Sohbet havasında geçen bu toplantılarda en çok dikkatimi çeken şey, Önder Çiftçi derneğinin neden (kanola)yı bu kadar teşvik etme çabasında olduğunun davetliler tarafından anlaşılamamasıdır. Oysa bizim halk dilinde (Rapiska) olarak tanıdığımız bu bitki, her istenmediği yerde çıkması, mevcut ürüne ve toprağa zarar vermesi sebebiyle sevilmez. Bir diğer husus ise bu bitkinin birçok Avrupa ülkesinde yasak olması, hatta İngiltere ve Amerika gibi süper güç ülkelerin, bu ürünün yasak, kolay yetişmesi ve düşük maliyeti nedeniyle, Afrika ülkelerinde binlerce dönüm arazi kiralayıp oralarda ekimini yapması, ülkemizde de diğer ürünlere verilen teşvik kredilerinin yüksek olmasının aksine başta Amerika olmak üzere, karşılıksız olarak bu ürünü çiftçiye vermesidir.
Oysa düne kadar bölgemiz, ülkenin en iyi şeker pancarını üretiyor, Alpullu şeker fabrikası, Türkiye’de bir marka olarak anılıyordu. Şeker pancarı üretimi durunca, ithal şekerkamışı ürünü olan tatsız ve çayı karıştırdığınızda üzerinde yağ tabakası olan şekere talim eder olduk. Eskiden bölgemizde pancarın yanı sıra karpuz-kavun, bol miktarda soğan-sarımsak, buğday ve ayçiçeği üretilirken, şimdi bu ürünlerin rekoltesi düştü. Bu şekilde giderse, sonuç olarak tarım sektörümüz, çiftçi ve ailesinin hayat şartlarıyla mücadeleye yenik düşüp, sanayi bölgesine dönüşmesi sebebiyle fabrika işçiliğine yönelmesiyle bitecektir.
Tabii ben ekonomist değilim. Ama eski kültürel çiftçilik anlayışımıza dönmezsek, sonumuzun krizle boğuşan Avrupa ülkelerinden farklı olacağını sanmıyorum.KANOLA MALİYETİ UCUZ OLUP GELİRİ YÜKSEK OLDUĞU İÇİN ISRARLA ÖNERİLİYOR.AMA TOPRAĞI ÖLDÜRÜYOR.BUNU BEN DEĞİL ÇİFTÇİLER SÖYLÜYOR. Sayın kaymakamımız halka ve çiftçiye sordu ve herkesin fikrini alarak daha iyi çözüm üretebileceklerini söyledi. Bu da benim fikrim. Umarım kabul görür.