ol evladım.” diyerek rica, minnet bayrağı indirdi. İngilizler uzaklaşınca, daha evvel hiçbir Türk’ün giremediği bu mahalleye ilk olarak bayrağımız girmiş oldu.
Kasabada mülki idareyi tesis edecek kişiler daha önce başka vasıtalarla gelmişlerdi. Tekirdağ içinden ve köylerinden gelen vatandaşılarımız sabahın erken saatlerinde Muratlı Caddesi üzerindeki Namazgah’a doğru çıkıyorlardı. (Namazğah halen İmam Hatip Lisesi ve Polis lojmanlarının bulunduğu sahadır) Muratlı caddesinde bugün şehitlik merdivenleri olan yerde zafer takları kurulmuştu. Tak çiçeklerle süslenmişti. Kat kat davullar, klarnetler çalıyor, halk kurtarıcılarını bekliyordu. Tekirdağ'ın her tarafı Türk bayraklarıyla donatılmıştı. Hava soğuk ve rüzgarlı idi. Topluluk mevcudu 5000 kişiyi geçmişti. Bando ve Mızıka takımı zafer marşları çalıyordu. Bir fayton içinde siyahlar giyinmiş ve yüzü örtülü bir küçük Türk kızı vardı. Derken silah sesleri duyulmaya başladı. Temsili Türk birlikleri geliyor ve Yunan askerlerini teslim alıyorlardı. Bu sembolik savaş sahnesinden sonra kurtarıcı asker, İstanbul’dan gelen heyetle beraber Zafer Takı önüne geldiler.
Kalabalık arasından bir ses yükseldi. “-Geliyorlar!..” Salih Omurtak ve arkadaşları otomobillerinden indiler, kurdela ve kurbanlar kesildi.
Salih Omurtak; “-Tekirdağ’lılar geçmiş olsun” diyerek, sulh kızının siyah örtüsünü kaldırdı. Bando mızıka takımı; “Ankaranın taşına bak, gözlerimin yaşına bak, hep ağlıyor İzmir için, Yunan Türk’e köle oldu şu feleğin işine bak, Kemal Paşa Yemin etti, Atina’yı almak için” şarkısını binlerce Tekirdağ’lının eşliğinde söylerken, Salih Omurtak, Cemil Cahit bey ve arkadaşları önde, askerler ve mülki erkan arkada onları takip eden Tekirdağ okulları ve halkı konvoyu korteje eşlik ediyorlardı.
Topluluk hükümet önüne geldi. Jandarma Yüzbaşı Arif Bey, Türk bayrağını çekerken 2 yıl 3 ay 24 gün süren Yunan esareti sona ermişti. Askeri birliklerin bir kısmı da aynı saatlerde demir iskeleye yanaşan bir gemiyle geldiler. Burada merasimle karşılanan birliklerin kumandanı Jandarma yüzbaşı Nihat Bey, Tekirdağ Belediye binasına Türk bayrağını çekti.
Kurtuluş gecesi fener alayları düzenlendi.
Çorlu 1 Kasım, Malkara ve Hayrabolu 14 Kasım, Muratlı 2 Kasım, Çerkezköy, Saray ve Marmara Ereğlisi 30 Ekim, Şarköy 17 Kasım tarihlerinde Yunan işgalinden kurtuldular.