Basit birer değerli metalken,bu maharetli ellerde adeta sihir gibi bambaşka bir şekle dönüşen Altın ve Gümüş,kuyumcularda önümüze göz alıcı şekilde gelerek kullanımımıza sunulurken,ne büyük emeklerle işlendiğini kimse bilmiyor. Adeta bilim adamı gibi büyük bir özen ve hassasiyetle,minicik metallere hayat veren,onları şekillendiren,parlak ve gözalıcı hale getiren gizli kahramanları kimse bilmez. İşte Tekirdağ'da bir binanın ikinci katında büyük bir özveriyleAltın ve Gümüşleri işleyen,pırlanta da dahil olmak üzere bu değerli metalleri tamir eden bu iki genç,yaptıkları işin büyük önemine rağmen,mütevazi kimliklerinden hiç bir şey kaybetmiyorlar.
Bu konuda düşüncelerini ifade eden Uğur Ünver, "Altın Gümüş ve Pırlantaları işlerken,tamir ederken,eğer onlara sevgiden öte tutkuyla,aşkla özen gösterirseniz,onlar da sizi mahçup etmez,en güzel şekle bürünürler.İnsan işini tutku ve sevgiyle yaparsa,hangi meslek olursa olsun başarı kaçınılmazdır" Dedi. Diğer bir sanatkar olan Hüseyin Koç da, "Ağabey,herkes sadece kuyumculara ve gümüşçülere giderek bu el emeği göz nuru takıları alıyorlar ve parasını ödeyip taktıktan sonra,bunların nasıl şekillendiğini,ne emeklerle can bulduğunu bilemezler.Hatta bu takıları koptuğunda,sadece kuyumcuya ve gümüşçüye bırakır,tamiri bittikten sonra da parasını ödeyip alır.Bu kopan takı aslında çok itina ve hassasiyet gerektiren bir iştir.Bunun kıymetini en iyi sanatçı ruhu taşıyanlar anlar.Bize düşen,insanların kendine en yakışan hediyeye kavuşmalarını sağlamaktır.Bunun için de,kuyumcu ve gümüşçülerin önemi büyüktür" Dedi.