info@ellidokuz.com
Dolar Alış
:
35.0619
Dolar Satış
:
35.1251
Euro Alış
:
36.4162
Euro Satış
:
36.4818
Aranıyor, lütfen bekleyiniz...

Ne Mutlu Türküm Diyene

MHP lideri Bahçeli, Tekirdağ mitinginde "İktidara gelirsek Başbakan Erdoğan’ın evinin karşısına ’Ne mutlu Türküm diyene’ yazdırmazsam namerdim." dedi.

30 Mart yerel seçimleri kapsamında partisinin Tekirdağ mitinginde konuşan MHP lideri Devlet Bahçeli, hükümete yönelik sert eleştirilerde bulundu.
 
Konuşmasında Andımız'ın ve T.C. ibaresinin kaldırılması konusuna değinen Bahçeli "Erdoğan kulağın çınlasın. MHP diyor ki! Allah nasip eder iktidar olduğumuzda ikamet ettiğin evin karşısına Ne mutlu Türküm diye yazdırmazsam namerdim" dedi.
 
İşte Bahçeli'nin açıklamalarından satırbaşları;
 
Bu millet AK Parti'yi tek başına iktidar yapmıştır. Milletimiz AKP'den çok umutlanmıştır. Sorunlarının çözüleceğini bir çok konuların ortadan kaldırılacağını huzur ve güven içinde bir hayat beklemiştir. Böyle bir durum karşısında AKP'nin tek başına bir güce sahip olması her türlü sorunun çözümü için programında var olan görüşler ve teklifler için seçim beyannamelerinde belirtilen vaatler için çok uygun bir ortamın sözkonusu olmasına rağmen sorunların çözümünde Adalet partisinde gecikme ve bununla beraber beceriksizlik görülmeye başlanmıştır.
 
"AK PARTİ'YE OY VERENLER İYİ DÜŞÜNSÜN"
 
Buna rağmen millet umudunu kesmemiş yüzde 34'ten yüzde 51'e kadar o partiyi yükseltmiştir. TBMM'de sayısal çoğunluğu korumuştur. Bu iktidarın Türk toplumunun bütün sorunlarını çözmeye muktedir bir hükümeti vardır. Şimdi hep beraber düşünelim. Adalet ve Kalkınma partisine oy vermiş kardeşlerimize bu konuda düşünmeyi tavsiye ederim. Bir iktidar demokratik toplum içinde anayasada öngörülen kuvvetler ayrılığını üç unsur olduğunu hatırlayarak yasamada varsa ki vardır TBMM'de en fazla vekile sahiptir dolayısıyla hükümeti kendileri oluşturduğu için yürütmede de vardır o zaman Recep Tayyip Erdoğan beyin ülkeyi yönetmek istediği dönemde yasama ve yürütme kuvvetinde etkileri vardır.
 
"ADALET DE AKP'Lİ HALE GELMİŞTİR"
 
Bir elinde yasama bir elinde yürütme var. Üçüncü kuvvet ise yargıdır. Yargı üzerinde etkinliğini sağlamak açısından 2010 yılı 28 maddelik bir anayasa değişikliği düşünülmüş ve referanduma gidilmiştir. Ancak şimdi HSYK düzenlemesiyle Adalet de AKP'li hale gelmiştir.
 
Bazı olaylar var ki bunların alt yapısı hiçbirimizin haberi olmadan içine bazı maddeleri sıkıştırmak suretiyle... Sosyal güvenlik esnafın bazı problemleri vergi dairelerinin uygulamalarıyla ilgili vatandaşı kısa yoldan etkileyen konularda bazı serpiştirmelerle gerçek niyetin ortaya çıkması ve bunların örtülmesiyle gerçekler ortaya çıkmıştır.
 
Hangi partiden olursak olalım dikkatinize sunmak istiyorum. Demokrasi insan hakları özgürlük insanlığın evrensel değerleridir.
 
"SURİYE'Yİ HATIRLAYIN"
 
Kandil'de netleştirilen bir müzakere zinciri iktidarın açılımlarına karşı adaletin yargının elinin kolunun bağlanması PKK'yı cesaretlendirmiş siyasallaştırmış taleplerini karşılamış ve en sonunda dört gün evvel çıkan demokratikleşme paketiyle son aşamasına gelmiştir. SOn aşama şimdi PKK tarafından dillendiriliyor. Dillendirmedeki şekil şudur. Suriye'yi hatırlayın. Orada iç savaş var. 130 bin insan ölmüş 2 milyon insan ülkeyi terketmiş. 700 bin insan Türkiye'ye gelmiş. Bu arada Suriye'de bir olay gerçekleşiyor. PKK'nın uzantısı olan PYD orada batı kürdistan özerk yönetimini üç kanton halinde kuruyor. Şimdi Türkiye'de bu kadar demokratik açılımın getirildiği yer burası olmuştur.
 
