“ Sevgili dostlarım,İbrahim Müteferrika,Macarlar ve Türkler arasında özel bir bağdır.Macar doğumlu İbrahim Müteferrika,Türklüğü yeni bir yola yöneltti.Bundan 287 yıl önce 1727’de Türkçe kitap basımının başlatılması yalnızca teknik icraat değil,aynı zamanda manevi bir hadiseydi.Matbu kitap,okuma ve irfan sahibi olmanın geniş çapta yayılmasını ifade ediyordu.Bu konuda Osmanlı imparatorluğu batılı ülkelere karşı yaklaşık 250 yıl geriden geliyordu.Kitap basımının eksikliği,yeni bilgilerin yayılmasını imkansızlaştırıyordu.Bu durum,Türk kalkınmasının engeli haline gelmişti.İlk matbu kitabın 1727’de ortaya çıkması durumu değiştirdi ve Osmanlı imparatorluğunu yeni bir yola yöneltti.Bu anlamda İbrahim Müteferrika,Türk batılılaşmasının başlatıcısı,bu günlerde de zuhur eden ve Türkiye’yi dünyanın en önemli ülkelerinden biri kılan sürecin öncüsüdür.
Tekirdağ,18. Yüzyılda Macarlar ve Avrupalılar için manevi bir merkezdi.2.Ferenc Rakoczi ve Kelemen Mikes dönemin dünyasının en seçkin düşünür ve yazarlarındandı.Hatıralarının halen bizimle birlikte yaşaması tesadüf değildir.Bu vesileyle,bundan yaklaşık 300 yıl önce Tekirdağ’daRakoczi ve Mikes’eyurtlarından uzakta barış,can güvenliği ve huzuru bulma fırsatını sağladıkları için burada bulunan Türk dostlarımızın dedelerine minnetlerimizi ifade ediyorum.Tekirdağ’daki Macarlar ve İbrahim Müteferrika bir topluluk oluşturdular.İbrahim Müteferrika,Macar mülteciler ve padişahın sarayı arasındaki belirleyici irtibat kurucuydu.Böylelikle, o zamanki Türkiye’nin geleceğine ilişkin belirleyici olan tüm sorularda ana dilinde muhabbet edebileceği arkadaşlar bulduğu Tekirdağ’a sıkça gelip gitti.
Tekirdağ,Türk yenilenmesinin ve batılılaşmasının hazırlanmasında 18.yüzyıldaki manevi merkezlerinden biriydi.Bu,bugün burada yaşayan insanların iftihar edebileceği bir mirastır.Ancak bu miras,harekete geçme zorunluluğu anlamına gelir.Tekirdağ’ın 21. Yüzyılda da Türk yenilenmesinin manevi merkezi olması gerekir.Şehrin tüm sakinlerinin bilmesi gerekir ki,Bu konuda Macarlara daima güvenebilirler.Macaristan,Türkiyenin tamamen Avrupalı,dost,müttefik bir ülke olduğu ve yerinin Avrupa birliği içinde olduğu konusunda daima destek verdi ve desteğini bundan sonra da sürdürecektir.İbrahim Müteferrika’nın çok sayıda yardımcısı ile 1727’de yürümeye başladığı bu yolda,Türklerin sonuna kadar gitmesi gerekir.Bu yolda bitiş noktası AB üyeliğidir.Bunun gerçekleştirilmesine ilişkin hem AB üye devletlerinin hem de Türk siyasi hayatının mesuliyeti vardır.
Türkiye’nin dostu olarak Macaristan biliyor ki,dil ve antropolojik akrabalık ve de ortak tarih nedeniyle bu süreçte Macarların üzerine özel bir rol düşmektedir.
Avrupalı-Türk geleceğine istinadenMacaristan’a ve dünyanın neresinde yaşarlarsa yaşasınlar,Macarlara güvenebilirsiniz.İbrahim Müteferrika ve 2.Ferenc Rakoczi’nin mirası bize bu yükümlülüğü yüklemektedir ve bunu biz Macarlar asla unutmayacağız”Dedi.