"BARZANİ DENEN PEŞMERGE REİSİ"
 
Sayın Başbakan'ın en son Diyarbakır ziyaretinde Barzani denen peşmerge reisiyle bir araya gelerek şarkıcı olup olmadığı şüpheli bir de peşmerge kıyafetiyle sahneye çıkıp millete bazı şeyler söyleyen bir zavallıyla Türkiye'de Kuzey Kürdistan ifadesi ilk kez kullanılmıştır.
 
2014 yılıdna PKK Suriye'dekine benzer şekilde 2014'ü özerklik yılı ilan ediyoruz diyerek BDP'nin aracılığıyla Kuzey Kürdistan Özerk yönetiminin 30 Mart'tan sonra gelişeceğini ifade ediyorlar. Bu bize verilen sözdür yerine getirmezlerse Başbakan'dan hesabını sorarız diye utanmadan tehdit ediyorlar.
 
"BİRİNCİ TEHDİT BÖLÜNMEDİR"
 
Türkiye'nin birinci iç tehdidi bölünmedir. Türkiye bölünmenin eşiğindedir. Bunu kabul etmeyenler olabilir. Demokratik açılım diyenler olabilir. Allah göstermesin bunları söyleyenler bu gafletten uyanmazsa Türkiye'nin karşı karşıya geldiği kaos kargaşa iç çatışmada ne diyeceklerini şaşışırlar. Çünkü Türkiye karmakarışık olur. AKP'ye oy veren kardeşlerim sorsun Türkiye'yi nereye götürüyorsunuz diye.
 
"BUNLARIN SONUNDA NELERİN OLACAĞINI DÜŞÜNDÜNÜZ MÜ?"
 
Bir başka konu var ki bu olaylar olurken bu iktidar özellikle de Erdoğan tarafından bazı oyunlar uygulamaya konuluyor. Diyelim ki Türkiye'nin ekonomik sosyal bölünme tehditi karşısında önemli sorunları varken ilkokuldan andımızı kaldırmanın gerekçesi ne olabilir? Türküm Doğruyum Çalışkanım sözünden niçin rahatsız olursunuz? Ziraat Bankası'nın başındaki TC harfleri neden kaldırılır. Bunların kaldırılması ile ziraat bankasının mevduatı mı artmıştır. Halka verilen kredilerde faizler düşürülmüş müdür? Şimdi TC'yi kaldırdınız bunların sonunda nelerin olacağını hiç düşündünüz mü?
 
Türkiye'nin dağında ovasında her yerde bazı kurumların önlerinde ne mutlu türküm diyene sözünü kazımanın ne faydası var? Demek ki demokratik açılımın kaldırım taşlarını döşemek için sinsi faaliyetlerle bu ülke karşı karşıya kalmıştşır.
 
"ERDOĞAN KULAĞIN ÇINLASIN"
 
Erdoğan kulağın çınlasın. MHP diyor ki! Allah nasip eder iktidar olduğumuzda ikamet ettiğin evin karşısına Ne mutlu Türküm diye yazdırmazsam namerdim! Bazı kurumlarda özellikle de Ziraat bankasında TC'yi kaldıran banka genel müdürü şube müdür kim iseniz oraya tekrar kendi elinizle TC yazdırmazsam namerdim!
 
Muhterem vatandaşlarım çocukların andını kaldırdılar. Türküm doğruyum çalışkanımdan rahatsızlık duyduysanız o çocuklar şimdi hırsızım soyguncuyum yolsuzum mu desin. Erdoğan oturduğun semttte ilkokula giden çocuklar haftada bir gün evinin önüne gelecek ve andımızı yüksek sesle okuyacak. Duy Recep Tayyip diyecek Türk'üm doğruyum çalışkanım.
 
Bu süreç buraya gelirken Cenabı Allah'ın lütfu ile 17 Aralık'ta bir olay oldu.
 
"29 YAŞINDA BİR UŞAK VAR"
 
17 Aralık 2015.. 2013... Bu bir kara gündür. Kara günün tekrar aydınlığa dönüşmesi için yolsuzluk ve rüşvet üzerinde yoğun bir mücadelenin yapılması elzemdir. 17 Aralık'ta ne olmuştur. Bir savcı kolluk kuvvetlerini görevlendirerek 41 kişiyi tutuklatmıştır. Bu operasyonun içinde belediye başkanları var bir bankanın genel müdürü var dört tane bakan ve evlatları var. Bu operasyonun içinde İran'dan gelmiş ne idüğü belirsiz 29 yaşında bir uşak var. Bu operasyonda imar yolsuzluğu olmuş. Kamu ihalesine fesat karıştırma var... Altın kaçakçılığı kara para aklama. BUnlar böyle giderken dört buçuk milyon dolar bir ayakkabı kutusunda yakalanmış. Dört buçuk milyon dolar saymayla bitmez. Bir genel müdürün evinde bu ayakkabı kutusu ne geziyor?